Page 29 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 29

tarih çevresi                                   tarih çevresi



 aralarında, tamamen çıplak ve herhangi biz insan  Amerikan  tarzda  inşa  edilmiş  bu  yeni  ancak  Villandry  o  doğu  esintisini  ta  içlerine  kadar  Daima, ben idareci konumda olanlardan
 yapısından  yoksun  step  her  şeye  tilkim  küçük binalar ile dik açılı küçük yollar, görkemli  çekti.Nezaketen Sain-Gemme de derin bir soluk  söz ediyorum. - Peki... ya, idare edilenler?
 duruyordu.  Bir  veya  iki  metre  derinliğinde  olma iddiasındaki idare binalarını çevreliyordu.  aldı: - Hiç koku gelmiyor.  -  Ah!  Bu  başka  bir  konudur.  Ben  size
 kazılmış  birkaç  çukur,  buranın  belki  de  Çirkin  görünümlü  ve  işçi  veya  madenci  - Hayır. Bir de, İran’da olsaydık neler  Türk  halkı  hakkındaki  görüşümü  söylemek
 ağaçlandırılmaya  çalışıldığını  gösteriyordu.  barakalarına  benzeyen  bu  evlerin  çirkinliği,  olacaktı! Çiçek kokuları; keza Arabistan’da da  istedim. Halk hakkında konuşacak olursak, o,
 Fakat, böyle bir girişimi destekleyecek başka  Timur’un  ayak  basmış  olduğu  bu  korkunç  dünyanın  en  iyilerinden  biridir...  Ahlak,
 herhangi  bir  şey  yoktu;  verimli  toprak  toprakların  tarihin  derinliklerinden  çıkmış  olsaydık Leydi Macbeth’in, gerçekleşmeyecek  kanunlara itaat, dürüstlük, cesaret, sebat, zayıf
 yokluğuyla su kıtlığı, kuru ağaçları dahi ortadan  dekoru içinde daha da belirginleşiyordu. Saint-  umudu içinde, o küçük ellerine sürmekte olduğu  olana karşı yumuşaklık ve şefkat ile hiçbir şeyin
 kaldırmıştı.  Gemme,  çevredeki  görünümün  karmaşasının  yoğunlaştırılmış rayıhalar... Burada ise, hiç!  eğdiremeyeceği doğuştan bir gurur... İşte, size
 Saint-Gemme ‘çok kötü’ diye mırıldandı.  farkında  idi.  Tarlaların  çevresinde  toplanmış  Satint-Gemme merak içinde sordu:  Anadolu  köylüsü!  Hiçbir  zaman  size,
 Yanılıyordu.  Güzel,  fakat  tuhaftı.  Bu  sert  ekinler  fazla  değildi.  Küçük  tarlalar  en  iyi  -  Siz  hiç  İran’da  veya  Arabistan’da  söylenmesi  gereken  iyi  şeylerin  yarısını
 topraklardan karanlık  bir  yazgı  geçmişti;  belki  şekilde işlenmiş olmalarına karşın, elde edilen  bulundunuz mu?  söylemeyecektir. Buna rağmen, bu köylü, tam
 de    Timurlenk’in    bedduası...    kim    bilir?  ekin miktarı çok azdı. Anlaşılıyordu ki bu yeni  -  Hayır.  Fakat  Pierre  Loti  bizlere  anlamıyla  bir  köylüdür.  Bir  ara  seviye
 Asya’nın  en  ürkütücü derinliklerinden kopup  köylerdeki insanlar, tıpkı eski köylerdekiler gibi,  İsfahan’dan  söz  etmiştir  ve  de  Peygamber’in  olmaksızın, bu köylüden bir devlet adamı, hatta
 gelen Moğollar ile onları adım adım takip eden  ellerinden gelebileceğinin- en iyisini yapmakta  bir muhalefet adamı çıkmaz. Hatta, Türkiye’de
 Atilla,  acımasız  Cengizhan,  aksak  Timur’lar  idiler. Yazgıları ile tarihlerinin kötülüğünde ise,  mezarı  Medine’de  bulunmaktadır.  Sizin  orta  sınıfın  olmadığını  da  görüyoruz;  bunun
 hiçbir  zaman  hiçbir  şeyi  yaratmayıp  önlerine  onların en ufak bir kabahati yoktu.  seviyenizdeki  bir  romancıya  fazla  bir  şey  nedeni de, Türk halkının dünyanın en demokrat
 çıkan her şeyi daima yakıp yıkma yazgısını da  - Tüm bu zavallı uğraşın neye yaradığını  söylemeye  gerek  yok...  Bugünkü  Türkler,  halkı olmasıdır. Eski zamanlarda büyük vezirler
 beraberlerinde getirmişlerdi.  bir türlü anlayamıyorum...  görüyorsunuz ki Moğollar ile Arap ve İranlıların  de,  şeyh-ül-İslamlar  da,  çamurlar  içindeki
          bir Karışımıdır... ve, burada ben ne Çerkez, ne  ayakkabılarını parlatan ayakkabı boyacıları ile
 1402’de en parlak zaferlerini kazanmak  Saint-Gemme  hep  bu  aynı  sözleri  Kürt  ne  de  başkalarından  söz  ediyorum...
 üzere bu Ankara yaylasına geldikten bir süre  mırıldanıp  duruyordu.  Koridorda  garsonun  o  Kısacası,  oldukça  karışık  bir  ırk...  tıpkı  biz  tamamen aynı seviyede kabul edilirlerdi. Bundan
 sonra,  arkalarında  yıkım  ve  yokluktan  başka  bilinen sesi, vagon-restoranda kahvaltının hazır  Fransızların  olduğu  gibi...  Buralarda,  Ankara  iyisi de olamaz; ta baştan beri halkın düşüncesini
 kendilerini   anımsatacak   hiçbir   eser  olduğunu bildiriyordu. Romana düşüncelerinden  çevresinde,  en  ufak  bir  İran  veya  Arap  izine  yücelterek  kendine  saygıyı  yeşerten  bir
 bırakmaksızın gerisin geriye dönmüşlerdir.  sıyrılıp oraya yöneldi.  rastlanmıyor, hele Kafkas izi hiç yok. Yalnız  düzenden daha iyi bir şey tasavvur edilemez.
                                                          Fakat, aynı zamanda, bir çöpçü ile bir şeyh-ül-
 Saint-Gemme açık pencereye yaslanmış  Francois Vilandry kahvaltısına başlamıştı  Moğollar ortaya çıktılar. Timurlenk hala yaşıyor  İslam  veya  vezir  arasında  bir  orta  sınıfın
 dışarıyı seyrediyordu. Birden, yıkıntılarla dolu  bile.  Stendhal  ödülünün  genç  sahibini  görür  ve tüm çevreyi dolduruyor. Beyazıt Yıldırım,  oluşmasına da ta baştan engel olacak bundan
 harap bir köy ile karşılaşınca şaşırdı. Ekilmiş,  görmez ona dostça seslendi:  onun talihsiz rakibi tamamen silindi. Bugünkü  güçlü bir durum da olamaz. Görüyorsunuz ki,
 ancak, güçlükle işlenmiş olduğu her halinden  Türkler  de,  kendilerinin  oralardan  gelmiş  aziz dostum, insan oldukça zavallı bir yaratıktır.
 belli olan küçük tarlalar o harap evlerde hali  -  Size,  Ankara  platosunun  İstanbul’un  olmalarını  buralardan  gelmiş  olmalarına  Onu, ancak sopayla bir yere sürebilirsiniz. Ve,
 insanların yaşamakta olduğunu gösteriyordu.  banliyölerine hiç benzemediğini söylemiştim...  yeğlerler. Tuhaf, çocukça bir görüş... Değil mi?  bu hususta en etkili sopa da, hasetten başka bir
 Ne kadar da sert katı bir toprak! değil mi? Ah!
 -   Anlayamıyorum...   Bugünün   büyük  O Moğol atlarının nal izleri hala duruyor. Bu hep  Ne yaparsınız ki, bu görüş yakında tanıyacağınız  şey  değildir.  Şeyh-ül-  İslam’ın  elini  sıktığı
 kültürünün   bu   topraklardan   çıkmış   olmasını  öyle!  Ama,  tam  tersine,  ne  ışık!  Güneşin  Ankara  çevrelerinde  benimsenmiş  ve  kabul  ayakkabı boyacısı, bu hareketle kendisini şeyh-
 anlayamıyorum...   Canlandırıcı   bazı  doğuşunu gördünüz mü? Alev, alev yanıyor! Ve,  edilmiştir. Ve de asıl tuhaf olan husus da, uzak  ül-İslam’ın  seviyesinde  görmüş  olmakla,
 mayalanmalar gerekmiş olmalı...  ayrıca,  toprağın  engebelerinde  bu  bozkır  doğudakinin dışındaki tüm ırk bağlantılarını ret  durumundan memnun kalır. Ve, dolayısıyla, bir
 Romancı bir yandan bunları düşünürken,  renginin üzerinde oluşan menekşe gölgelerine  etmelerine   rağmen,   kendilerinin   batılı  müessesede memur veya Galeries Lafayette’te
                                                          satıcı  olabilmek  için  çırpınan  batıdaki  bir
 diğer  yandan  gözlerini  çevresine  dikmiş  bakın!  Her  taraftan  göğü  kamçılamakta  olan  olduklarını iddia etmeleridir.  ayakkabı  boyacısının  çabasını  göstermez.  Bu
 bakıyordu.  menekşe gölgeler... Ve, bu Anadolu havasını  - Ne?  şartlar  altında  da,  orta  sınıf  oluşamaz.  Aynı
 ciğerlerinize  çekin!  Alkol  gibi  çarpan  saf
 Daha ileride, birbirlerinden çok uzak ve  - Evet. Öf tüm bunları ve buna benzer  zamanda, bu durum, bir yandan tesadüflerin en
 tamamen ayrı, ancak modern görünümlü bu tür  oksijen...  diğer birçok şeyi, size kendileri söyleyeceklerdir.  üst mertebelere yükselttiği idarecilerin yerlerine
 yerleşim merkezleri devam edip gitmekteydi.  Etrafa  bir  serinlik  çökmüştü.  François  Tabii...  yenilerinin yetiştirilmelerini güçleştirirken, diğer



 26                                                  27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34