Page 73 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 73

tarih çevresi

       Dünya’da Yenilenebilir Enerji: Tarihsel Gelişimi ve Mevcut Durumu
       Dünya’da yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı oldukça eski tarihlere dayanmakla birlikte bu kay-
naklardan üretilen enerjinin üretim ve ticaret amacıyla kullanımı nispeten yenidir. Bu yenilenebilir enerji kay-
naklarından en yakın tarihte gelişeni belki de Güneş enerjisidir. 1950’ler, Uluslararası Güneş Enerjisi
Topluluğu’nun (International Solar Energy Society) kurulması Güneş araştırmalarının modern çağını işaret et-
miştir. 1960’ların başlarında güneş termal enerjisi (ısıyı oluşturmak için güneş ışığının yoğunlaştırılması) İsra-
il’deki evlere sıcak su sağlamak için yaygın olarak kullanılırken 1970’lerdeki enerji krizi ve artan petrol fiyatları,
daha fazla ülkenin Güneş teknolojisine yatırım yapmasıyla güneş enerjisi üretiminin gelişimini daha da ileriye
taşımıştır.

       Jeotermal enerji de nispeten geç gelişen bir yenilenebilir enerji alanıdır. Bilinen ilk ticari kullanımı, in-
sanların Arkansas’ın Hot Springs şehrinde üç kaplıcadan beslenen banyoları kullanmak için 1 dolar ödeyebildiği
1830 yılına dayanır. Yaklaşık 60 yıl sonra, dünyanın ilk bölgesel ısıtma sistemi Boise kentinde kurulmuş ve
kaplıcalardan 200’den fazla eve ve işletmeye su pompalanmıştır. Ancak ABD’deki tüm bu jeotermal ilklere
rağmen, Avrupalılar ilk jeotermal enerji santralini kurmuşlardır. 1904’te, bir İtalyan prensi olan Piero Conti,
Toskana’nın Larderello jeotermal sahasından buharı kullanan bir jeotermal enerji deneyi aracılığıyla ampulleri
çalıştırmıştır. Çalışmaları daha sonra bölgede buharla beslenen bir ticari enerji santralinin inşasıyla sonuçlan-
mıştır.

       Rüzgar enerjisinin gelişiminde de tıpkı Güneş enerjisinde olduğu gibi petrol krizinin etkili olduğu bilin-
mektedir. Esasında insanoğlu uzun zamandır mekanik amaçlar için rüzgar enerjisini kullanmaktadır. Çin’deki
yel değirmenleri su pompalamak için kullanılırken, Orta Doğu’da da MÖ 200’e kadar yel değirmenleri tahıl
öğütmek için kullanılmıştır. Daha sonra Avrupa’da Hollandalılar yel değirmenlerini kağıt yapmak ve gölleri
kurutmak gibi çeşitli endüstriyel kullanımlar için uyarlamışlardır. Elektrik mühendisi James Blyth, 1887’de İs-
koçya’daki arka bahçesinde dünyanın ilk rüzgar türbinini inşa ederken, Charles Brush ve Poul la Cour, 19. yüz-
yılın sonundan önce sırasıyla Ohio ve Danimarka’da kendi türbinlerini inşa etmişlerdir. Danimarka hükümet
politikaları, ülkenin rüzgar enerjisi endüstrisinin gelişimini desteklediğinden, Danimarka ticari rüzgar enerji-
sinde ilk lider ülke olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra 1980’lerde Kaliforniya’da kamu hizmeti ölçeğinde
rüzgar çiftlikleri kurulmuş ve bunu 1990’larda faaliyete geçen Almanya ve İspanya’daki rüzgar çiftlikleri izle-
miştir.

       Su gücünden enerji üretimi anlamına gelen hidroenerjinin de tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Antik
Yunanlılar buğdayı una çevirmek için hidroelektrik enerjisini kullanmışlardır.Ancak, elektrik üretmek için hid-
roelektrik kullanımı çok daha sonra yaygınlaşmıştır. Su türbini teknolojisindeki yenilikler, İngiliz-Amerikan
mühendis James Francis tarafından icat edilen ve günümüzde de yaygın olarak kullanılan Francis türbini de
dahil olmak üzere 1800’ler boyunca gerçekleşmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan sonra hidroelektrik gelişimi Avrupa,

                                                               72
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78