Page 19 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 19

tarih çevresi

    Bütün bu meclisler, Meclis-i Vâlâ’ya bağlı olarak ve onunla uyumlu bir şekilde çalışmaktaydılar.
Bilindiği üzere Tanzimat Fermanı müslim ve gayrimüslim bütün Osmanlı tebaasının can ve mal güven-
liğinin sağlanması, vergilerin herkesin gelirine orantılı olarak, düzenli bir şekilde toplanması ve ask-
erlik işlerinin düzenlenmesi temel prensiplerinin gerçekleştirilmesini öngörmekteydi. Uygulamaların
yürütülmesi işi de Meclis-i Vâlâ'ya verilmiş ve bu Tanzimat Fermanı'nda belirtilmişti10 . Özellikle 1840
yılından itibaren İmparatorluk düzeyinde giderek artan bir şekilde Tanzimat'ın uygulanmasına geçildi.
Ancak, pek çok sorun çıkıyor, özellikle hattın Anadolu'da uygulanması reaksiyon ile karşılaşıyordu11 .

    Öte yandan, merkezî hükümet bölgesel ihtiyaçlar ve sorunlar hakkında da yeterli bilgiye sahip bu-
lunmamaktaydı. Bu bilgi açığının giderilmesi ve Tanzimat'ın karşılaştığı güçlüklerin belirlenebilmesi
için, hükümet Meclis-i Vâlâ aracılığı ile taşraya müfettişler gönderilmesini kararlaştırdı İlk uygulama-
lar 1840 yılında Anadolu ve Rumeli'ye müfettişler gönderilerek başlatıldı. 1851'de de bu uygulama
terarlandı12 . Böylece, hem uygulamalar yerinde görülebiliyor ve hem de karşılaşılan problemlerin
çözü¬mü yolunda yerinden bilgi edinilmiş oluyordu.

    Bu amaçla yapılan bir diğer önemli teşebbüs de 1845 yılında girişilmiş olan İmar Meclisleri uygu-
lamasıdır. Bu yolla merkezî hü-kümet ve Tanzimat'ın uygulanmasını yürüten Meclis-i Vâlâ iki yönlü
bir amaç gütmekteydi. Böylelikle, hem bölgesel sıkıntı ve ihtiyaçlar çağırılan murahhaslardan lâyıkıy-
la öğrenilebilecek, ve hem de bölgelerine dönen bu temsilciler aracılığıyla Bâb-ı Alî Tanzi- mât'ın
daha geniş insan kesitlerince anlaşılmasını sağlayacaktı. Takvim-i Vekayi'de İmar Meclislerine ilişkin
olarak çıkan bir yazı¬da bu amaçlar şu şekilde ifade edilmiş bulunuyordu:

    "...tensikat-ı hayriyye-i mülkîyyenin rehin-i hız-ı husûl olması dahî her bir mahallin hâl ü keyfıyyet
ve esbâb-ı ma'mûriyyeti lâyı- kıyla bilmeğe ve... vukûf-ı kâmil üzere icâbât-ı mevki'iyyenin tes- vi-
yyesine şürû' ve mübâşeret... ve badehu efkâr-ı adile ve âlîyye-i Devlet-i Aliyye'ye şifâhen ve izâhen
bi't-tefhîm anlarda mahallerine vusullerinde vatan ve milletlerinin ma'mûriyyet ve saadet-i hâlini arzu
iden sâ'ir müttehizân ve vücûh ve hemşehrilerine niyât-i hase- ne-i Saltanat-i Seniyye’yi burada tefe-
hhüm eyledikleri..." 13

    İmar Meclislerinin kurulmalarıyla ilgili ilk gelişmeler Meclis-i Vâlâ'nın 1845 yılı açış konuşmasın-
da Abdülmecid'in direktifleriyle olmuştur. Bilindiği gibi, her yeni yıl başı Muharrem ayında yapılan to-
plantılara padişah da katılıyor ve bir önceki yıl yapılanlar hakkın¬da bilgi verdikten sonra, gelecek yıl
yapılması gerekenler üzerine isteklerini bildiriyordu 14. Sultan Abdülmecid 13 Ocak 1845 (4 Mu¬har-
rem 1261) günü yaptığı konuşmada15 , Tanzimat'ın uygulanmasında karşılaşılan güçlükleri ve aksama-
ları dile getiriyor ve bunların düzeltilmesini istiyordu.

        Bu amaçla, Süleyman Paşa16 riyâsetinde toplanan Meclis-i Vâ- lâ'da yapılan toplantılarda,
Tanzimat reformlarının başarılı olabil mesi için öncelikle uygulamaların yapıldığı bölgelerin sorun-
larının bilinmesinin gerekli çlduğu, bu amaçla da İmparatorluğun çeşitli bölgelerinden, mensup olduğu
yörenin sorunlarını bilen "vukûf ve ma'lûmât eshâbımdan ve dirâyet ve kabiliyyet ve gayret ve isti-
kamet erbabından" olmak üzere müslümanları ve gayrimüslim tebaayı temsilen ikişer bölgesel tem-
silcinin İstanbul'a çağırılmasına karar verilmişti. Çağırılan temsilcilerin yol masrafları bölgelerinin
mal sandıklarından karşılanacak, İstanbul'da ise devlet adamlarının konaklarında ağırlanacaklardı14 .

                                              19
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24