Page 70 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 70
tarih çevresi
Sürdürülebilir Kalkınma, Döngüsel Ekonomi ve
Yenilenebilir Enerji: Tarihsel Süreç ve
Mevcut Durum Değerlendirmesi
Burcu TÜRKCAN1
Giriş
Bugünkü neslin istek ve ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermemek
olarak tanımlanan sürdürülebilir kalkınma, kaynakların etkin kullanımı ve küresel sınırların dikkate alınması
ilkelerine dayanmaktadır (Türkcan vd., 2024: 25). Bu tanımlama doğrultusunda Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP) tarafından 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) deklare edilmiştir. SKA,
17 ana başlık altında 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi istenen ana hedeflerdir ve uluslararası anlamda kabul
görmüştür. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından biri ‘Erişilebilir ve Temiz Enerji’ olarak karşımıza çıkmak-
tadır. Bu Amaç kapsamında, ana hedef, herkes için karşılanabilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerjiye
erişimi sağlamaktır. Bu ana hedef kapsamındaki 5 alt hedeften biri “2030’a kadar yenilenebilir enerjinin küresel
enerji kaynakları içindeki payının önemli ölçüde artırılması” olarak ifade edilmektedir. Alt hedeflerden bir
diğeri ise “2030’a kadar yenilenebilir enerjiyi, enerji verimliliğini ve gelişmiş ve daha temiz fosil yakıt tekno-
lojisini kapsayan temiz enerji araştırmaları ve teknolojilerine erişimi kolaylaştırmak için uluslararası iş birliğinin
geliştirilmesi ve enerji altyapısı ve temiz enerji teknolojisi alanlarına yatırımın teşvik edilmesidir (https://tur-
kiye.un.org/tr/sdgs/7). Dolayısıyla yenilenebilir enerjinin, bu sürdürülebilir kalkınma amacı açısından önemli
bir yer tuttuğu görülmektedir. Peki, niçin bugün yenilenebilir enerji Dünya enerji gündeminde bu kadar önemli
bir yere sahiptir?
Sanayi Devrimi ile birlikte hızlanan üretim süreçleri ve beraberinde küresel ölçeğe yayılan tüketim çıl-
gınlığının yarattığı çevresel kirlenme ve kaynakların hızla tüketilmesi, insanlığın 20.yüzyılın ikinci yarısından
itibaren Küresel İklim Krizi gerçeğiyle yüzleşmesine neden olmuştur (Huyugüzel Kışla vd., 2022a). Ozon ta-
bakasındaki deliğin genişlemesiyle artan küresel sıcaklık değeri, buzulların erimesi ve deniz seviyelerinin yük-
selmesine yol açarken, hızla kirletilen ve tüketilen doğal kaynaklar da çevresel kirliliğini arttırmış, biyoçeşitliliği
azaltmış ve belli bölgelerde çölleşmelere neden olmuştur. İçilebilir su kaynakları zehirli kimyasallar ile kirlen-
miş, denizler ve okyanuslardaki mikroplastisite oranı insanlık tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmıştır (Subpi-
ramaniyam, 2021). Bazı canlı türlerinin yok olması nedeniyle virüs ve bakterilerin ara konakları ortadan
kalkmış, insanlar arasında COVID-19 pandemisi gibi ölümcül virütik salgınlar baş göstermeye başlamıştır (Hu-
1 Doç. Dr., Ege Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü, burcu.turkcan@ege.edu.tr, ORCID: 0000-0002-7494-5897
69