Page 33 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 33

tarih çevresi                                   tarih çevresi



 Nelia Pavlova  Orada  bir  süre  durmalı  ve  insanlarla,  göğsüyle yeni bebeğini emziriyor.  Bir başkası:

 1890-1940 (Tahmini)  şeylerle  alışıklık  kurulmalıdır.  O  zaman,  Komşum:  Haşhaş   kaldırılmasında   çalışılarak
 gerçekçi  ve  açık  yürekli  olmak  için,  iyice
 Yaşam  Öyküsü  hakkında  en  az  belge  hareketlenmek  ve  bu  ulusal  birliğe  zorunlu  - Görüyor musunuz diyor, Yeni Türkiye  kazanılan üç aylık ücret bu muhacirlere yılın geri
                                                          kalanında yaşamak için yeter. Çalışmadıkları o
 bulabildiğimiz  bir  Fransız  gazeteci,  yazar  ve  olarak katılmak, inkarı güç bir gerekliliktir.  çocuktan yana zengin. Erkeklerin yeni bir düzen  kadar ayda varlıklarını sürdürebilmeleri Anadolu
 hatta  şair.  Denizli  Ticaret  odası  tarafından  ***  yaratmak  için  tutkuyla  çalıştıkları  şu  sıralar  ağaçlarındaki tatlı meyvelerin bolluğuna bağlı,
 basılan Gazinin Ülkesinde adlı kitabı günümüze  kadınlar,   çabalarında   canı   gönülden  diyor.
 Anadolu’nun uçsuz bucaksız ovalarında -
 kadar  gelmiş.  1929  yılında  altı  hafta  kaldığı  çok  büyük  fedakarlıklar  pahasına-henüz  dört  cesaretlendirmek,  yardım  etmek  için  onların
 Ankara’yı dünyaya bir Ankara aşığı duyarlılığı  yıldan  beri  ekilen  buğday  ve  arpalar,  göz  yanındalar.  Sapanca  Garında,  genç  kız  ve  erkekler
 ile anlatan bir yazarın izlenimlerini aktaralım  alabildiğine dalgalanıyorlar.  Sağımızda   ve   solumuzda,   tepeler  bize güzel meyvelerin sepet dolusunu 50 Kuruşa
 istedik;  üzerindeki  kaba  saba  görünümlü  köyler,     sattılar.
 Buğday  ve  arpa  tarlaları  tay,  keçi  ve                   Hareket    eden   trenimizle   birlikte
 Kara gözlü, tatlı Ankara’yı terk ediyoruz.  koyun sürülerinin otladığı çayırlarla kesiliyor.  yamaçlara sanki büyü ile asılmış gibiler.
 Ankara bu akşam, altın sarısı ve lâl rengi en  Sayısız  yağlı  kaz  sürüleri,  beyaz  papatya  Uzakta, çok uzakta, güneşin batımında,  düzlüklere vurup gitmek üzere demiryolunu terk
 güzel giysisine bürünmüş; bize elveda demek  demetleri gibi, yeşilliklere serpilmişler.  karanlık  bir  grup  insan  fark  ediyorum.  Yol  eden göçmen grubu da uzaklaşıyor.
 için. Batmakta olan bu sonbahar güneşi altında  boyunca bize doğru koşuyorlar. Tren yakın bir  Grubu uzun süre izliyorum gözlerimle, bir
 çok solgun. Güneş, Ankara’nın yaylaları kadar  Şurada  burada,  çiftçiler,  iri  uyuşuk  istasyonda duruyor.  tepeyi  ağır  ağır  tırmanıyor  ve  Allah’tan
 geniş  olan  keskin  yamaçlarını  sararıp  öküzlerin koşulduğu karasabanlarla sert toprağı  korkmadan başıboş yaşamına yeniden başlamak
 solduruyor, uzatıp götürüyor bizimle.1  sürüyorlar. Her yerde, yalınayak ve başı çıplak  Bitkin görünüşlü genç bir kadın:  üzere ufukta kayboluyor.
 çocuklar,  kadınlar,  erkekler  canla  başla,  -  Bu,  Makedonya  göçmeni  bir  çiftçi
 BİRİNCİ BÖLÜM  durmadan çalışıyorlar.                         Bu  zavallı  göçmenleri  topraklarını  terk
          grubu, diyor.                                   etmeye zorlayan adaletsizliği ta içimde duydum,
 AVRUPAİ ANADOLUYA DOĞRU  -  Bu  insanlar,  diyor  bir  yolcu,  bunlar  Ürün   kaldırmadan   geliyorlar,  hemen allak bullak ettik beni.

 Türk  Ulusu’nun  kalp  atışlarını  duymak  bugünkü   bakanların   kardeşleri   ve  muhtemelen.  Tarım  işçisidirler  ve  işte  açık
 için  Anadolu’ya  gelmek  gerekiyor.  Dinlemeyi,  yeğenleridirler:  Barışta  çiftçi,  savaşta  kararlı  havada yol alarak yeni bir iş aramaya gidiyorlar.  Bu vadilerin çevresinde; her yerde, böyle
 gözlemlemeyi    bakmayı    bilmek    gerekiyor.  asker, gerektiğinde de devrimcidirler…  bahtsızların dolu olduğu diğer birçok Orta Doğu
 Yeni  Türkiye’nin  mütad  yaşantısını  yaşamak,  Beni Haydarpaşa’dan doğrudan doğruya  - Peki nereden geliyorlar?  ülkelerinde  olduğu  gibi,  onların  direniş  ve
 devamlı fedakârlıklarını görmek ve, eğer cesaret  Ankara’ya  götüren  tren,  Anadolu’nun  yeni  - Onu kendileri de bilmiyor!  gururlarındaki bu sessiz sedasız erdemlerden söz
                                                          ediliyor.  Bu  erdem,  tüm  çektiklerine  rağmen
 varsa, mahrumiyetlerini paylaşmak gerekiyor.  demiryolları  üzerinde  görkemle  gidiyor.  Gerçekten, yirmi kişi kadardılar, yaşları
 Tamamen  Avrupa’nın  büyük  ekspresleri                  kendilerinde her zaman mevcut ve onları kim
 Uluslararası   aktüel   sorunlarla  belli değildi, ayakları çıplaktı; her birinin sırtında  olduklarını,  ne  olduklarını  asla  unutmamaya
 ilgilenebilmek için, özellikle Doğudaki olayların  biçimindeki vagon restoran aynı havada. Her  sarı,  mavi  veya  kırmızı  bir  örtü  vardı.  Batan  zorluyor.
 tarafında Fransızca bilgiler yazılı.
 içyüzünü  anlamak  için  Türkiye’nin  yapısını  güneşin  yaldızladığı  toz  bulutu  içinde  iri  Bir   bizimkileri   bir   de   çilekeş
 tanımak,  oradaki  gelişmeleri  izlemiş  olmak  Fakat  zaman  zaman,  ikinci  sınıf  adımlarla yürüyorlardı.  Makedonya’nın bu çobanlarını düşünüyorum.
 zorunludur.  Önceden  toplanması  gereken  bu  vagonlardaki bazı taşralı yolcular “Avrupalıya  Erkeklerin  ardından  gelen  kadınlar  Makedonya’dakiler   sürülerini   rastgele
 dokümanlar  yoksa  gerçekleri  saptırmak  ve  benzemek” gibi iyi niyete rağmen, yarı uykulu,  çocukları  ile  birlikte  uzun  çığlıklar  atıyor  ve  dolaştırırlar, ovadaki çiftliklere, yazın dağların
 aceleye getirilen veya yüzeysel bir araştırmadan,  kompartımanın konforlu koltuklarına oturmayı  kaynaşıyorlar.  Kongo  zencilerinden  daha  yaylaklarına götürürler. Bugün hepsi Sırpça veya
 yanlışlarla dolu sonuçlar çıkarmak tehlikesine  alışkanlık  edinmemişler  ve  eski  Türk  usulü,  karalar. Sert bir kese ve sabunlama ile güzel bir  Rumca   konuşuyorlar.   Sosyal   yaşamları
 katlanılmış olunur.  içgüdüsel olarak yere bağdaş kurmuşlar.  sütlü kahve rengi ten ortaya çıkabilir pekala,  yabancılar tarafından düzenlenmiş, kendilerini
 Yolculuğu  göze  almak  ve  Yeni  Türk  Koridorda yaşlı bir büyükbaba, gazeteye  bilinemez  ki?  Şekilsiz  tavalarında  nereden  ilgilendiren tüm yazılı yasaları yabancı dille ele
 Yurdu’nun beşiği olan Ankara’ya kadar yaya,  burnunu dayamış, söktürmeye çalışıyor.  topladıkları  bilinmeyen  günlük  rızıklarını  alınmış,  ve  şu  sıralar  resmi  dilleri  Bulgarca.
 ağır ağır yol alan Türk konvoylarının geçtiği  Bir köşede, iri siyah gözlü genç bir anne,  hazırlamak için duruyorlar ve açık havada, çalı  Yüzyıllar boyu tarihi ve ozanlarının saygınlığı
 yolu kat etmek gerekir.  yüzü  açık,  etrafı  dört  çocukla  çevrili,  şişkin  - çırpıdan küçük bir ateş yakıyorlar.  sayesinde görkemini sürdüren Bulgarca…



 30                                                  31
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38