Page 73 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 73

tarih çevresi

     Abstract

    T’o-Pa Wei was born by H'sien-pi in the 3rd century as a statelet in Northern China which was in
a social turmoil. Among them there were Turkic - Mongol tribes but used to speak a Turkic language,
commonly. They entered bilateral administrative style due to the practice and dynamics of high Chi-
nese culture and nomadic life style. Cultural syncretism spread to the ruling elite. Initially practicing
Tengri belief, T’o-Pa Wei became Buddhist. Chinesiation on one hand, Buddhism as the official re-
ligion, they developed a bilateral social life. Finally, ruling class was seen in the eyes of the Chinese
'barbaric', through in the eyes of nomads 'Chinese'. Under this syncretism, they constructed a magnifi-
cent grotto by developing a burial tradition and practice; they inherited rich archeological remains doc-
umenting the stages of life and culture being excavated, recently. Besides tomb frescos, relics provide
important information about their daily life and culture. At least it is valuable as others a document
Qimin - Yaoshu found in China. It comprises what to eat as healthy diet and a significant number are
recipes. “Nomad (Hu) style soup” and “Nomad style cereal soup” recipes provide us probably with the
oldest known dishes of Turkic nomads.

Key Words: Eastern Turks, T’o-Pa Wei, Qimin Yaoshu, Food Culture, History of Food.

     Giriş

    Zamanımızdan 100.000 yıl önce Doğu Avrupa ve Orta Asya’dan gelerek Sibirya’nın güneyine yer-
leşen Türklerin atalarının belirgin bir Türk karakteri kazanmaları Altaylarda gerçekleşmiştir. Moğol
– Türk halklarının, Çin kaynaklarına dayanarak tarih sahnesine çıkışı MÖ 3. – 4. Yüzyıla tarihlendi-
rilmektedir. Bu bile Selçukluların Anadolu’ya girişine kadar 1400 – 1500 yıllık bir yolculuğu ifade
etmektedir. Bu araştırma Altaylardan Anadolu’ya uzanan yolculuğun yalnızca bir durağı ile ilgilidir ve
yazmakta olduğum kitabın bir bölümüdür. Araştırma Türklerin Altaylardan Anadolu’ya uzanan yolcu-
luklarında heybelerinde getirdikleri yemeğin izlerini geriye doğru sürmeyi amaçlamaktadır. Öncelikle
Türklerin bu uzun yolculukta üç önemli kültür alanı ile temaslarını incelemek ve temasları sırasında
paylaştıkları yemeklerden kendi yemek kültürlerine neler katmış olduklarını araştırmak gerekmekte-
dir. Aslında yemeğin bizatihi kendisi tarih yazımı için önemli kaynaktır. Kanımca, bu üç önemli kültür
alanının Çin, İran ve Bizans olduğunu belirtmeye pek de gerek yok. Türklerin ilk yerleşik – göçebe
simbiyotik ilişki kurdukları Çin çevresinde tarihçiler baştan beri Hsing-nu, Göktürk ve Uygur tarihler-
ini incelemişlerdir. Türklerin yemek kültürü araştırmaları daha yeni yeni İran ve doğusuna uzanmakta,
yazımı ise kısıtlı olmak yanında zaman ve mekândan bağımsız genellemeler şeklindedir;

     Altaylarda ortaya çıkan ve Kuzey Çin’i uzun bir süre yöneten Tabğaçların varlığı oldukça geç
fark edilmiş olmalıdır. Aşağıda kısaca tarihlerini özetleyeceğim Tabğaçların Çin’le ilişkilerinde yal-
nızca etkilenmemiş aynı zamanda etkilemiş bundan daha önemlisi Çin tarih kaynaklarında göçebe
kültürleri konusunda da tarih yazımı için önemli iz ve belgeler bırakmışlardır. 4. Yüzyılda girdikleri
Kuzey Çin’i yaklaşık 200 yıl süreyle yönettiler ve sonunda asimile olarak içinde eridiler. Tabğaçlar-
la ilgili olarak Türkçe kaynaklarda en eski bilgiye Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ü Lügat-it-Türk’ünde
ulaşmaktayız; bunlarda daha çok söylentilere dayanmaktadır. Yalnızca Tabğaçlar değil, hemen tüm

                                              73
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78