Page 24 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 24
tarih çevresi
Tarihsel Süreçte Diplomatik Rehinlik*
İnsanlık tarihinde, dönemin şartlarının zorladığı kendine özgü uygulamalar vardı. Günün koşul-
larının göre ortaya çıkan ihtiyacı gidermek amacıyla geliştirildiği için devrin karakteristiğine göre
şekillenerek dönemin ruhunu yansıtıyordu. Tarih boyunca ülkelerin birbirleriyle giriştikleri siyasal,
askeri ve ekonomik mücadelelerine göre ortaya çıkarak biçimlenen devletlerarası ilişkiler, bu bakım-
dan kendine özgü bir sistematik oluşturmuştu. Modern dönemlerin ilişkilerden farklılık gösteren bu
tür uygulamalar, yönetsel gereksinimlerin yarattığı sonuçlardı. Ortaya çıktığı dönemin ruhuna özgü
oluşan kurallar silsilesi, gelenekselleşen uygulamalar halinde varlığını sürdürüyor, nadir olarak yazılı
metinlere konu oluyordu.
Devletlerarası ilişkileri belirleyen bu tür uygulamalardan biri de ülkelerin yönetimini elinde
bulunduran hanedan üyelerinin çocuklarının diğer devletlerin başkentlerine/saraylarına rehin olarak
gönderilmeleriydi. Tam anlamıyla diplomatik bir uygulama olan rehinlik, devletlerarası ilişkilerde
yüzyıllarca başvurulan yöntem olarak varlık gösterdi. Rehinlik diplomasisi uygulamasının en önemli
sebebi, rekabet halindeki devletleri ya da muhalifleri kontrol etmek ve ilişkileri güven altına almaktı.
Her hangi bir devlet veya devlet yönetimi, beklenmedik bir saldırıyı, olası ittifakları veya muhalif
bir girişimi önlemek amacıyla rakip devleti yöneten hanedanın üyelerini ya da ülke içerisindeki mu-
haliflerin çocuklarını kendi saraylarında alıkoyarak görece siyasal iktidarlarının güvenliğini sağlama-
ya çalışıyorlardı.
Rehinlik diplomasisi güçle doğru orantılıydı ve zayıf devletlerin aleyhine işleyen bir yönü vardı.
Daha güçlülerin sarayları, her zaman kendisine bağlılık göstermek zorunda kalan devletlerin hanedan
üyelerinin çocuklarıyla dolup taşıyordu. Bazen de ülke içerisinde muhalif olarak görülenler, iktidara
karşı girişecekleri olası eylemlerini önlemek adına yakınlarını, güçlü ülkelerin saraylara rehin olarak
göndermek zorunda kalıyorlardı.
Diplomatik rehinlik, Türk tarihinde çok eskilere dayanan bir geçmişe sahipti. Tarihteki izleri,
bilinen ilk Türklere/Hunlara kadar uzanıyordu. Sonraki yüzyıllarda da hep devam etti. Büyük Selçuk-
lular zamanında, bağlı hükümdarların oğullarından veya kardeşlerinden birinin sultanın sarayına rehin
olarak gönderilmesi şeklinde her zaman sürdürüldü. Büyük Selçukluların ünü herkesçe kabul edilen
veziriazamı/başbakanı Nizamülmülk, Siyasetnâme adlı eserinde; bağlı hükümdarların oğlunun veya
kardeşinin rehin olarak Selçuklu sarayında bulunmasını, böylece rakip hükümdarın isyan edemeye-
ceğini, rehinlerin devlet için emniyet açısından faydalı olacağını, sayılarının en az beş yüz kişiyi bul-
masını, her yıl değiştirilmesini, yenileri gelinceye kadar eskilerinin gönderilmemesini, aksi takdirde
hükümdara karşı bir isyanın çıkabileceğini belirtiyordu.
Türklerin on birinci yüzyıldan itibaren başlattıkları akınlar sonucunda Türkiye’ye yerleşmelerin-
den sonra da aynı uygulama sürdürüldü. Özellikle Doğu Roma İmparatorluğu ile ilişkilerde rehin-
lik diplomasisi sıklıkla başvurulan bir uygulama oldu. Türkiye Selçuklularının hanedan içerisindeki
*Bu yazı, Burkemagazin’de yayımlanmıştır.
https://bruckemagazin.at/tarihsel-suerecte-diplomatik-rehinlik/
24