Page 9 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 9

tarih çevresi

"Dahilen ve haricen bir güne münâzaât zuhur itse bile tedâbîr-i mukteziyye ve bâ’zan vesâtıt-ı düvelli-
yye ve tev'em-i seyf olan kuvve-i kalemiyye ile def ve teskinine çalışı- lup..."Ancak, bundan sonradır
ki, devletin kal¬kınması mümkün olabilecektir, (bkz. risâle) Sâdık Rıfat Paşa, risâlesinde teb'anın
haklan ve görevlerine değinirken bizatihi Tanzimat Fermanım hatırlatan fikirlerini öne sürer. Ona göre
ancak, temel hakların güvence altına alınmasından sonra, devletin diğer problemle¬rine eğilinebilir.

   Bu temel hakları ise şöyle sıralamıştır:

   "her bir akvam ve miiletin can ve mal ve ırz ve i’tibarı hakkında emniyet-i kâmilesi"
bulunmalıdır, (bkz. risâle)

    "Memâlik-i Mahrûse-i Devlet-i Aliye'de Hukuk-ı lâzime-i hürriyetin kemâyen bagi icrâsma mer-
but..."
 sözleri ile, Osmanlı tarihinde haklar temelinde hürriyetten ilk defa söz etmektedir. Paşa, Avrupalı
hükümdarların idare anlayışla¬rı ve uygulamalarında örnek vererek onları "gâdr ve cebr" muamelesi
yapmadıkları üzerinde durur:

   "Ekser umûr ve usulleri kavanini müessi- se tahtında olduğundan hiçbir hükümdar ve vükelâsı dahi
ol kanun-ı mer'iye mugâyir... hükm irâde edemez", (bkz. risâle)
ifadesiyle Avrupa'daki uygulamaya dikkat çeker. Bu görüşleri ile Osmanlı İmparatorluğu'nun bir ka-
nun devleti olması gerektiğini öne süren Rıfat Paşa, yaptığı bu karşılaştırmayla yönetimde hukuka
dayalı Avrupalı yeni ölçü ve standartları tereddüt etmeden öne sürmektedir.

     Rıfat Paşa yazısında devlet yönetiminde bilgi ve tecrübenin önemine değinir. Memurların Avru-
pa'da yetenekli, bilgili ve tecrübeli olanlar arasından seçildiğini, rüşvet, iltimas ve adam kayırmayla
devlet işlerinin görülmediğini belirtir. Ayrıca, devlet memurlarının görevden alındıktan veya öldükten
sonar mallarına el konulması demek olan müsadere sisteminin yanlışlığından bahsederek, mirasçıları-
na bıra-kıldığını belirtir, (bkz. risâle)

      Sâdık Rıfat Paşa risâlesinde yine Avus- turyanın askeri müessesine örnek gösterilir. Avrupada
askerlik süresinin onbeş yıl olarak sınırlandığını, subay "oficiyaf’Ian okullarda yetiştirildiğini belir-
tir. Eğitim konusunda Avrupalı ülkelerde kız ve erkek çocuklarını beş altı yaşlarından itibaren, oniki
yaşına kadar okutulduklarını ve bundan sonra yeteneklerine göre devlet akademilerinde eğitildiklerini
an¬latır. Eğitimde ve bilimsel gelişmede nakilden çok aklı ve yeni bilgi üretimini ön planda tuttuk-
larını her alanda (botanik, zooloji vb.) eğitimi veren okulları bulunduğunu, kitap basımına, deney ve
araştırmaya son derece önem verildiğini anlatır. (Bkz. risâle)

        Sâdık Rıfat Paşa yazılarında iktisadi gelişme konulan üzerinde de durmuştur. Öne sürdüğü
fikirlerde sanayileşmek, ticaret ve mülkiyette serbestlik hakim konular olmuştur. Ona göre yüksek
ve aşağı tabakadan her kim olursa olsun, zenginliği suçlanma sebebi olmamalıdır. Gücünün yettiği
kadar yaşamasına devlet tarafından karışılmamalı ve bundan dolayı suçlanmamalı ev, yalı, fabrika
gibi bölgenin gelişmesini sağlayan binalar yapılması halka çok görülmemeli, hatta teşvik edilmelidir.
Zenginlerden ölenlerin mirasçıları varsa mallarına devlet tarafından el konulmamalıdır10

                                              9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14