Page 18 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 18

tarih çevresi

sonra bütün köyü ateşe vermesiydi. Musa’nın, Süleyman’a yaptığını bu kez kardeşi Mehmet, Musa’yı
öldürererek tekrarlayacak, baba diye hitap ettiği Doğu Roma İmparatoru’nun desteğiyle Osmanlı tahtı-
na oturacaktı.

    Kanlı çatışmalarla sona eren politik çekişmelerden kazançlı çıkan Mehmet’in ömrü sona erdiğinde
henüz tahta yeni çıkan Murat’ın (II) ilk tecrübesi, kendisini Bayezid’in oğlu olarak gösteren Düzmece
Mustafa’nın muhalefeti ile yüzleşmek oldu. Murat (II), Düzmece Mustafa meselesini büyük uğraşlar-
dan sonra halledince bu kez kardeşi Mustafa’yı ortadan kaldırmak zorunda kaldı. Mustafa’nın lalası
Şarabdar İlyas, Doğu Roma İmparatoru, Germiyanoğlu ve Karamanoğlu’nun kışkırtmasıyla ağabey-
ine karşı ayaklanması, şehzadenin sonunu hazırlarken, kardeş katlinin yasalaşmasına giden sürecin
taşlarını da döşemiş oldu. Lala Şarabdar İlyas’ın ihanetiyle ağabeyine teslim edilen Mustafa, Mezid
tarafından boğduruldu. Murat’ın küçük kardeşini ortadan kaldırma trajedisi, Mezid’i her gördüğünde
‘sen benim kanlımsın’ diye hitap etmesine ve onu görmeye daha fazla dayanamaması yüzünden öldürt-
mesine yol açtı.

   Murat’ın (II) hayata gözlerini yummasıyla tahta çıkan Mehmet (II) için şimdilik ilk sorun babasının
ölmeden hemen önce sahip olduğu ve genç yaşta kaybettiği büyük oğluna izafeten Ahmet adını verdiği
küçük bir kardeşinin olmasıydı. Mehmet (II) tahta geçtiğinde henüz sekiz aylık olan Şehzade Ahmet’i
boğdurarak, kardeş katli geleneğini devam ettirdi. Bu tür ölümler için başvurulan “nizam-ı âlem içün”
ibaresi, Küçük Ahmet için de sıklıkla kullanıldı.

    Ancak Mehmet (II) için asıl tehlike, Doğu Roma başkentinde uzun süredir rehin olan Mehmet’in
(I) oğlu Orhan idi. Daha Karamanoğlu İbrahim’in üzerine gitmeye karar verdiği sırada Doğu Roma
İmparatoru Konstantin’in gönderdiği elçiler, rehin şehzadenin masrafları için yapılan ödemelerin art-
tırılmasını, aksi takdirde Rumeli’ye çıkarılacağını bildirince, genç hükümdarın dostça davranmaktan
başka yapacak bir şeyi yoktu. İmparatorla yapılan antlaşmaya sadık kalacağına dair söz vererek elçil-
erinin isteği doğrultusunda rehin akrabasına Karasu Vadisi gelirlerinden üç yüz bin akçe ödenmesini
emretti. Ancak sefer dönüşünde bu kararından vazgeçti.

    İstanbul’un Fethi (1453) sırasında Doğu Roma ordusunda komutanlık yapan Orhan, hizmetindeki
Türklerden oluşan yaklaşık altı yüz kişilik birlikle, Kumkapı’dan Samatya’ya kadar olan bölgeyi ko-
rumakla görevlendirilmişti. Şehrin düşüşünden sonra elbise değiştirerek kaçmaya çalışarak bir gemiye
binmiş, hayatının bağışlanması garantisiyle gemi kaptanına sığınmıştı. Ancak bir esirin ispiyonuyla
yakalanınca Mehmet’in (II) gazabına uğramaktan kurtulamamıştı.

     İstanbul’un Fethi’ne kadar yaşanan ve Osman’ın amcasını, Murat’ın oğlu Savcı’yı öldürmesi-
yle başlayan ancak Bayezid’in (I) kardeşi Yakup’u boğdurmasıyla geleneksel hale gelen kardeş katli
meselesi, Fetret Dönemi’nde kardeşlerin birbirlerini ortadan kaldırması ve nihayet Mehmet’in (II)
küçük kardeşi ile İstanbul’da rehin Orhan’ı öldürmesiyle doruğa ulaşmıştı. Hanedan üyelerinin or-
tadan kaldırılması, esasında tam da hâkimiyetin sağlanması ve otoritenin kurulmasına engel oluştur-
duğu düşüncesinin eseriydi. Bunlara, bir de Mehmet’in (II) daha 1444-1446 yılları arasında, babası
hayatta iken tahtı kendisine bıraktığı zaman, Veziriazam Çandarlı Halil ile yaşadığı sorunlar, Balkan-
larda yeni ve çocuk yaşta bir hükümdara karşı oluşturulan ittifak sonrasında Murat’ın (II) tahta davet

                                               18
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23