Page 66 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 66

tarih çevresi

tehlikelerini de beraberinde getiriyor. Eğer demir döküp herkesin satın alabileceği kadar ucuza imal edemezseniz,
ahşap evlerde nasıl ısınma sağlayabilirsiniz? Bu sebeple de gül şeklinde mangallar var sanırım.

       Odundan bir diğer kaynağa geçiş muhtemelen Cumhuriyet döneminde, hatta son 50 yılda bile olmuş
olabilir. Uluslararası Enerji Ajansı verilerini baz alırsak, 1973’te odun kullanımı hala kömürün 2 katının
üzerindedir. Ama ikisinin toplamı petrol tüketiminin de altındadır. Yani odundan kömür oradan petrol yerine,
odundan petrole geçilmiş gibidir.

       Maden kömürleri konusunda Osmanlıca Maden Kömürleri kitabı önsözünde, Osmanlıca olarak ilk eser
olduğunu iddia ediyordu. Bunu ancak geçtiğimiz aylarda netliğe kavuşturabildik, evet ilk kitaplardan biri
olabilir. Fakat daha önceki dönemlerde teknik kitapların genelde Fransızca yazıldığını biliyoruz, fakat daha
geçmişini bilmiyorum.

       Elektriğin başlangıcını ise, sanırım telgraf dönemine dayandırmak mümkün. Telgraf sistemi ve bu
sistemler için insan yetiştirilmesi de elektrik mühendisliğine baz teşkil ediyor. Bu sebeple elektrik üretimi öncesi
de pil vs konusunda önemli bir bilgi birikimi olduğu kabul edilebilir. Bu konuda en önemli eser Mebhas-ı
Telgraf’tır. Kitap elektrik üretimlerinden çok önce manyetik ve çözeltili-kimyasal elektrik üretimi konusunda
bilgilere sahiptir.

       Bildiğim kadarı ile, elektrik mühendisi sayabileceğimiz bir çok kişi, konuya telgraf ile başlıyor ve Paris’te
eğitim alıyorlar. ABD’de de elektrik gelişimi yine telgraf kısmı ile başlıyor. Yani elektrikte tüm dünyadakine
benzer bir güzergah takip edilmiş olabilir. 1847’de Abdülmecit’in huzurunda Osmanlı’nın ilk telgraf denemesi
gerçekleştirilmiş ve Morse’a bir de nişan göndermiştir.

       Daha sonra tramvay konusu var, İstanbul özelinde elektriğe dair öncü bir hareket göremedim. İzmir’de
olabilir deniyor ama materyal kanıtlarını da görmedim. Atlı tramvaylar uzun süre aktifti. İstanbul’da ilk elektrikli
tramvay 1914 Şubat ayında başlamış gözüküyor. İstanbul’daki Tünel’in hikayesini anlatan IETT kitabında,
buharlı makinelerle çekilen Tünel araçları var, resimlerde 1960’larda hala buharlı makineler devrede. Alaaddin
Tok’un tezinde buharlı makinelerin sarayda su basma için kullanıldığına da değinilmiş.

       Abdülhamit dönemi sanırım 2 bölüme ayrılabilir. Görüldüğü kadarı ile elektrikli araba ve tekne siparişleri
verilmiş, Saray’da bir elektrifikasyon –sınırlı da olsa- yapılmış, hatta elektrikli bir piyano da var. Fakat Yıldız
Sarayında bazı yangınlara sebep olması, elektrik konusunda padişahın fikrini etkilemiş olmalıdır. Tekrar
hatırlatmak gerekir ise, İstanbul’da o zaman ki evler ahşap. Yine bu dönemde Tersane’de elektrik çalışmalarının
devam ettiği görülmektedir.

       Dönem dönem beni gülümseten konulardan biri de 1914-1915 yılında yayınlanan “Elektrik pilleri ve
akümülatörler” kitabıdır. Dağıtık enerji ve pil devrimini yaşadığımızı zannettiğimiz bu günlerde, kitabın ilk
sayfasındaki “Herkes kendi hanesinde kendi kendine: Elektrik pilleri ve Akümülatörler ile tenvirat(aydınlatma)

                                                               65
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71