Page 21 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 21

tarih çevresi

Anayasasının ilan edildiği gün, yapılan tören ile ilgili ayrıntılı bilgiler dönemin gazetelerinde yer al-
dığı gibi, törende bulunarak II. Abdülhamit’in Hatt-ı Hümayunu’nu okuyan Mahmut Celalettin Paşa,
“Mirât-ı Hakikat”de özet bilgiler vermektedir. Onun verdiği bilgilerle Ahmet Saib’in gazetelerden
derlediği bilgiler birbirine uymaktadır. Dönemin gazetelerinde de törenle ilgili ayrıntıları, Kanun-ı
Esasi’nin önemini ve Padişah’ın ne kadar meşrutîyetçi olduğunu belirten yazılar yer almaktadır. 38 Ka-
nun-ı Esasi’nin ilan edildiği gün, daha önceden basılıp hazırlanan Kanun-ı Esasi ve Hatt-ı Hümayun
nüshaları halka dağıtılmıştı. Mithat Paşa ise, yaptığı konuşmada “Padişah’ın lütfen inayet buyurarak
ihsan ettiği, Kanun-ı Esasi’nin halk için önemli bir ihsan olduğunu ve bunun için Padişah’a sonsuz
şükran sunmak gerektiğini dile getirmişti.”39 Ardından Edirne Müftüsü tarafından güzel bir dua okun-
muş, İstanbul’un çeşitli semtlerinde 101 pare toplar atılmıştır.40

     Tören bitiminde Sadrazam, Şeyhülislam, Bakanlar ve Ulema’dan pek çok kişi, gayrı müslim ileri
gelenleri ile birlikte, saraya giderek Padişah’a teşekkür etmişlerdir. Kanun-ı Esasi’nin ilanından sonra
İstanbul’da yapılan resmi tören dışında kutlamalar da yapılmıştır. İstanbul’da hem Müslüman hem de
Müslüman olmayan halk hep birlikte kutlamalara katılmışlardır. İçlerinde yabancı bankerlerin, Galata
sarraflarının, tüccar ve esnafın bulunduğu büyük bir kalabalık Borsa Komiseri Abidin Bey’in başkan-
lığında, İstanbul sokaklarında dolaşıp “Padişahımız çok yaşa” nutukları atmışlardır. Müslüman ve
Müslüman olmayan halkların memnuniyetlerini dile getirmek için Türkçe, Rumca ve Ermenice olarak
Meşrutî yönetimi öven konuşmalar yapmışlardır.41

      Kanun-ı Esasi’nin ilan edildiği gün Sadrazamlık makamından bütün vilayet, sancak ve kazalara
bir telgraf çekilerek, Padişah’ın Hatt-ı Hümayun’u ile ülke yönetiminde yeni bir düzenleme yapılması
için Bakanlar, Ulema ve diğer ileri gelenlerden Bâb-ı Ali’de oluşturulan komisyonun görevini tamam-
lamış olduğu “tanzim olunan Kanun-ı Esasi’nin ilan ve icrası hakkında…” verilen Hatt-ı Hümayun’un
ise, “bugünkü Cumartesi..” günü okunarak yürürlüğe girdiği, “usûl-ı istibdâda hitâm verilerek şer-i
şerifin akıl ve hikmetin her zaman için tasvip ve tahsin eylediği usûl-ı cedide-i meşveret yüz bir pare
top..” atılarak ilan edildiği, böylece Tanzimat’ın bahşeylediği ırz, can ve mal güvenliğine ilaveten “…
hürriyet-i şahsiyeyi akvâm-ı Osmaniye meyanında ittihad ve muvasât-ı kâmileyi dahi temin…” ettiği
belirtiliyordu. Bunun için memnuniyetin dile getirilerek Padişah’a teşekkür edilmesi ve isteyenlerin
dini tören yapmalarına izin verilmesi, ayrıca “…tanzim olunacak teşekkürlerin posta ile irsâli…” nin
“tavsiye ve ihtar” olunduğu belirtiliyordu.42

     Verilen bu talimat doğrultusunda ülkenin her tarafından Kanun-ı Esasi’nin ilanından dolayı tören-
ler yapıldığı, Padişah’a dua edildiği, gönderilen telgrafın okunarak halka duyurulduğu hususlarını
kapsayan teşekkür yazıları İstanbul’a gönderilmeye başlanmıştır. Bu yazılar bir araya getirilerek Sa-
drazam’a sunulmuş ve Padişah’a da arz edilmiştir.43 Bu teşekkürnâmelerin kapsamına gelince, bir
kısmı Müslüman halkın yaşadığı yörelerden gönderilmiş olup, yönetici, meclis üyeleri, ulema ve il-
eri gelenlerin isim ve mühürlerini kapsamaktadır. Müslüman ve Hıristiyanların bir arada yaşadıkları
yörelerden gönderilen teşekkürnâmelerde ise, Müslümanların mühürlerinin yanı sıra, gayr-ı müslim-
lerin hem mühürleri, hem de kullandıkları yazıyla isimleri ve imzalar yer almaktadır. Bütünü Sadra-
zamlık makamına hitaben yazılmış olup, bir kısmının da nereden gönderildiklerine dair ifadeler yer
almaktadır. Dönemin gazetelerine de bu teşekkürnâmelerin zaman zaman yansıdığı görülmektedir.

                                              21
   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26