Page 27 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 27
tarih çevresi
Bu genel ekonomik tablo içerisinde, Tanzimat dönemi öncesi Osmanlı sanayiinin yapısına bir göz
atacak olursak yüzyıllardan beri bünyesi değişmemiş bir şekilde kaldığını söylemek gerekecektir. Os-
manlı İmparatorluğu’nda sanayinin yapısı küçük el zanaatları ve gedik usulüne dayalıydı. İş hayatını
düzenleyen kurallar loncalar tarafından konulmuştu ve asırlardır değişmeksizin yürütülmekteydi. Aynı
zanaat dalında çalışanlar kendi loncalarına bağlıydılar. Loncaların kurallarına göre bir zanaatkâr, çırak-
lık ve kalfalık yapmadan usta olamazdı. Bunun için ustanın muvaffakatı gerekliydi. Ayrıca, her zanaata
ait loncanın, ürünlerin ölçü ve standartlarını düzenleyen katı kuralları bulunuyordu. Bu standartların
dışına çıkmak kesinlikle yasaktı. Bu şartlarla yüzyıllardır Osmanlı sanayi faaliyetini düzenleyen ve
mamulün kalitesini koruyan lonca sistemi, bozulma sonucu ve gelişmeye uygun olmayan ve rekabeti
engelleyen kuralları ve yapısı itibariyle endüstrinin gelişmesini önlemiş ve sermaye birikimine imkân
tanımamış, girişimci bir zihniyetin doğuşunu engellemiştir.4 Loncaların yanı sıra “gedik usulü” de
Osmanlı sanayii üzerinde etkili olmuş bir diğer önemli faktör olarak göze çarpmaktadır. Bir tür “esnaf
tekeli” demek olan gedik usulüne göre, sanayi ve ticaretin her dalında bulunan işyerlerinin ve imala-
thanelerin sayısı ve o sektörde çalışanların kaç kişi olabileceği, belirlenerek sınırlanmıştı. Çıraklıktan
kalfalığa geçen ve usta olmak isteyen bir kişi, aynı zamanda bir gedik demek olan bir ustalık ya da
imalathane, ölüm veya herhangi bir nedenle boşalmadıkça bu şansı elde edemez. Kendisi bir işyeri
açamaz, çok uzun sürelerle bir gediğin boşalmasını beklerdi. Girişim ruhu, zengin olma isteği, azim
ve kararlılığı önemli ölçüde törpülendikten ve ileri bir yaşa geldikten sonra bir gedik sahibi olabilme
şansına kavuşabilirdi. Hiç kuşkusuz, bireyi körelten bu durum Osmanlı İmparatorluğu’nda sağlıklı bir
rekabetçi sanayinin doğmasını ve gelişmesini engelleyen en temel unsurlardan biriydi.5
Loncaların ve gedik usulünün değişmeyen ve gelişmeyi durdurucu etki yapan bu nitelikleri, sermaye
birikimini de önlemiş, özel sektör sanayiinin Osmanlı İmparatorluğu’nda oluşamamasında en önemli
rolü oynamıştır. Osmanlı yönetici eliti ise ancak, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren uyanabilmiş,
gedik usulü 1855’ten sonra yavaş yavaş kaldırılmaya başlanmış,6 1864–1873 yılları arasında “Islah-ı
Sanayi Komisyonu” kurularak, esnafın şirketler halinde birleştirilerek, yeni bir özel sektör yaratma
çabasına girilmiştir.7 Osmanlı İmparatorluğu’nda en fazla gelişmiş sanayi kolu, tüm dünyada olduğu
gibi, dokumacılıktı. XIX. yüzyıla gelinceye kadar bu alanda oldukça ileri bir seviyede bulunuyor,
iç tüketimde imparatorluğun ihtiyacını karşılamakla kalmıyor, ihracat da yapabiliyordu. Anadolu’da
pamuk ipliği ve dokuma sanayi XVII. yüzyıla kadar gelişmiş ve bu yüzyıldan itibaren, tekstil ürünleri
ihraç edilmeye başlanmıştı. Hatta İstanbul’da bir dokuma (1719) ve bir çuha ipekli dokuma fabrikası
(1721) kurulmuştu.8 Önemli bir ihraç limanı olan İzmir’den İtalya, Fransa, İspanya, Venedik ve Cen-
eviz gibi ülke ve merkezlere ipekli, dokuma, yün ve tiftik mamulleri dışsatımı yapılmaktaydı9 XVIII.
yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu dokuma sanayiinde yeterli bir düzeyde bulunmuyor-
du. Avrupa’dan yapılan kumaş ithalatının ise toplam tüketime göre oranı yüzde üç kadardı. 10 Ankara
ve çevresinde üretilen sof ve keçi kılından kumaşlar Avrupa’ya ihraç edilen, tanınmış Osmanlı ürün-
leriydi. 11 Aynı yüzyılın sonlarına kadar da bu ihracat canlı bir biçimde sürmekteydi.12
Dokuma sanayimizde XIX. yüzyıla gelindiğinde hızlı bir çöküş başladı. 1812’de İşkodra’da 200,
Tırnova’da 2000 tezgâh çalışmaktayken 19 yıl gibi kısa bir süre içerisinde, yani 1831’de tezgâh sayısı
İşkodra’da 40’a, Tırnova’da iste 200’e düşmüştür.Ankara’daki kumaş üretimi ve ihracatı da azalmıştı.13 .
Buna karşılık İngiltere’den yapılan pamuklu dokuma ithalatı 1828’de 10.834 İngiliz lirasından yalnızca
üç yıl gibi kısa bir süre içerisinde, 1831’de 105.615 İngiliz lirası gibi oldukça yüksek bir rakama ulaşmıştı.
27