Page 40 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 40

tarih çevresi

Sophos’un yılanları uzak tutmak için tılsım olarak yaptırdığı bakırdan yapılmış üç başlı ve ağızları
açık yılan âbidesi de bu meydandadır. Bu iki âbideden daha yüksek ve taştan örme diğer bir âbide daha
vardır ki padişahlar, buna tırmanıp tepesine kadar çıkabilenlere bahşiş verirlerdi. İbrahim Paşa’nın
adını taşıyan saray, bu camiin tam karşısındaydı. Galatasarayın’da olduğu gibi bu sarayda da iç oğlan34
lar otururdu. Büyük İustinianos’un yaptırdığı meşhur Ayasofya da bu meydandadır. Ayrıca burada kub-
be pencereleri kapanmış bir arslanhâne vardı. Vaktiyle bir kilise olan bu bina, o dönemde fil, tilki, kurt,
çakal, ayı, arslan, timsah, pars ve kaplan gibi hayvanlarla doluydu. Biraz yukarıda ise nakkaşhâne35 yer
almakta olup burada sarayın nakkaşları otururdu.

     Bizans sarayının ahırlarının özellikle imparator III. Mikhael (842-867)’ın atlarının barındığı ahırın
da bu civarda olduğu bilinmektedir. Osmanlıların, ahırlarını selefleri olan Bizanslıların ahırlarının old-
uğu yere inşa etmeleri oldukça tabiidir. Ahırkapı’nın günümüzdeki görünümü Osmanlı Dönemi’ne
aittir. Kapının üzerindeki mermer kitâbede Nevşehirli İbrahim Paşa tarafından surların yeniden inşa
edildiğine dair bilgiler vardır.37

     8.Bahçekapısı: Eremya Çelebi’nin aktardığına göre Padişah Sarayı (Topkapı Sarayı)’nın kapısına
yakınlığından dolayı bu isimle anılmaktadır. Kapının yanında Bursa Tekkesi olarak da bilinen Şeyh
Mehmed Tekkesi yer almaktaydı.Sahil kısmında, saray için kesilen koyunların mezbahası vardı. Mey-
dan iskelesi olan bu yer, saraya odun taşıyan gemilerle doluydu. Daha ilerde Üsküdar yakasına ve
Bitinya (İzmit) taraflarına gidip gelen gemilerin iskelesi yer almaktaydı. Az daha ileride ise Mısır ile
uzak-yakın adalardan gelen gemiler durmaktaydı. Gümrük ambarlarının da bulunduğu bu yere Emino-
gi (Eminönü) denmekte olup mallar buraya boşaltılır ve buradan gemilere yüklenirdi. Bu işlerin kon-
trolünden sorumlu Gümrük Emîni burada ikamet etmekteydi. Yine burada oturan bir de Pencik Emini38
vardı ki onun görevi de esir ticaretine nezâret etmekti. Denizin bu kısmında Galata’dan Tophane’ye
kadar olan karşı sahile kayıklar işlerdi.39 İnciciyan’ın “gece ve gündüz açık kalan kapı” olarak tanım-
ladığı bu kapının Bizans devrindeki adı “Baziliki” veya “Eugeni”dir.40 Bizans devrinde “Neori” olarak
da bilinen bu kapı, Venediklilerle Bizanslılar’ın mahallelerini ayırıyordu.41 Türkler bu kapıya Yahudi
mahallesinin yakınında oluşundan dolayı “Yahudi Kapısı veya Çıfıt Kapısı” demişlerdir. Eminönü ile
Sirkeci arasında Yeni Camii’nin hemen arkasında yer aldığı bilinen bu kapı Sirkeci Garı’nın inşası
esnasında yıktırılmış olup günümüze kadar gelememiştir.42

      9.Balıkpazarı Kapısı: Bu kapının Bizans devrindeki adı “Porta Perama” idi. Kapının önü eski
zamanlarda balık pazarı idi. Venediklilere ait olan bu semt o zaman da ticarî bakımdan önem taşımak-
taydı.43 Nitekim Eremya Çelebi’nin konuyla ilgili aktardıklarına göre burada üç iskele vardı. Bunların
birinden karşı yakaya sefer yapan kayıklar, diğerlerinden ise köylere giden kayıklar işlemekteydi.
Avlanılan her türlü balık buraya getirilir ve buradan satışa çıkarılırdı. Yüz kadar cinsi olan balıkların
adları Türkçe ve Rumca idi. Rengârenk balıklar ortaya serildiğinde bir çiçek bahçesini andırıyordu.
Balıkpazarı Kapısı’nın karşısında Mısır veya Yeni denilen çarşıların kapıları görünmekteydi. Kurşunla
örtülü kubbeleri olan bu çarşının içinde Mısır’ın bütün mahsulleri satılırdı. Kapının bulunduğu ma-
halde Yahudilere ait yüz kadar kasap ve manav dükkanı vardı. Daha ileride iki tarafta kunduracı dük-
kanları bulunur, diğer dükkanlarda ise rengarenk yaldızlı ibrikler ve kâseler satılırdı.44 Beylik Arpa
Ambarı burada olup Arpa Emîni’nin makamı da buradaydı. Bahçekapı’dan Unkapanı’na kadar olan
sahil, adalardan, Akdeniz’den ve İzmit’ten gelen gemilerle daima doluydu. Mısır Çarşısı’nın karşısında

                                               40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45