Page 16 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 16

tarih çevresi

Savcı’nın kalkıştığı hamle, henüz aşiretten devlete geçme aşamasındaki Osmanlılar için tam anlamıy-
la bir aile içi çatışmaydı. Baba ile oğul, Kite’de karşı karşıya geldi. Yapılan savaşta ordusu dağılan
Savcı’nın yakalanması ve suçunu kabul etmesini salık veren tavsiyelere kulak tıkaması, destek veren-
lerin gücüne olan inancıyla ilgiliydi. Hatta babasına sert sözlerle karşılık verme cesaretini bile kendinde
bulabildi. Ne de olsa oğluydu ve kuvvetle muhtemel kendisini affedeceğini düşünüyordu. Ancak sonuç
hiç de tahmin ettiği gibi olmadı. Genç muhalifin, önce gözlerine mil çekilerek kör edilmesi, son-
ra oğlunu kışkırtanlar ortadan kaldırdıktan sonra öldürmesi, Osmanlılar açısından muhalif oğul ile
babanın çekişmesi değil, aynı zamanda Dündar’ın hayatına son verilmesiyle başlayan aile içi katlin
gelenekselleşerek kanıksanması anlamını taşıyordu.

     Savcı’nın isyanı, Orhan döneminde başlayıp Murat (I) ile devam eden ve hükümdarın uç bölgede
ordularıyla savaş yaptığı sırada, kardeş ya da oğullarından birini merkezde bırakıp idari işlerden so-
rumlu tutma geleneğini de askıya aldırmıştı. Öte yandan yaşananlar, şehzadelerin tecrübe ve birikim-
lerini arttırmak amacıyla sancaklara çıkarılmaları uygulamasında, Doğu Roma imparatorlarının ve
fethedilen bölgelerin Hristiyan bölgesel güçlerin, Osmanlı akınlarına engel olmak için başvuracakları
kışkırtıcı eylemlerini önlemek adına Rumeli’nin istisna tutulmasına yol açmıştı.

     Osmanlı siyasal yapısı, aşiret düzeninden devlet sistemine Murat (I) zamanında geçmişti. Onun
Rumeli’de sınırları genişletmesi, başta Sırplar olmak üzere rakip balkan devletçiklerini rahatsız et-
miş, topluca saldırıya geçmelerine yol açmıştı. Sırp, Bosna, Macar, Eflak, Arnavut, Leh ve Çek kuv-
vetlerinden oluşan orduya karşı Murat (I) harekete geçti. Kosova’da gerçekleşen savaşa (1389) iki
oğlu Bayezid ve Yakup’u da çağırmıştı. Osmanlı ordusunun sağ kolunda, Saruca Paşa ve Sübaşı olarak
Evrenos Gazi ile birlikte Bayezid, sol kolunda ise Koca Balaban Bey ve Sübaşı olarak Eyne ile birlikte
Yakup görevlendirilmişti.

     Yapılan savaş, Murat’ın lehine sonuçlansa da savaş meydanında yaşanan acı gelişme, Osmanlı
siyasal tarihinde yepyeni bir dönemi başlatacaktı. Ölümcül vuruşmadan sonra savaş meydanını gezen
Murat (I), Müslüman olacağını söyleyip yaklaşmak isteyen Miloş Obiliç (veya Kobiliç) adlı Sırplının
saldırısına uğradı. Murat’ın (I) yaralı haliyle otağına taşınması, aslında Osmanlı siyasal hayatında olası
iç çekişmenin önüne geçme zorunluluğunu doğurmuştu. Hükümdarın beklenmedik ölümü- bir Katalan
kaynağı, Bayezid’in babasını öldürdüğünü kaydeder- ileri gelen yöneticileri, ordunun sağ ve sol kol-
unda komutanlık yapan Bayezid ile kardeşi Yakup arasında bir tercihe zorladı.

     Murat’ın (I) hayatını kaybetmesi ve Bayezid’in nasıl başa geçtiği üzerine yapılan tartışmalar bir
yana, Esasında Osmanlı hanedan üyelerinin birbirlerini öldürmeleri açısından asıl trajedi, söz konu-
su geleneğin bundan sonra alacağı şekille ilgili olmasıydı. Bayezid, seçkinlerin itaat etmelerine dair
geleneksel biat töreniyle iktidarını ilan edince, kardeş katli konusunda yeni bir dönemin başlangıcı
olacak adımı atmakta hiç beis görmedi. İlk işi, savaş meydanında gösterdiği üstün başarılar ve ask-
eri kabiliyet dolayısıyla askerin gönlünde yer edinen kardeşi Yakup’a, babasının ağzından kendisini
çağırdığı bilgisini göndermek oldu. Olanlardan habersiz çağrıya cevap veren Yakup, otağın önüne
geldiğinde boğduruldu. Bu trajedinin içindeki trajedi ise savaş boyunca yanında yer alan Eyne Bey ve
Ali Paşa’nın, Yakup’un boğulmasına ses çıkaramayıp, Bayezid’e (I) biat etmek zorunda kalmalarıydı.

                                               16
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21