Page 32 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 32
tarih çevresi tarih çevresi
Nelia Pavlova Orada bir süre durmalı ve insanlarla, göğsüyle yeni bebeğini emziriyor. Bir başkası:
1890-1940 (Tahmini) şeylerle alışıklık kurulmalıdır. O zaman, Komşum: Haşhaş kaldırılmasında çalışılarak
gerçekçi ve açık yürekli olmak için, iyice
Yaşam Öyküsü hakkında en az belge hareketlenmek ve bu ulusal birliğe zorunlu - Görüyor musunuz diyor, Yeni Türkiye kazanılan üç aylık ücret bu muhacirlere yılın geri
kalanında yaşamak için yeter. Çalışmadıkları o
bulabildiğimiz bir Fransız gazeteci, yazar ve olarak katılmak, inkarı güç bir gerekliliktir. çocuktan yana zengin. Erkeklerin yeni bir düzen kadar ayda varlıklarını sürdürebilmeleri Anadolu
hatta şair. Denizli Ticaret odası tarafından *** yaratmak için tutkuyla çalıştıkları şu sıralar ağaçlarındaki tatlı meyvelerin bolluğuna bağlı,
basılan Gazinin Ülkesinde adlı kitabı günümüze kadınlar, çabalarında canı gönülden diyor.
Anadolu’nun uçsuz bucaksız ovalarında -
kadar gelmiş. 1929 yılında altı hafta kaldığı çok büyük fedakarlıklar pahasına-henüz dört cesaretlendirmek, yardım etmek için onların
Ankara’yı dünyaya bir Ankara aşığı duyarlılığı yıldan beri ekilen buğday ve arpalar, göz yanındalar. Sapanca Garında, genç kız ve erkekler
ile anlatan bir yazarın izlenimlerini aktaralım alabildiğine dalgalanıyorlar. Sağımızda ve solumuzda, tepeler bize güzel meyvelerin sepet dolusunu 50 Kuruşa
istedik; üzerindeki kaba saba görünümlü köyler, sattılar.
Buğday ve arpa tarlaları tay, keçi ve Hareket eden trenimizle birlikte
Kara gözlü, tatlı Ankara’yı terk ediyoruz. koyun sürülerinin otladığı çayırlarla kesiliyor. yamaçlara sanki büyü ile asılmış gibiler.
Ankara bu akşam, altın sarısı ve lâl rengi en Sayısız yağlı kaz sürüleri, beyaz papatya Uzakta, çok uzakta, güneşin batımında, düzlüklere vurup gitmek üzere demiryolunu terk
güzel giysisine bürünmüş; bize elveda demek demetleri gibi, yeşilliklere serpilmişler. karanlık bir grup insan fark ediyorum. Yol eden göçmen grubu da uzaklaşıyor.
için. Batmakta olan bu sonbahar güneşi altında boyunca bize doğru koşuyorlar. Tren yakın bir Grubu uzun süre izliyorum gözlerimle, bir
çok solgun. Güneş, Ankara’nın yaylaları kadar Şurada burada, çiftçiler, iri uyuşuk istasyonda duruyor. tepeyi ağır ağır tırmanıyor ve Allah’tan
geniş olan keskin yamaçlarını sararıp öküzlerin koşulduğu karasabanlarla sert toprağı korkmadan başıboş yaşamına yeniden başlamak
solduruyor, uzatıp götürüyor bizimle.1 sürüyorlar. Her yerde, yalınayak ve başı çıplak Bitkin görünüşlü genç bir kadın: üzere ufukta kayboluyor.
çocuklar, kadınlar, erkekler canla başla, - Bu, Makedonya göçmeni bir çiftçi
BİRİNCİ BÖLÜM durmadan çalışıyorlar. Bu zavallı göçmenleri topraklarını terk
grubu, diyor. etmeye zorlayan adaletsizliği ta içimde duydum,
AVRUPAİ ANADOLUYA DOĞRU - Bu insanlar, diyor bir yolcu, bunlar Ürün kaldırmadan geliyorlar, hemen allak bullak ettik beni.
Türk Ulusu’nun kalp atışlarını duymak bugünkü bakanların kardeşleri ve muhtemelen. Tarım işçisidirler ve işte açık
için Anadolu’ya gelmek gerekiyor. Dinlemeyi, yeğenleridirler: Barışta çiftçi, savaşta kararlı havada yol alarak yeni bir iş aramaya gidiyorlar. Bu vadilerin çevresinde; her yerde, böyle
gözlemlemeyi bakmayı bilmek gerekiyor. asker, gerektiğinde de devrimcidirler… bahtsızların dolu olduğu diğer birçok Orta Doğu
Yeni Türkiye’nin mütad yaşantısını yaşamak, Beni Haydarpaşa’dan doğrudan doğruya - Peki nereden geliyorlar? ülkelerinde olduğu gibi, onların direniş ve
devamlı fedakârlıklarını görmek ve, eğer cesaret Ankara’ya götüren tren, Anadolu’nun yeni - Onu kendileri de bilmiyor! gururlarındaki bu sessiz sedasız erdemlerden söz
ediliyor. Bu erdem, tüm çektiklerine rağmen
varsa, mahrumiyetlerini paylaşmak gerekiyor. demiryolları üzerinde görkemle gidiyor. Gerçekten, yirmi kişi kadardılar, yaşları
Tamamen Avrupa’nın büyük ekspresleri kendilerinde her zaman mevcut ve onları kim
Uluslararası aktüel sorunlarla belli değildi, ayakları çıplaktı; her birinin sırtında olduklarını, ne olduklarını asla unutmamaya
ilgilenebilmek için, özellikle Doğudaki olayların biçimindeki vagon restoran aynı havada. Her sarı, mavi veya kırmızı bir örtü vardı. Batan zorluyor.
tarafında Fransızca bilgiler yazılı.
içyüzünü anlamak için Türkiye’nin yapısını güneşin yaldızladığı toz bulutu içinde iri Bir bizimkileri bir de çilekeş
tanımak, oradaki gelişmeleri izlemiş olmak Fakat zaman zaman, ikinci sınıf adımlarla yürüyorlardı. Makedonya’nın bu çobanlarını düşünüyorum.
zorunludur. Önceden toplanması gereken bu vagonlardaki bazı taşralı yolcular “Avrupalıya Erkeklerin ardından gelen kadınlar Makedonya’dakiler sürülerini rastgele
dokümanlar yoksa gerçekleri saptırmak ve benzemek” gibi iyi niyete rağmen, yarı uykulu, çocukları ile birlikte uzun çığlıklar atıyor ve dolaştırırlar, ovadaki çiftliklere, yazın dağların
aceleye getirilen veya yüzeysel bir araştırmadan, kompartımanın konforlu koltuklarına oturmayı kaynaşıyorlar. Kongo zencilerinden daha yaylaklarına götürürler. Bugün hepsi Sırpça veya
yanlışlarla dolu sonuçlar çıkarmak tehlikesine alışkanlık edinmemişler ve eski Türk usulü, karalar. Sert bir kese ve sabunlama ile güzel bir Rumca konuşuyorlar. Sosyal yaşamları
katlanılmış olunur. içgüdüsel olarak yere bağdaş kurmuşlar. sütlü kahve rengi ten ortaya çıkabilir pekala, yabancılar tarafından düzenlenmiş, kendilerini
Yolculuğu göze almak ve Yeni Türk Koridorda yaşlı bir büyükbaba, gazeteye bilinemez ki? Şekilsiz tavalarında nereden ilgilendiren tüm yazılı yasaları yabancı dille ele
Yurdu’nun beşiği olan Ankara’ya kadar yaya, burnunu dayamış, söktürmeye çalışıyor. topladıkları bilinmeyen günlük rızıklarını alınmış, ve şu sıralar resmi dilleri Bulgarca.
ağır ağır yol alan Türk konvoylarının geçtiği Bir köşede, iri siyah gözlü genç bir anne, hazırlamak için duruyorlar ve açık havada, çalı Yüzyıllar boyu tarihi ve ozanlarının saygınlığı
yolu kat etmek gerekir. yüzü açık, etrafı dört çocukla çevrili, şişkin - çırpıdan küçük bir ateş yakıyorlar. sayesinde görkemini sürdüren Bulgarca…
30 31