Page 30 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 30

tarih çevresi

inkısamı (bölüşümü) ve istihlâki (tüketimi) konularını tartışmaktadır.35 Bu tartışmalar sonucunda özel
teşebbüs yoluyla sanayileşme çabalarına da girişildi. Bunun gerçekleşebilmesi için de başlıca şu ön-
lemlere başvuruldu. Öncelikle ithal gümrüğünün yükseltilerek yerli sanayiinin rekabet gücünün artırıl-
ması yoluna girildi. 1838 Ticaret Antlaşması’yla kabul edilen ve ithalattan %5, ihracattan ise %12
olarak uygulanan gümrük vergisi 1861’den itibaren kademeli olarak %8’den başlamak suretiyle her
yıl bir puan indirilerek %1’e düşürüldü. İthal gümrüğü vergileri de %5’ten %8’e çıkarıldı.36 Bu devre-
de sanayii geliştirmek amacıyla alınan başka bir önlem de sanayinin ihtiyaç duyduğu kaliteli eleman
yetiştirmeye yönelik 1868’de İstanbul’da bir sanayi mektebinin açılması olmuştur. Demircilik, maran-
gozluk, dökümcülük, makinecilik, mimarlık, terzilik, kunduracılık ve ciltçilik gibi bölümler açılarak,
kalifiye ustalar yetiştirilmeye başlanmıştır.37 1860 sonrası sanayileşme çabaları içerisinde girişilmiş
önemli bir diğer hareket de “Islah-ı Sanayi Komisyonu”nun kurulması olmuştur. Komisyon Avrupalı
rekabetin baskısıyla çökmüş bulunan, yerli sanayii korumak amacıyla kurulmuştu. 1873’e kadar
çalışan komisyon, özel teşebbüsü geliştirmek amacıyla esnafı şirketler halinde birleştirme çabalarına
öncülük etmiştir.38 Tanzimat dönemi Osmanlı sanayileşme politikaları bu iki ana eksen çerçevesinde
yürütülmüş ve bu amaçla bir dizi sanayi kompleksi kurulmuştur. Bu çalışmaları ve kurulan fabrikaları
şu şekilde belirlememiz mümkündür:

  A-Devlet fabrikaları
   1-İstanbul fabrikalar kompleksi

   Tanzimat döneminde yapılan sanayileşme faaliyetlerinin en önemlisi, İstanbul’un batı yakasında
Marmara Denizi kıyısı boyunca uzanan organize sanayi bölgesi olarak da adlandırabileceğimiz bir
fabrikalar kompleksidir.39 Zeytinburnu’nda kurulan bu tesislerin yapımına 1842 yılında başlanmıştır.
Bu tarihlerde Osmanlı başkentine Tanzimat Dönemi yeniliklerini görmek için gelmiş olan Mc Far-
lane, bu kompleksin İngiltere’nin Birmingham ve Manchester sanayi bölgelerinden esinlenerek ku-
rulduğunu belirtmektedir.40 Kompleksin en önemli yapıları olan bölümü Zeytinburnu’nda idi. Buraya
“Büyük Fabrika” da denilmekteydi. Fabrikada üretimi yapılacak olan mamuller, demir, demir boru,
çelik raylar, pulluk, gem, üzengi, tüfek çakmakları, mızrakbaşı, kılıç, kilit, anahtar, bıçak, ustura, yiv-
li top, havan topu (veya obüs), süvari ve piyade tüfekleri, tabanca, şayak, astar, pamuklu kumaş ve
çorap gibi çok çeşitli kalemlerden oluşuyordu.41 Burada üretilen yivli toplar Avrupalı benzerleriyle
eşit kalitedeydi. İngiliz ve Fransız sistemine göre Karabina tüfekleri, tüfekler, miğfer ve çelik zırhlar
da Zeytinburnu “Büyük Fabrika”sında üretilebilmekteydi.42 Kumaş ve pamuklu tekstil ürünleri için
ayrı bir bölüm yapılmıştı. Fabrikada ayrıca işçi barınakları ve kaliteli eleman yetiştirmek için okul
da bulunuyordu. Okulda matematik, kimya, jeoloji, madencilik, resim, nafıa mühendisliği öğretilme-
si planlanmıştı. Ancak, bu okul ne yazık ki, mezun veremeden kapanmıştır43 Aynı fabrikalar kom-
pleksi içerisinde Bakırköy’de ikinci bir ünite daha bulunuyordu. Burada bir iplik bükme, dokuma
ve pamuklu basma fabrikası, iki ocaklı bir demir atölyesi, bir buharlı makine ardiyesi, küçük buharlı
gemiler yapan bir tersane olmak üzere dört fabrika daha kurulmuştu.44 Bakırköy ünitesi daha sonra
1850’de Hereke fabrikasından getirilen pamuklu dokuma tezgâhlarıyla genişletilmiştir.45 Bakırköy
Bakırköy sanayi ünitesi ilk buharlı gemiyi 1848’de denize indirmiştir.46 Bu büyük fabrikalar kompleksi
içerisinde Yeşilköy’de bir modern çiftlik de kurulmuştur. Fransız çiftlikleri örnek alınarak inşa edilen
bu çiftliğe 1840’ta Amerika’dan uzman getirilerek pamuk cinsini ıslaha ve yeni tarım tekniklerinin
uygulanmasına çalışılmıştır. Bu çalışmalarla elde edilen kaliteli pamuk ürününün kompleksin fabrika

                                             30
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35