Page 8 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 8

tarih çevresi

      Giriş

     Hacı Bektaş Veli Dergâhı, Millî Mücadele döneminde olduğu gibi öncesinde de Alevi ve Bektaşiler
için son derece önemlidir. Dergâha ismini veren ve asıl adı “Bektaş” olan (Ocak, 1996) Hacı Bektaş Ve-
li’nin 13. yüzyılda Cengiz Han’ın istilasından Anadolu’ya göç eden Yesevi veya Haydari dervişlerinden
olduğu kabul edilmektedir. Hacı Bektaş Veli hakkında vefatından yaklaşık iki asır sonra müritleri tarafın-
dan kaleme alınan ve onun hayatı hakkında bilgi veren velayetnamelerde kendisinden “Hacı Bektaş” şek-
linde bahsedilmiştir. Bektaşi kaynaklarında ise çoğunlukla “Hünkâr” ismi ile anılmıştır (Fığlalı, 1996).

     13. yüzyılda Anadolu’da Kırşehir civarında, tüm Anadolu’da örgütlenen Ahilerin piri, Ahi Evran
ile sık sık görüşmüş ve bölgede Alevi ve Bektaşiler tarafından sevilip sayılan oldukça nüfuzlu birisi
haline gelmiştir (Keçeli, 2016). Ancak 14 ve 15. yüzyıllardan 19. yüzyılda Yeniçeri Ocağı’nın kaldırıl-
masına kadar geçen süreç Alevi ve Bektaşiler için oldukça sıkıntılı olmuştur (Hamzaj, 2015). Millî
Mücadele’nin ilk yıllarına kadar böyle zor bir süreçten geçen Alevi ve Bektaşiler 20. yüzyıl başlarında
tıpkı diğer Osmanlı tebası gibi İtilaf Devletlerinin haksız işgalleri ile uğraşmak zorunda kalmıştır.
Özellikle 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla başlayan işgallerden sonra
İstanbul Hükümeti’nin işgallere sessiz kalmayı tercih etmesi Millî Mücadele’nin başlangıcı olarak
kabul edilmiştir. İşgaller devam ederken 1919 yılı ortalarında Mustafa Kemal Paşa İstanbul Hükümeti
tarafından 3. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gönderilmiş ve bu süreçte (15 Mayıs 1919) İzmir işgal
edilmesi Mustafa Kemal Paşa’ya uygulamak istediği plan için fırsat vermiştir. Samsun’a vardıktan
sonra Anadolu’ya geçmek için hazırlıklara başlamıştır. Havza ve Amasya’dan yayımladığı genelgeler
ile Millî Mücadele’ye tüm Osmanlı tebaasını davet etmiştir. Anadolu’nun her bölgesi ile irtibata geçil-
erek destek arayışına başlanmıştır. Bu gruplar arasında Anadolu’da önemli bir nüfuza sahip olan Alevi
ve Bektaşiler de bulunmaktadır (İlyas, 361).

     Millî Mücadele döneminde dergâh’ın başında Kırşehir ve civarının ileri gelen ailelerinden Çelebi
Cemaleddin Efendi ve Hacı Bektaş Postnişini Salih Niyazi Dedebaba bulunmaktadır (Hamzaj, 2015).
Hayatının ilk dönemlerine ait pek fazla bilgi bulunmayan Salih Niyazi Dedebaba hem yaşadığı dönem
hem de sonrası olmak üzere Anadolu ve Arnavutluk’ta yaşamış Bektaşiler için son derece önemli
bir isimdir (İzeti, 2005). Aynı dergâhta Çelebilerin yanı sıra Nakşibendi Şeyhi Hacı Hasan Efendi
ile birlikte yer almıştır. Salih Niyazi Dedebaba küçüklüğünden itibaren Bektaşi kültürüyle yetişmiş,
ailesiyle birlikte Anadolu’ya göç ettikten sonra Hacı Bektaş Veli Dergâhı’na olan ilgisi nedeniyle sık
sık Kırşehir’e gelerek Drgâh’ta 1899’da önce derviş, sonra mücerred derviş olmuş ve 1901 yılında
babalık mertebesine yükselmiştir. Salih Niyazi Dedebaba dervişlik döneminde daha önceki dedele-
rden Feyzi Dedebaba tarafından Çelebilerle yaşanan sıkıntıların çözümlenmesi için görevlendirmiş
ve Çelebilerle sorunların çözülmesinde gösterdiği başarı neticesinde aynı yıl dede unvanı almıştır.
Fevzi Dedebaba’nın ölümünden sonra 1914’te dedebaba mertebesine yükselerek Hacı Bektaş Veli
Dergâhı’nın son postnişini olmuştur. Bu süre zarfında “Babagân” kolunu temsil etmiştir (Hamzaj, 2015).

     I. Dünya Harbi ve Millî Mücadele yıllarında Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nda Çelebiler ve Babagân-
lar arasında daha önceden başlamış olan anlaşmazlıkların devam ettiği görülmektedir (Aydın, 2008).
Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın idaresi konusunda anlaşamayan Çelebilerle Bektaşiler (Afmataj, 2009)

                                               8
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13