Page 13 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 13
tarih çevresi
Mahmud Paşa-yı Velî
Kul kökenli vezirlerin ilki Mahmud Paşa’dır. Slav veya Rum kökenli olduğu rivayet edilir. 1427’de
esir alınmış, Edirne Sarayı’nda bir süre eğitim görmüş, İstanbul kuşatmasında görev almış ve 1454’te Zağanos
Paşa’nın yerine vezirliğe getirilmiştir. 1456 yılında Rumeli beylerbeyliğini de uhdesine alan Mahmud Paşa aynı
sene içinde veziriazamlığa yükseltilmiştir. Bu sıfatla Sırbistan harekâtına girişmiş, başta Semendire olmak üzere
bazı şehirlerin alınmasında etkili olmuştur. 1460’ta Fatih’in yanında Mora seferine katılan Mahmud Paşa, ertesi
yıl Trabzon seferinde başarılı icraatlarda bulunmuştur. Ezcümle Amasra’nın ve Sinop’un zaptında etkili olmuş;
teyzezadesi Georgios Amiroutzes’in aracılığıyla Trabzon’un teslim yoluyla alınmasında önemli rol oynamıştır.
1462 Eflak seferine katılmış, aynı yıl Midilli’nin fethini gerçekleştirmiştir. Ertesi yıl padişahla birlikte Bosna
seferine çıkan Mahmud Paşa, daha sonra Mora’ya, ardından Macaristan ve Arnavutluk seferlerine gönderilm-
iştir. Bosna Kralı Stephan’ın katli meselesinde Fatih’le fikir ayrılığına düşmesi rakipleri tarafından kullanılmıştır.
Mahmud Paşa 1467-1468’de Fatih Sultan Mehmed’le birlikte Karaman seferine gitti ve bazı kalelerin ele geçir-
ilmesinde etkili oldu. Ancak daha önce Bosna kralının katli meselesine, bazı ailelere toleranslı davranma gibi
suçlamalar da eklenince, özellikle Rum Mehmed Paşa’nın entrikasıyla veziriazamlıktan alınarak yerine bu rakibi
getirildi. Azlinin eski Türk geleneğine uygun olarak çadırının başına yıkılması şeklinde olması ilgi çekicidir.
1470 yılında donanmanın başına getirilen Mahmud Paşa Eğriboz adasının fethinde önemli rol oynadı.
1472 yılında ikinci defa getirildiği veziriazamlığı esnasında padişahla birlikte Otlukbeli Savaşı’nın (1473) ka-
zanılmasında etkili olduysa da, rakiplerinin aleyhinde faaliyetleri yüzünden gözden düştü ve görevinden alındı.
Görünürdeki sebep mağlup Akkoyunlu ordusunun takip edilmemesi yolundaki fikridir. Hasköy’deki çiftliğine
çekilen Mahmud Paşa Şehzade Mustafa’nın ölümü münasebetiyle padişahı taziye için İstanbul’a geldiyse de
Sultan Fatih tarafından soğuk karşılandı. Bir süredir Şehzade Mustafa ile Mahmud Paşa’nın karısı arasında çıkan
dedikodular yüzünden merhum şehzade ile arası açık olan, hatta güya onu zehirleten Mahmud Paşa’dan şüphe-
lenen Fatih, paşanın rakiplerinin de gammazlamasıyla bu veziri önce bir süre Yedikule Hisarı’nda hapsettirmiş,
ardından da siyaseten katletmiştir (17 Ağustos 1474). Bazı kaynaklarda idam sebebi sadece Şehzade Mustafa
meselesi değil, daha önceden Bosna kralını affetmesi, Eflak beyini serbest bırakması, Dulkadiroğlu Şahsüvar
Bey’i geri göndermesi, Karaman seferi sırasında İshak bey’in kaçmasına fırsat vermesi, Otlukbeli Savaşı’nda
mağlup edilen Uzun Hasan’ın takip edilmesine engel olması gösterilir. Her şeye rağmen bazı kaynaklarda Fatih
Sultan Mehmed’in onun sadrazamlığı döneminde rahat ettiği belirtilir. Naşı İstanbul’da yaptırdığı caminin hazire-
sinde bulunan türbesinde defnedilen Mahmud Paşa’nın adı günümüzde ucuzluğuyla ünlü çarşıyla bütünleşmiştir.
İlim ve sanat erbabını himayesiyle bilinen Mahmud Paşa, halk tarafından çok sevilmiş ve kendisine
“Velî” sıfatı verilmiştir. Fırsat buldukça haftada bir dönemin ileri gelen alim ve şairlerini bir sofrada topladığı,
nohut büyüklüğünde altınları nohutlu pilava karıştırarak farklı bir şekilde sürpriz ikramlarda bulunduğu rivayet
edilir. Dönemin ünlü mutasavvıfı Eşrefoğlu Rumî’ye intisabı bulunan ve II. Mehmed’in Hurufiliğe duyduğu ilgiyi
önlemede etkili olan Mahmud Paşa adına birçok eser yazılmış ve kendisine ithaf edilmiştir. Bu cümleden olarak
dönemin ünlü tarihçisi ve diplomatı Şükrullah Şirvanî Behcetü’t-tevârîh’ini, Enverî Düsturnâme’sini, Abdürra-
him Karahisarî Vahdetnâme’sini onun adına kaleme almışlar ve ondan lütuf görmüşlerdir. Musannifek Alâed-
din Tusî Tuhfe-i Mahmudiyye adıyla yazdığı eseri ona sunmuştur. Kendisi de iyi bir şair olan Mahmud Paşa
şiirlerinde “Adnî” mahlasını kullanmıştır. Ancak nesrinin nazımdan daha kuvvetli olduğu nakledilir. Daha sonra
adına yazılan Menâkıbnâme-i Mahmud Paşa-yı Velî adlı eser birkaç defa yayımlanmış ve üzerinde yüksek lisans
tezi yapılmıştır.
13