Page 55 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 55
tarih çevresi
**
Odakları belirlenmiş yaşantımızın
KONİKLER gibi.
**
Kardeşlik türküleriyle
Sevgiler doğaya, insana
Ateş çemberinin belleğinde
EĞRİLER DEMETİ gibi.
**
Umutlar dağılır yağmur damlalarında
Bulutların gölgesinde
DÜZLEMDEKİ noktalar gibi.
**
Güzel günleri arıyorum
Geçmişten kalan umutla
Elimde kağıt kalem, ömrümün sonbaharında
Yaşamın artılarını-eksilerini, topluyorum
Sonsuzluğa doğru, geçen bir ömür içinde
1995, Adana
II. BÖLÜM
SONSUZLUK
2.1 SONSUZLUĞUN TARİHİ
Sonsuzluk düşünce tarihinin en eski problemlerinden biridir. Matematikçiler ve filozoflar eski Yunan-
lılardan beri, “sonsuz” ve “sonsuzluk” üzerine kafa yormuşlardır. İnsanlar "var olan"ın ötesine geçip
"var olabilecek olan"ı düşünmeye başladıkları andan itibaren sonsuz kavramı insan usundaki yerini
almıştır. Sonsuzluk, Antik-Çağ matematikçilerinin eksikliğini sezdikleri fakat ussal bilgiye dönüştüre-
medikleri önemli bir kavramdır.
Sonsuzluk ilk başta eski Yunan medeniyetinde filozof Zeno (ya da Zenon) (M.Ö. 495-435) ’nun para-
doksları (çelişkileri) ile kritik bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Zeno’nun iki paradoksu vardır.
İlk başta size akla uygun görünen bir olguyu kabul ettirir: Hedefe atılan bir ok önce hedefe kadar
olan yolun yarısından geçecektir. Sonra kalan yolun yarısını geçmesi gerekir, vs. Bu olayın sonsuz
kez gerçekleşmesi gerekeceğinden ok hedefe ulaşamaz. Yani: 1/2+1/22+1/23+1/24+… sonsuz
serinin toplamı ile karşılaşacağız.
İkinci Paradoks:
Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biri, Truva Savaşı'nın Yunan kahramanlarının başın-
da gelen Akhilleus (Aşil) ’in, bir kaplumbağa ile yarış yaptığını hayal edelim. Çok iyi bir koşucu
olduğu için Akhilleus, kaplumbağanın belirli bir mesafe, örneğin yüz metre, ileriden başlamasına izin
verir. Eğer her ikisinin de sabit hızlarda koştuğunu düşünürsek (biri sabit yüksek bir hızda, diğer sabit
düşük bir hızda), belirli bir süre sonra Akhilleus yüz metre koştuğunda, kaplumbağanın başladığı yere
gelmiş olacaktır; bu süre boyunca kaplumbağa da küçük de olsa belirli bir mesafe koşmuştur, örneğin
1 metre. Akhilleus bir süre sonra bu mesafeyi de tamamladığında, o süre zarfında kaplumbağa yine
küçük de olsa bir mesafe ilerlemiş olacaktır ve bu böyle devam edecektir. Böylece, Akhilleus ne zaman
kaplumbağanın varmış olduğu bir noktaya varsa, daha hâlâ gitmesi gereken bir mesafe kalmış olacak-
tır.
55