Page 74 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 74

tarih çevresi

Türki boyların tarihleri için Vasily Vladimirovich Bartold (3 Kasım 1869, St. Petersburg – 19 Ağustos
1930, Leningrad) ve Lev Nikolayevich Gumilev (1 Ekim 1912, St. Petersburg – 15 Haziran 1992, St.
Petersburg) başta Rus tarihçilerine ve Batılı Sinologlara çok şey borçluyuz. Kanımca Tabğaçlar ilk
olarak Wolfram Eberhard’ın (17 Mart 1909, Postdam – 15 Ağustos 1989, El Cerrito CA) 1927 gibi
İstanbul’da verdiği bir dizi dersle akademik çevrelere tanıtılmış olmalıdır. Ahmet Taşağıl ve Yıldırım
Kürşat konu üzerinde araştırma yapan ve yararlanarak izlediğim iki önemli akademisyendir. Özellikle
Kürşat Yıldırım’ın Wei Shu belgelerine dayanarak yazılmış makalesi erken Tabğaç tarihi konusunda
önemli bir kaynaktır. Geçen on yıl içinde Tabğaçların egemen olduğu bölgelerde yapılan arkeolojik
araştırmalarda aşağıda değerlendireceğim, önemli çoklukta değerli eser bulundu. Chin–Yin T’seng ise
arkeolojik araştırmalarla ilgili yayınlara dayanarak Tabğaçların günlük yaşamları konusunda önem-
li bilgiler paylaşmış bulunmaktadır. Benim amacım ise bütün bu araştırma ve yayınlara dayanarak
Tabğaçların yemek kültürü ile ilgili derli toplu bir yazı yazmaktır.2 Bu yazının Sonuç bölümünü
okuduğunuzda Türki boyların yemekleri ile ilgili olarak en eski özgün iki reçeteye ulaşmış olduğumu
göreceksiniz. Hatta bunlardan birinin hala keyifle tüketmekte olduğumuz çok bilinen bir yemeğimize
ait olmasına şaşırabilirsiniz.

      Tabğaçlar

       Antik çağlarda, Sarı İmparator’un3 yirmi beş oğlu vardı. Topraklarından ayrılmamış olanlar
Çinli halkının ataları oldu; yurtlarını bırakıp dışarıya gidenler vahşi doğada dağıldılar. Küçük oğlu
Chang-i ‘ye Ta Hsien-pi Dağının da içinde bulunduğu Kuzey topraklarını verdi. Nesiller içinde, onun
soyundan gelenler, Yu-tu’nun kuzeyindeki hayvancılık ve avcılığın yaşamın temelini oluşturduğu, geniş
vahşi topraklarda boy beyleri oldular. (Buralarda) adetler saf ve yalındı. İnsanlar herhangi bir yazı
kullanmıyorlar, sözleşmeleri tahta parçaları üzerine çentik atarak yapıyorlardı. Çin’de tarihi kayıtlar
tutulurken, (onlarda) geçmiş ve şimdi içinde bulundukları dönemin ayrıntıları kulaktan-kulağa ak-
tarılmaktaydı. Sarı İmparator, yeryüzünün erdemini yönetim anlayışında ilke edindiği için, Kuzeyliler
yeryüzüne “T’o” yönetene “Pa” derlerdi; bu insanlar “T’o-pa” adını aldılar.4

    Tabğaçlar’ın etnik ve dinsel resmi çok net değildir.5 Yönetici kadrolarda Moğol isimler çoğunlukta
olmakla birlikte Türklerin de varlığı görülmektedir.6 Tabğaçlar, Çin resmi kaynaklarına göre H’sien-pi7
babadan olma ve H’siung-nu8 anneden doğma, ancak Türkçe konuşmaktaydılar.9 H’sien-pilerin içinden
çıkmış olmakla birlikte Türk tarihi için önemlidirler. “Tabğaç”, Türk boyları için Çin’i daha geniş an-
lamıyla Çin kültürünü ifade etmekteydi. Çin, Göktürklerce hep Tabğaç olarak biliniyordu. Bu nedenle
Göktürklerin atalarının Çin’le doğrudan temas içinde oldukları sonucuna varabiliyoruz.10

Tabğaçların ortaya çıkışlarını anlatan üç efsane daha vardır. İlkinde -çeşitli Türk boylarında da görüldüğü
gibi- bir Aksakal: “Bu topraklar kuraklığın hüküm sürdüğü verimsiz düzlüklerdir. Başkenti ve şehirleri
inşa etmek için uygun değildir. Tekrar başka yere göçüp yerleşmek gerekir”11, demiştir. Bu Tabğaçların
güneye yönelmesindeki neden olarak anlatılmaktadır. 160-170 yıllarında vuku bulan bu göç esnasında
çok sert engellerle karşılaşan Tabğaçlar durmak mecburiyetinde kalmışlardı. Artık ilerlemelerine im-
kân yoktu ve yok olmak üzereydiler. Tam bu esnada görünüşü atınki ve sesi öküzünki gibi olan kutsal
bir hayvan belirmiş ve kalabalığı peşinden sürükleyerek yol göstermişti.12 Diğeri ise -Oğuz Destanı’na
çok benzer şekilde- Tabğaçların ilk hükümdarı olan Li Wei’nin (219-277) doğuşunu anlatmaktadır:

                                                74
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79