Page 20 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 20

tarih çevresi

bildirmek için, Abdülhamit’e bir arîza sunacaktır.33 Bu konudaki görüşlerini de ilk tasarının mukad-
demesinin derkenarında yukarıda belirtildiği gibi aynen açıklamıştır.34 Önemli bir nokta da, II. Abdül-
hamit’in el yazısı ile, Bakanlar Kurulu’na gönderdiği, başlıksız ve tarihsiz bir yazıdır. Kapsamını göz
önünde bulundurduğumuzda muhtemelen sözü edilen tasarı hakkında görüş ve düşüncelerini kısaca
ifade ettiği kanısına varılmaktadır. Abdülhamit bu yazısında, gayr-ı resmi olarak kendisine sunulan,
Kanun-ı Esasi layihasını incelediğini “…bunun ahkâm-ı şâmilesinde usûl ve istidâd-ı memlekte gayr-ı
muvâfık şeyler gördüğünü”35 amacının ülkenin bağımsızlığını güvence altına alacak, gerçek bir yöne-
tim oluşturmak olduğunu, bunun için harcanacak çabaları takdir edeceğini, belirttikten sonra, kendis-
ine sunulan tasarının bu esaslar göz önünde tutularak “havâs-ı vükelâ” tarafından görüşülerek ger-
ekli değişikliğin yapılarak Sadrazam’a bildirilmesini istemektedir. Ayrıca bu hususun Sadrazam’la,
Bakanlar arasında gizli kalmasını talep ediyordu. Görüldüğü gibi, Padişah komisyonun hazırladığı
tasarıyı beğenmemekte, beğenmediğinin gizli kalmasını istemekte, ülkenin yetenek ve yönetim biçi-
mine uygun olmayan şeylerin, neler olduğunu ne yazık ki açıklamamaktadır. Yapılacak düzenlemel-
erin “hukuk-ı hükümetle” telifini isterken de herhalde Padişah’ın hak ve hukukunu kastetmektedir.
Nitekim, daha sonraki tasarıda yapılan düzenlemeler bu doğrultudadır.

     KOMİSYONUN HAZIRLADIĞI İKİNCİ TASARI

      Üzerinde önemle durulması gereken bu ikinci Kanun-ı Esasi tasarısı 11 bölüm ve 130 maddeden
oluşmaktadır.36 Madde başlığı konmadan yalnızca numaralarla belirleme yapılmıştır. (1, 2, 3 v.b. gibi)
Bazı maddeleri bir önceki kanun tasarısı ile aynı olmakla birlikte, derkenarlardaki eleştiriler de göz
önünde bulundurularak değişik madde ve konuları da kapsamaktadır. İlkinde olduğu gibi, ikinci tasarı
da düzeltilmiştir. Arşiv kaydına göre, bu düzeltmeler Saffet Paşa tarafından yapılmıştır. Ancak tas-
nifçilerin bu kanıya hangi kaynaktan yaralanarak vardığı bilinmemektedir.37

    Sözünü ettiğimiz ilk tasarının bir “mukaddemesi” olduğu halde, ikincisinde belki de Namık Ke-
mal’in itirazı doğrultusunda mukaddemeye gerek görülmemiş, doğrudan doğruya, ilkinde bulunmayan
“Memâlik-i Devlet-i Osmâniye” tanımıyla yetinilmiştir. Bunun dışındaki diğer başlıklarla da uyum
görülmektedir.

    Komisyonda hazırlanan ilk tasarının maddeleri ve derkenarlarındaki görüşler göz önünde bulundu-
rulduğunda, II. tasarının maddeleri, Namık Kemal’in görüş ve düşünceleri doğrultusunda değiştirilm-
iştir. Bu şekilde I. tasarının düzeltilmesiyle, yeniden oluşturulan II. tasarı da tekrar gözden geçirilmiş,
Saffet Paşa tarafından düzeltilerek komisyona havale edilmiştir. Netice de Saffet Paşa’nın yapmış old-
uğu düzeltmeler de dikkate alınarak, ilan edilen Kanun-ı Esasi metnine dönüştürülmüştür.

     1876 KANUN-I ESASİSİ’NİN İLANI

   Mithat Paşa’nın Sadrazam olmasından sonra hem Komisyon’da hem de Bakanlar Kurulu’nun tasarı
üzerindeki son görüşmeleri tamamlanmış, Padişah’ın da onayı alınarak 23 Aralık 1876 (7 zilhicce
1293) günü törenle ilan edilmiştir. 1876

                                               20
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25