Page 10 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 10

tarih çevresi

Veliyeddin Çelebi’nin çalışmalarını takdir ederek övgüyü hak ettiğini belirtmiştir. Ayrıca sıhhat olarak
iyi durumda olmasa da Suriye’de kendisine ve askerlerine yarenlik ettiğini anlatmıştır (Cemal Paşa,
1996).

     Taburun önde gelen isimleri arasında İttihat ve Terakki Fırkası ile önemli bağlantıları olan isimler
de yer almıştır. Bunlar arasında Alevi Balaban aşiretinden Gül Ağa’da bulunmaktadır (Belen, 1983).
Tabur 1916 yılının ocak ayında 9. ve 11. Kolordu adına Ruslara karşı önemli başarılar elde etmiştir
Daha sonra bu cephede ateşkes ilan edilmesiyle taburun askerlerinin 31 Ocak 1919 tarihinde terhis
edilen Türk birlikleriyle farklı cephelere katıldığı görülmüştür (Belen, 1983).

     Gönüllü Mevlevi Taburu’nun kurulduğu yıllarda Bektaşiler bir yandan doğu cephelerine destek
verirken bir yandan da Balkanlarda faaliyet göstermiştir. Nitekim bu dönem Bektaşilerin Balkanlar-
da en yoğun olarak yaşadığı bölge Arnavutluk’tur. Bu süre zarfında iktisadi olarak da güçlenmeye
başlayan Bektaşiler 19. yüzyılın ortalarına doğru Arnavutluk’un güney bölgelerine gelip yerleşmeye
başlamışlardır (Afmataj, 2009). Burada bulunan Arnavut Bektaşileri daha sonra Yeni Osmanlıların
devamı olan (Kılıç, 2011) “Jön Türkler” ile yakın ilişkiler kurmuşlardır. Bunun sebepleri arasında
Ahmet Rıza Tevfik, Talat Paşa, Hacıbeyzâde Ahmet Muhtar, Samih Rıfat ve Hüsamettin Ertürk gibi
önemli isimlerin de Bektaşiliğe olan ilgisi gösterilmekle birlikte Talat Paşa ve Hüsamettin Ertürk’ün
de Bektaşi olduğu geçmektedir (Keçeli, 2016; Tülü, 2019).

     Hüsamettin Ertürk, Mustafa Kemal Paşa ile geçen bir konuşmasını aktarırken Paşa’nın kendisine
sende Bektaşi’sin dediğini ifade etmiştir (Tansu, 2016). Bunların yanı sıra E.J. Zürcher de aynı şekilde
İttihat ve Terakki Fırkası içinde görev almış sayısız Bektaşi olduğundan bahsederek fırkanın Bek-
taşilerden yararlandığını belirtir. Dinî ve siyasi birçok nedene dayalı olarak Bektaşilerin İttihatçıları
desteklemesini Hüsamettin Ertürk de doğrulamış dahası Bektaşilerin fırkaya üye olduklarını söylemiştir
(Tansu, 2016; Kılıç, 2011). Bunların yanı sıra kaynaklarda Talat Paşa’nın da Bektaşi olmasıyla ilgili
bazı bilgiler bulunmaktadır. Dahası Talat Paşa’nın hem Mason olduğu hem de Bektaşi olduğu, bun-
lar arasından birini seçmek istediğinden bahsedilmektedir. Kendisine yakın bir dostunun Masonluk
yerine Bektaşiliği seçmesi tavsiye edilmiş, nedeni ise Bektaşiliğin Türk tarikatı olması gösterilmiştir
(Keçeli, 2016). Balkanlarda başlayan bu yakınlaşma daha sonra Osmanlı topraklarında devam etmiş
ve Alevi-Bektaşi topluluklar Millî Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti için
faaliyet göstermeye balmıştır. Bunlar arasında Millî Mücadele döneminin dönüm noktalarından Sivas
Kongresi de vardır. Enver ve Talat paşaların yanı sıra Mustafa Kemal Paşa da Kırşehir’de Çelebi ail-
esinden seçimlere giden süreçte Temsil Heyeti’ni desteklemeleri konusunda yardım istemiştir (Özgül,
2005; Küçük, 2003). Çünkü arşiv kayıtlarına göre o dönem bölgedeki Alevi-Bektaşi halk nüfusu dört
milyon civarındadır ve bu sayı özellikle Millî Mücadele yıllarında azımsanmayacak derecede önemli
bir destek demektir (Küçük, 2003; Özgül, 2005).

     Gönüllü Mevlevi Taburu’nun dağılma sürecinde Osmanlı Devleti I. Dünya Harbi’ne çoktan
girmiştir. Bu süreçte İttihat Terakki Fırkası’nın iktidara gelmesiyle Alevi ve Bektaşi toplulukları hak-
kında hükümet desteği ile bazı çalışmalar yaptırılmaya başlanmıştır. Daha çok ulusçuluk düşüncesin-
den beslenen ve alan çalışması şeklinde yapılan (Taşğın, 2004) bu araştırmaların genel olarak İttihat ve
Terakki Fırkası’nın dahilinde yapıldığı görülmektedir (Türkdoğan, 2006). Aslında daha da önemlisi İt

                                               10
   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15