Page 54 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 54

tarih çevresi

Analitik düşünme (Matematiksel düşünme): Bir problemi çözmek için, bilgileri ayrıştırarak ve prob-
lemi oluşturan öğeleri göz önüne alarak sonuca varmak için farklı çözüm yolları bulmaya çalışılarak
yürütülen sistematik düşünme tarzıdır.
Analitik (matematiksel) düşünmeyi, insanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları olaylara siste-
matik, doğru ve çabuk yaklaşmaları olarak da tanımlayabiliriz. “Bir problem üzerinde bağımsızca
farklı şekillerde çözüm yolları bulmaya çalışma” olarak ta tanımlanmaktadır.
Analitik düşünmek dediğimiz şey hayal ürünü bir varsayımdan başka bir şey değildir. Yapmamız
gereken tek şey toplumsal yaşamımızı belirleyen tüm soyut kavramları herkes tarafından anlaşılacak
ve tüm insanlığın gereksinimlerini karşılayacak biçimde objektif, gerçekçi, bilimsel bilgilerle doldu-
rarak somutlaştırmaktan ibarettir.
Bir toplumun gelişmesi, çağdaş toplumlar arasındaki yerini almasında da temel öge, analitik düşünen
kuşaklar yetiştirmektir. Napolyon ''Bir ülkenin iktidar gücü ile matematik gücü eşdeğerdir'' diyerek
matematiksel düşünen kuşakların, her şeyden önce araştırmacı ve öğrenmeye açık olduklarını vurgu-
lamıştır.
Böyle kuşaklar karşılaştıkları her olayı neden sonuç ilişkileri bütününde düşünüp, akla uygun bir sen-
tez yapmadan tatmin olmazlar. Sürekli araştıran, okuyan, öğrenmeye açık aydın kuşaklar her zaman
diliminde ve her egemenlikte şarttır. Böyle kuşakların yetiştiği bir ülkede, dogmatizm yaşanmaz.
Bilimsel başarılar uzaklara bakabilmek ve çözüm arayışında yoğun ve sürekli matematiksel düşüne-
bilmekle elde edilebilir. Matematiksel fonksiyonlar üzerine kurulan ve matematiksel doğrularla
faaliyet gösteren en büyüleyici ve hayranlık uyandıran organ beyindir. Bu nedenle güç bilgi de, bilgi
de matematikte gizlidir. Matematik bilmeyen, matematik öğrenmek istemeyen bir kafa, matematiğe
direnç gösteren bir beyin, doğru düşünemez, tutarlı karar veremez ve evrensel anlamda, insanlığın
sırtında bir yük olarak kalmaya devam eder.
Küçük yaşlardan beri analitik düşünme üzerine eğitim almış ve sayısal hafızasını çeşitli eğitimler ile
geliştirmiş bir birey mutlak olarak diğer bireylerden üstündür. Bu bireylerin yaşama bakış açısı ve
gündelik hayatında karşılaştığı problemlere çözüm üretim tarzı, o bireyi her zaman bir adım önde tu-
tar, toplum içerisinde ki duruşunu sağlamlaştırır. Bu nedenledir ki küçük yaşlarda beyin denilen yapı
geliştirilmeye daha uygundur ve bilgiye aç olan hafıza zamanında geliştirilirse daha kalıcıdır.

Bütün bu tanımlamalar ve açıklamalar ile insan beyninin analitik düşünceyle nasıl harmanlandığını
ve her şeyin aslında bir matematiksel dengeyle kurulu olduğunu ve bu muhteşem dengede evreni,
doğayı anlayabilmemiz, gündelik yaşamdaki problemlerimize pratik çözüm yolları sağlayabilmemiz
için analitik düşünmeye ne kadar bağlı olduğumuzu görüyoruz.
Sonuç olarak, Analitik düşünme sistemi bir ülkede ne kadar yerleşikse ve bu sistemle birlikte yetişen
bireyler ne kadar çoksa o ülkenin gelişmişlik düzeyinin de o ölçüde arttığını düşünüyorum..

“Yaşamın İzleri” adlı şiir kitabımdan bir matematik şiiri ile I. Bölümü tamalayacağım.
MATEMATİK DÜNYASI
Yaşam bir çarpanlara ayırmadır
Doğum ve ölüm arasında.
Her kesiti birbirini izler
DİZİLER gibi

                                             54
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59