Page 90 - Tarih Çevresi Dergisi - Mart Nisan Sayısı 2021
P. 90
tarih çevresi
eğitiminin mektep-medrese şeklinde bağlarından birini, belki de en önemlisini,
ikileşmesinin önü açılmış ve ileride yapılacak kopartması anlamına gelen bu girişim, ele alınan
olan düzenlemelere yön verilmiş oldu. Tanzimat konu açısından radikal bir değişim olarak
döneminde ise, eğitimin siyasi ve toplumsal değerlendirilebilir.
fonksiyonlarının olduğu fark edildiği
Kılık-kıyafet konusunda (2 Eylül 1925),
görülmektedir. II. Abdülhamid’in saltanat
tekke ve zaviyelerin kaldırılması (2 Eylül 1925),
yıllarında da eğitim konusunda önemli
uluslararası saat ve takvimin (26 Aralık 1925),
gelişmeler yaşandığına kaynaklarda yer
ölçü ve ağırlık sisteminin (1 Nisan 1931) ve
verilmektedir. Okul programlarının yeniden
soyadı kanununun (1934) kabulü, ve hafta
düzenlenmesi, meslek ve sanat okulları,
tatilinin Cuma’dan, Cumartesi-Pazar gününe
özürlüler için açılan okullar gibi. 15
alınması (1935), Laik Cumhuriyet idaresinin
Cumhuriyet’e gelindiğinde ise, eğitim kurulması doğrultusunda yapılan
sahasında yapılan ilk önemli eylem, “Tevhid-i düzenlemelerdir. Söz konusu düzenlemelerin en
Tedrisat Kanunu”nun (öğretimin önemli özelliği, Osmanlı döneminde
birleştirilmesine dair kanunun) çıkarılmasıdır. (3 uygulanmakta olanların tamamen terk edilmesi,
Mart 1924). Böylece, bütün eğitim kurumları yerine çağdaş olanın konulmasıdır. Böylece
Milli Eğitim Bakanlığına bağlanarak, azınlık ve devam eden süreçte sürekliliğin değil, değişimin
yabancı okulların denetim altına alınması söz konusu olduğu ortaya konulmuştur.
mümkün olabilmiştir. Eğitimin daha “laik” ve
“milli” hale getirilmeye çalışıldığı Cumhuriyet Kültürün değişik sahalarında planlı bir
şekilde uygulamaya konulan köklü ve yüzeysel
Döneminde, Osmanlı’dan devralınan Batı tarzı
okullardan bazıları yeniden yapılandırılmaya eylemler, bir kültür değişiminin
tabi tutuldu. gerçekleştirildiğinin göstergesidir. Ancak
Osmanlı ve Cumhuriyet yenileşmeleri tahlil
Esasen Osmanlı Aydınları, dil ve alfabe edildiğinde, gösterilen çabalar açısından hem
konusunda, daha 19. yüzyılın ilk yarısında, ciddi kültürel değişimin hem de kültürel aktarımın
tartışmalara girişmişlerdir. Söz konusu olduğu görülmektedir. 17
girişimleri; Batı tarzında eğitim veren okulların
açılması, Türkçenin ilim dili olarak
kullanılmasının gündeme gelmesi, 1876’da
Nüfus ve Toprak
“Osmanlı Devleti’nin resmi dilinin Türkçe
olduğu ve devlet hizmetine girecekler için bu Anadolu, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Orta
dilin bilinmesi gerektiği”ne dair hükmün Kanun- Doğu’yu içine alan Osmanlı Devleti; Bulgar,
i Esasi’de yer alması ile örneklemek Macar, Sırp, Boşnak, Hırvat, Rum, Ermeni,
mümkündür. Bu süreçte Latin Alfabesi’nin Yahudi, Arap, Arnavut, vb. değişik ırk, din ve
alınmasının da gündeme geldiği kaynaklarda dillere mensup milletlerin oluşturduğu nüfusu
16
görülmektedir. . Ancak Alfabe değişikliğinin içinde barındıran bir ülke idi. Dağılma sürecinin
gerçekleştirilmesi Cumhuriyet’e kaldı. 1 Kasım (19 yüzyıldan itibaren) başlaması ile bu milletler
1928’de Latin Alfabesi kabul edildi. Milli bir dil İmparatorluktan ayrılmaya başladılar. I. Dünya
yaratma endişesinin hâkim olduğu Savaşı sonunda tamamlanan bu sürecin
Cumhuriyet’in, Osmanlı geçmişi ile olan organik ardından, İmparatorluğun toprakları üzerinde,
88