Page 54 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 54

tarih çevresi

retiyle Fatsa’ya üç günde gidip gelirlerdi. Şimdiki Fatsa-Reşadiye şosesi gü-
zergâhından binek ve yük hayvanları bir yana, yaya dahi geçemezdi... Belki
kuşlar bile bu vadiden uçamazdı... Babam sahili dâhile bağlayan en kısa me-
safenin burası olduğunu düşünmüş. Zaman zaman bu güzergâha yakın yöre-
lerde oturan muhtarlardan ve şahıslardan imza toplayarak dilekçeler ve maz-
batalar düzenlemiş. Bunları Sultan Hamid’e ve Nafia Nezareti’ne yağdırmış.
Uzun müddet böylece devleti rahatsız etmiş, uyandırmaya çalışmış... Nafia
Nezareti’ni ikna ederek Fatsa - Reşadiye yolunun keşfi, çizilmesi ve yolun
açılması için bölgeye mühendisler göndertmiş. Bu mühendisler tarafından ve-
rilen rapor üzerine bu yolun devlet programına aldırılmasına muvaffak olmuş.
Bu hususu ispatlayan dilekçe ve mazbata suretleri hâlen babamın kitapları ve
evrak-ı perişanları arasında bulunmaktadır”31.

         “Seferberlik badirelerini atlattıktan sonra baba vatanı olan Aybastı’da
ikamet eden babam Mustafa Asım Efendi, Fatsa-Reşadiye yolunun ilk yapım
çalışmalarına bizzat katılmıştı. Öyle ki, zamanın valisi, bu yolun açılması
için, yol güzergâhı üzerindeki köylerde oturan halkı kazma kürek seferber
eder. Bu çalışma yoğun bir şekilde iki ay devam eder. Babam da halka yolun
ehemmiyetini anlatmak ve onları çalışmaya teşvik etmek için halkın arasında
iki ay müddetle evine gelmeden dolaşmıştır. Nihâyet yeni açılan Fatsa-
Reşadiye yolundan hayvanla sağlanan geçitten ilk yolculuk babama nasip ol-
muş, ekseriyetle ata binmeden yoldan taşları ata ata Fatsa’ya gitmiş gelmiş-
tir”.

         Üçüncü kez topladığı kitaplarını Mustafa Asım, Çarşamba’dan Hoş-
kadem’e eski Kalınçorak yolundan, sandıklarla at sırtında taşıtmıştır. Bu ki-
taplar halen Hoşkadem köyünde oğlu Senai Yediyıldız’ın evinde muhafaza
edilmektedir. Bin bir zahmetle gerçekleştirilen bu kitap taşıma hikâyesini
ben, atıyla bu işe yardımcı olan Safalık köyünden Lütfi Gürsoy’dan dinlemiş-
tim…

         Mustafa Asım, söz konusu yolculuk ve maceradan sonra birkaç yıl sü-
rekli Çarşamba’da oturur. O burada iken 1912’de Aybastı’da evlendiği eşi
Tuba Hanım vefat eder. Bu eşinden olan İbrahim ve Senai, Ortaköy’de teyze-
lerinin yanındadır. İbrahim yanarak ölmüştür. Mustafa Asım, bu sefer Çar-
şamba’da Saibe Hanım ile evlenir. İki oğlu da bu hanımdan olur: Vecihi ve
Kemal. Vecihi, birkaç yaşında iken hastalanıp ölmüştür. Kemal, 1923 doğum-
ludur. Adı, Milli Mücadele’nin lideri, Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Ke-
mal’e izafeten verilmiştir. Mustafa Asım’ın aile hayatının hikâyesi oldukça
karmaşık ve uzundur. O zamanların toplum ve aile yapısını anlamak için uzun
ve kapsamlı tahliller yapılması gerekmektedir. Bu konu Mustafa Asım hak-
kında hazırlamakta olduğumuz bütünlüklü bir biyografi kapsamında ayrıntılı
olarak ele alınacaktır.

         Seferberlik yıllarının bitimine kadar Çarşamba’da kalan Mustafa
Asım, daha sonra yukarda da belirtildiği gibi sadece kış aylarını Çarşamba’da

          31Bu yol hikâyesi ile ilgili olarak bkz. Yediyıldız 2001: 9-19. Yazdığı bir
mektubun müsveddesi ve çevriyazısı da burada neşredilmiştir (s. 140-143). Burada
Reşadiyeli Prof. Dr. Ali Rıza Atasoy’un bu yol ile ilgili çalışmaları da anlatılmakta-
dır (s.143-147). Krş. Yediyıldız 2018: 277-308.

                                  58
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59