Page 57 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 57

tarih çevresi

hazır bulunan talebelere şöyle hitap eder: “…Memnuniyetle görüyorum ki,
tedris/öğretim ve tederrüs/öğrenim cidden hakikat-i diniye dairesindedir/dinin
gerçekliğine uygundur. İnşallah memleketimizi ve milletimizi ihyâ edecek
asrî/çağdaş ve hakikî ulema/bilimciler faziletkâr/erdemli müderrisleri-
miz/aydınlarımız sayesinde, siz olacaksınız. Kıymetli ve hakiki ulemamızın
mevkii yüksektir. Ulemamızın ve ilim ve irfan erbabımızın hizmeti ve irşatla-
rı ile inşallah İbni Rüştler, İbni Sinalar, Farabiler, İmamı Gazaliler milletimi-
zin içinden çıkacak ve bu asrın tekâmülleri ile mücehhez/donanmış olarak di-
ni hakikatleri ihya eyleyeceklerdir” (Ertan 1988: 15-16). Ahmet Hamdi Ak-
seki, daha sonra sırasıyla Diyanet İşleri Reisliği Müşavere Heyeti üyeliğine
ve Reis Muavinliğine atanır; nihayet 1947’de Reis olur. Bu vesile ile yayım-
ladığı tamim son derece dikkat çekicidir. Vazife, din adamlığı, halk ile ilişki-
ler, bireyler arasında sevgi ve saygı konularının işlendiği bu tamimde o, şöyle
diyor: “…Mensup olduğumuz büyük milleti teşkil eden fertlerin maddeten ve
manen yükselmesine ve bu suretle bütün beşeriyete terakki ve fazilet numu-
nesi olmaya çalışmak hepimiz için dinî ve millî bir borçtur”. Bu tamimdeki
ilkeler bugün bile önemini korumaktadır (Ertan 1988: 30-31).

                                                    *
          Mustafa Asım’ın, kesin olmamakla birlikte, eldeki bilgilere göre, 1930
yılından sonra bir daha Çarşamba’ya gitmediğini yukarıda belirtmiştik. Bun-
dan sonra hep kışın Hoşkadem’de yaz aylarında ise Eceli veya Hoşkadem
obalarında kalmıştır... Ancak, kaydıhayat şartıyla uhdesinde olan Dersiamlık
görevini, Ahmet Hamdi Akseki’nin tamimi bağlamında burada da sürdürmüş-
tür. Bölgenin camilerinde cemaatle veya değişik vesilelerle farklı yerlerde
toplanan halkla ya da görüştüğü kişilerle sürekli sohbet emiştir... Ayrıca evin-
de isteyenlere ders vermiş ve onları yetiştirmeye çalışmıştır. Bu köyde yetiş-
tirdiği kişilerden bazıları Cumhuriyet döneminde sınavlara girerek başarı gös-
termişler ve müftü olarak görev yapmışlardır. Oğlu Senai Yediyıldız da bun-
lardan biridir. 1950 yılında Gölköy ilçesinde vaiz olarak göreve başlamış,
Aybastı’nın ilçe olmasıyla birlikte buraya kurucu müftü olarak atanmış ve
toplam kırk yıl hizmetten sonra buradan emekli olmuştur. Babası gibi kendisi
de normal görevi dışında yörenin imarı, okul yapımı ve her türlü sosyal faali-
yetler alanında çok önemli hizmetler gerçekleştirmiştir. Mustafa Asım Efen-
di’nin 1908’de yaptırdığı ev ve serendi hala ayaktadır ve boştur. Oğlu Senai
Yediyıldız’ın ellili yıllarda yaptırdığı ev ise, oturanı olmasa da, içindeki eşya-
sı ile birlikte varlığını korumaktadır. Mustafa Asım Efendi ve Senai Yediyıl-
dız’ın kitapları da buradadır. Ailenin söz konusu bu iki evi, bir eğitim kurumu
gibi işlev görmüşlerdir. Senede birkaç kez, özellikle bayramlarda, burada ai-
leden otuz kırk kişinin toplandığı ve köyümüz halkıyla buluştuğu oluyordu.
1990’lı yıllardan biriydi. Aile içinde bu sosyal ve kültürel faaliyetlerin nasıl
daha kurumsal hale getirilebileceği tartışılırken yeni bir fikir ve proje ortaya
çıktı: Hoşkadem’e bir kültür evi yaptırmak. Öyle bir bina inşa edilecekti ki,
buranın bir katı kütüphane olacaktı. Binada ayrıca, çok işlevli bir salon, çeşitli
seminer ve eğitim faaliyetlerinin yapılabileceği muhtelif odalar, yöreye araş-
tırma yapmak üzere veya herhangi bir sebeple gelen konukların kalabileceği
iki kısımlı döşeli odalar ve ofisler bulunacaktı. Mevcut kitaplar kültür evinin
kütüphanesine konulacak, bizler de kitaplarımızı oraya bağışlayacak idik.
Köyün bütün sosyal ve kültürel faaliyetleri bu kültür evinde ve özellikle çok
işlevli salonunda gerçekleştirilecekti. Bu fikir, o zaman seksen beş yaşında
olan Senai Yediyıldız’ın çok hoşuna gitti. Hemen kısa sürede bina projesinin

                                       61
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62