Page 31 - Tarih Çevresi Dergisi - Ocak Şubat Sayısı 2021
P. 31
tarih çevresi
idarelerini, Osmanlı İdaresi ile kıyaslayarak, civarı Mutasarrıf Hasan Paşa’nın da belirttiği
İngilizlerin daha güçlü, adil ve hoşgörülü gibi bazı olumsuz koşullara sahip de olsa, bu
olduklarını gösterme gayreti ile körfez bölge özellikle Avrupalı devletlerin bir mücadele
bölgesindeki şeyhlere ve İran devletine gözdağı alanı olmuştur. Ama Osmanlı Devleti de
vermekten kaçınmıyorlardı. İngiltere, İran buradaki gücünü sürdürmek ve bölgede etkin
Hükümeti ile aralarında çıkan ihtilafa dayanarak olarak kalmak için çabalamaktan da
Basra körfezine askeri yığınak yapmış ve ihtilafı vazgeçmemiştir.
askeri tehditle kendi lehlerine çözmüşlerdir. 50 Bölgeye baktığımızda görüyoruz ki, bu
bölge zengin petrol yataklarının bulunduğu son
Sonuç olarak, XIX. yüzyıl Osmanlı derece önemli bir alandır. Dolayısı ile
tarihi açısından son derece önemli bir dönemdir. İngilizlerin bölge ile ilgilenmesinin başlıca
Bu süreç bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin bir nedeni, yörenin yeraltı zenginliğidir. Onun için
değişim ve dönüşüm içinde olduğu her türlü yöntem kullanılarak bölge İngiliz
modernleşmeye çalıştığı bir süreç olmuştur. nüfuzuna geçirilmeye gayret sarf edilmiştir. Bu
Aynı zaman da bu yüzyıl Batılı güçler karşısında yöntemlerden en dikkat çekici olanı ise, bölgede
da pek çok açıdan zayıf kalınan bir dönem hâkim olan tarikatlar ve şeyhlerin çocuklarının
olmuştur. Sözü edilen yüzyılda Osmanlı, kurulan İngiliz okulları aracılığıyla, İngiliz
kendisine bağlı pek çok alanda, nüfuz kaybına diplomasisine göre yetiştirilmesidir. Bu da
uğramış, benzer şekilde Basra bölgesi üzerindeki İngilizlerin öyle çok kısa programlı değil, epeyce
hâkimiyeti de tartışılır hale gelmiştir. Avrupalı uzun vadeye yönelik bir siyasi politika
devletler başta İngiltere olmak üzere bölge ile izlediklerinin göstergesidir.
son derece yakından ilgilenmiştir. Çünkü XIX. yüzyıl boyunca devam eden bütün bu
İngiltere’nin Hindistan’a giden yolu Basra sorunlar öyle anlaşılıyor ki, XX. yüzyılın
körfezinden geçmektedir. İngiltere’nin bir başlarında da olduğu gibi devam etmektedir.
korkusu da Basra Körfezinde Osmanlı ve İran Osmanlı devleti kendince bölgede gücünü
gibi iki büyük devletin bulunmasıdır. Hem İran sürdürebilmek ve varlığını koruyabilmek için
hem de Osmanlı’nın Basra Körfezi üzerinde büyük bir çaba sarf etmiş olmasına rağmen, başta
hâkimiyet kurmasını istememektedir. Basra İngilizler ve diğer Avrupa devletlerinin faaliyetleri
Vilayet salnamelerinde de görüldüğü gibi, bu son derece yoğundur. Özellikle İngilizler, 1890’lı
bölge stratejik öneminin yanında yer altı yıllardan itibaren aşiret ve tarikat liderlerinin
kaynakları ve tarım alanları açısından da oldukça çocuklarını eğittikleri İngiliz lisanında eğitim
zengindir. Bu açıdan İngilizler yerel şeyhleri ve veren kendi okullarını dahi açmışlardır. Yine
yöneticileri elde ederek, Umman, Hadramut, buradaki aşiret ve tarikat liderlerine yüklü
Mukela, Muskat ve Bahreyn’i kendi himayesine miktarda paralar vererek sempatilerini kazanıp,
almıştır. Osmanlıya karşı isyana sevk etmek
Osmanlı Devleti, Avrupalıların istemektedirler. Bütün bu çalışmaların nedeni ise,
bölgedeki faaliyetlerini engelleyebilmek için yukarıda da vermeye çalıştığımız, Basra ve
uğraşmıştır. Ancak bu gayret çoğu zaman hüsran Körfezin stratejik önemi, yer altı kaynaklarının son
ile sonuçlanmıştır. Görüldüğü gibi, Basra ve derece zengin olmasıdır.
29