Page 39 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 39

tarih çevresi

ettikten sonra yakından tanıdığı Bursa Ermeni Piskoposu Ovakim’i bazı Ermeni aileleriyle birlikte İs-
tanbul’a getirtmiş ve onu 1461 yılında Ermeni patrikliğine tayin etmiştir. Ayrıca İstanbul’daki Ermeni
cemaatini çoğaltmak için memleketin çeşitli yerlerinden Ermeni ailelerini pâyitahta naklettirmiştir.
Fatih Sultan Mehmed gelen Ermeni cemaatini şehrin başlıca altı mevkiine yerleştirmiştir. Bu cemaatin
en mühimmi Samatya’da Sulu Manastır Kilisesi’nin etrafında bulunduğundan patriklik makamı da
burada kurulmuş ve Kumkapı’ya nakledildiği tarih olan 1641 senesine kadar orada kalmıştır.19

    3.Davudpaşa Kapısı: Küçük Vlanga Bostanı’ nın bulunduğu bu yer, Yenikapı’ya kadar iki kat sur-
larla çevrili olup bu bölgede Rumlar oturmaktaydı. “Vlanga” Rumcada “yeşillik” anlamına gelmekte-
dir.20 Bu kapının Bizans devrindeki adı Aya Emilianos’tur.21 Vaktiyle bu kapı yakınında Hz. Meryem
adına yapılmış bir kilise bulunmaktaydı.22

     4.Yenikapı: Büyük Vlanga Bostanı burada yer almaktaydı. Bu bölgeden Kumkapı’ya kadar olan
saha, Ermeni ve Rum mahallelerinin sınırını çizmekteydi.23 Vlanga (Langa), Bizans Dönemi’nden
itibaren, Haliç’ten sonra şehrin en mühim limanı olmuştur. Bu liman Lycus Deresi (Bayrampaşa
Deresi)’nin getirdiği kum ve çakıllarla dolmuş bir süre sonra da bostanlık arazi olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Langa isminin menşei hakkında farklı görüşler olmakla birlikte Grek halk dilinde “deniz
limanı” anlamına gelen “avlaka” zamanla Vlanga’ya dönüşmüştür. Bu kapıya Yenikapı denmesinin
sebebi fetihten sonra tamir edilmiş olmasıdır.24 İnciciyan, bu isimle anılan bir kapı daha olduğu için bu
kapının adına “dışarı” kelimesi ilave etmek lazımdır demektedir.25

     5.Kumkapı: İbrahim Han Ocağı denilen konak buradaydı. Bunun biraz ilerisinde şehzadelerin
oturdukları saray bulunmaktaydı. Karşıda saraya ait katırların beslendiği Katırhanı vardı. Burası, es-
kiden Kadırga Limanı meydanı idi. Meydan, tahta kulübelerde oturan çingene (Roman) çilingirlerle
meskûndu. Fakat Sadrazam Köprülü bu kulübeleri yıktırmış ve çingeneler başka yerlere dağılmıştır.26
Kumkapı, şehrin nüfus bakımından en yoğun yerlerinden birisiydi. Fetihten önceki adı “Küçük İskele”
anlamına gelen “Kondoskali” idi.27 Kumkapı, Bizans döneminde önemli bir liman bölgesi olup bu
liman 1263’te Michel Paleologos zamanında yeniden inşa edilmiştir.28

     6.Çatladıkapı: Bu kapının karşısında çatlamış bir burç vardı. Arkasında Küçük Ayasofya denilen
güzel bir bina görülmekteydi. Buradaki bostanı geçtikten sonra surun altında Cindi29 meydanı denilen
geniş bir saha bulunmaktaydı. Cuma günleri birçok insan süratli atlarıyla burada cirit oynarlardı. Yarış
esnasında atlar düşüp yuvarlanır ve birbirini çiğnerlerdi. Biniciler, atların altında kalır, gözleri patlamış
ve hurdahaş olmuş bir halde “vay vay” diye bağırarak evlerine dönerlerdi.30 İnciciyan, bu kapının eski
adının “demir” anlamına gelen “sidera” olduğunu nakletmektedir.31 Demirkapı denmesinin sebebi ise
Büyük Konstantin’in Roma’dan Konstantiniye’ye nakledilen somaki sütunu Çemberlitaş Meydanı’na
nakletmek üzere gemiden karaya çıkardıkları vakit aşırı ağırlığından dolayı yolu çökertmesin diye
güzergâha bir nevi demir yolu yaptırmış olmasındandır.32 Bu kapının yanındaki burç 1532 yılında
meydana gelen depremde çatladığı için kapıya Çatladıkapı denilmiştir.33

      7.Ahırkapı: Kapı saray ahırlarının tam karşısında olduğu için bu isimle anılıyordu. Karşısında
Sultanahmet Camii görülmekteydi. Altı minareli olan bu camii, Atmeydanı’na bakmaktaydı. Meydan-
da Büyük Theodos tarafından diktirilen Grek ve Latin yazılı yekpâre âbideler vardı. Aynı şekilde Leon

                                              39
   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44