Page 186 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 186
tarih çevresi tarih çevresi
olarak Doğu Roma’nın elinden alınır (Aydın ve itibaren yaşamaya başlamıştır (Erdem, 2012). Temmuz’undaki Erzincan-Kösedağ Savaşı’nı biçiminde 1290 yılından itibaren Ahiler
diğ., 2005, sf. 130). Selçuklu sultanı II. İzzeddin kazanmalarından sonra Anadolu’da her şey bir tarafından sağlandığı Osmanlı kaynaklarından
Selçukluların en parlak devri olan
Kılıçarslan ölmeden önce, 1190’da ülkesini 10 anda tersine döner. Selçuklu Sultanı II. anlaşılmaktadır.
Alâeddin Keykubat döneminde (1219-1237)
oğlu ve kardeşi arasında paylaştırır ve Muhiddin Gıyaseddin Keyhüsrev, ailesini de alarak güçlü
Ankara büyük imar faaliyetlerine sahne olmuş Ahilik
Mes’ud’un payına Ankara düşer (Freely, 2012, bir kalesinin olması nedeniyle Ankara’ya kaçar
ve ekonomik bakımdan canlanmıştır (Aydın ve XIII üncü yüzyıl başında Moğolların
sf. 66). Çevresiyle birlikte Ankara, Eskişehir’de (Çetin, 2012). Selçuklular yıkılana kadar
diğ., 2005, sf. 133). Bunda, kardeşi İzzeddin istilası nedeniyle Horasan, Buhara, Semerkant,
içinde, artık yeni bir egemenliktir. Mes’ud, Moğollara (İlhanlılara) yıllık vergi ödenmiş,
Keykavus ile girdiği taht kavgasında yenilince Taşkent ve Merv gibi o devrin en uygar Türk
egemenliğinin simgesi olarak önce 1197-98’te askerlerinin masrafları karşılanmış ve onların
kaçarak 1211’de Ankara’ya sığınması ve halkın kentlerinden kaçan halk, esnaf ve sanatkârlar
Alâeddin adıyla bildiğimiz Ankara’nın ilk seçtiği sultanlar ve vezirler ile ülke yönetilmiştir.
onu, kenti kuşatan kardeşine teslim etmemiş Anadolu’ya göçmüştür (Çağatay, 1974, önsöz).
camisini kiliseden döndürür ve olasılıkla adına Ankara, o dönem kentin önderi olan Ahilerin
olmasının etkisi vardır. Bu Türkler, bir yandan hâlâ peşlerinde olan
bir hutbe okutur, sonra da 1201’de, Ankara’daki akılcı siyaseti sayesinde diğer Anadolu
darphanede adına gümüş para basar (Galanti, Selçukluların yönetiminde Anadolu’da kentlerinden çok daha az etkilenmiştir (Erdem, Moğollara karşı kendilerini ve öte yandan
2005, sf. 63). ticari güvenliğin sağlanması ile Ankara yeniden 2012). Moğol-İlhanlı istilası sonucunda Ankara yerleştikleri kentlerin yerli halkı olan
canlanmıştır. Kentin simgelerinden Bizanslılara karşı mesleklerini ve uğraşlarını
Bizans ve Selçuklu egemenliğinin ve çevresi de XIII üncü yüzyılın ikinci yarısında korumak için örgütlenmek, birlik olmak ve
Akköprü’nün 1222’de inşası da ticaretteki
başlarında bir kale kent olan Ankara, Mes’ud ile hatırı sayılır miktarda Moğol ve Moğol dayanışmak zorunda kalmışlardır. İşte Ahilik, bu
hareketlilik ile refah ve bayındırın göstergesidir.
birlikte farklı bir kimliğe bürünmüştür (Aydın ve hizmetinde Türklerin yerleşimine uğramıştır. zorunluluk sonucunda, Kırşehir’e yerleşmiş olan
Kentteki Türk yerleşmesi XIII ve XIV üncü
diğ., 2005, sf. 132). Mes’ud zamanında Ankara Ankara yöresindeki Türkmenler bu baskıya Ahi Evren 18 (Şeyh Nasırüddin Mahmud)
yüzyıllar boyunca tüccar, esnaf, zanaatkâr, çiftçi
tam bir kültür ve sanat merkezi haline gelmiş, o dayanamayarak 1260’dan sonra, Ali Bahadır tarafından 1238’de kurulmuştur (Hacıgökmen,
gibi çeşitli meslek gruplarının katılımı ile
devirde İslam kültürünün merkezi durumundaki Bey önderliğinde düzene baş kaldırırlar, Çankırı, 2011, sf. 19). Mertlik, yiğitlik, alplik anlamına
artmıştır. Kent merkezinin coğrafi konumu,
Bağdat’tan din bilginleri, şairler ve sanatçılar Kastamonu ve Kırşehir de bu eyleme katılır. Altı gelen Oğuz Türkçesi’ndeki “Akı” sözcüğünün
ticari ve askeri önemine rağmen göçer
kente gelmiştir (Hacıgökmen, 2011, sf. 24). ay süren Türkmen başkaldırısı Moğolların büyük günümüzde söyleniş biçimidir (Çağatay, 1974,
Türkmenler için cazip olmamıştır. bir şiddet ve katliamıyla bastırılır. Anadolu’nun
Ankara’daki Türklerin kale içine sf. 51; Hacıgökmen, 2011, sf. 14). Ahiliğin,
1223-25 yıllarında, Ankara’da henüz başka yerlerinde de görülen bu tür ayaklanmalar
sığmayıp da yerleşimin kale kapısının dışına Anadolu Türklerine özgü bir kurum olduğu
İslâm yaşamının o kadar gelişmediği görülür, üzerine o güne kadar baskı kurmayan
taşması XIII üncü yüzyılın ikinci yarısında herkes tarafından kabul edilmektedir.
kalede askerlerin gittiği tek bir cami vardır Moğolların 1277’den başlayarak mutlak
başlamıştır (Baykara, 2012). Ankara’nın ulu Ahi’nin Arapçada kardeş anlamına gelen
(Galanti, 2005, sf. 41). Ancak 1268 ve 1288 egemenliği görülür ve yönetime el koyarlar.
camisi olan Ahi Şerafeddin (Aslanhane) “ahi” sözcüğünden türemiş olduğu
(Aslanhane Camisi) yıllarında iki cami daha
Camisi’nin XIII üncü yüzyıl sonunda Moğolların Anadolu’yu istilası sırasında tartışılmaktadır (Çağatay, 1974, sf. 52). İbn
görülür (Galanti , 2005, sf. 41). XIII üncü
Koyunpazarı’nda inşası artık kent merkezinin bu diğer Selçuklu kentleri gibi Ankara da Battûta, Seyahatname’sinde “Ahı” sözcüğünü
yüzyılda Müslüman olmayan halk ticaret ve
semte kaymış olduğunu göstermektedir. Kale sarsılmıştır. Ancak Anadolu Selçuklu çoğul yapacağı zaman “Ahıyye” olarak
zanaat ile uğraşırken kent yaşamını henüz
kapısının hemen önündeki Atpazarı meydanında Devleti’nin 1243 yılından başlayarak çöküşü ile yazmıştır (Aykut, 2020, sf 102). Kendi ana dili
bilmeyen Türkler toprak ve taşınmaz mallara
kentin pazarının kurulması da burasının, birisi Osmanlıların kurulması arasındaki boşluk Arapça olduğu halde, Arapçadaki kardeş
yatırım yapmaktadır (Aktüre, 2000).
surların içindeki ve diğeri dışındaki iki merkezin döneminde devlet otoritesinden yoksun kalan anlamına gelen AH(V) sözcüğünün çoğulu olan
ortasında olduğunun işaretidir. Ankara, sosyal ve Selçukluların zayıflaması sonucunda Ankara’nın yönetim, asayiş ve güvenliği ile “ıhvân” kalıbını hiç kullanmamıştır. Ancak asıl
kültürel dönüşümü XII nci yüzyıl sonlarından Anadolu’yu basan Moğolların 1243 ekonomik düzeninin bir kent cumhuriyeti metindeki “el-Ahıyyetü’l-Fityân” başlığı,
184 185