Page 107 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 107

tarih çevresi

       “Hıristiyanlığı kabul eden binlerce kişinin Muhammed’e aforoz haykırışlarıyla inleyen bu
       mabed uzun zaman saygısızca kullanılmış. Türkler Ayasofya’nın günün birinde tekrar Hıris-
       tiyanların malı olacağı inancını taşıyorlar”35

       XIX. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda diplomatik ilişkilerde ismi geçen seyyahlar olduğu
göze çarpmaktadır. Bunlar arasında Macar asıllı Arminius Vámbéry Osmanlı topraklarına seyahat eden
gezginler arasında Osmanlı paşalarıyla sıkı ilişkiler kurmuş önemli bir isimdir. 1857 yılında İstanbul’a
gelerek36 burada altı yıl geçirmiş bu sürede Mithat Paşa gibi birçok isme ders vermiştir. Vámbéry
önce Osmanlı Paşalarının konaklarına misafir olarak yerleşmiş daha sonra da kendisini kabul ettire-
cek seviyede Türkçe öğrenerek özel ders vermeye başlamıştır.37 Zamanla tam bir Osmanlı kimliği ka-
zanan Vámbéry’in batı dillerine olan hâkimiyeti ve filoloji üzerine çalışmaları Sultan Abdülmecid’in
de dikkatini çekmiş ve Sultan, Vámbéry’i iltifat-ı hümâyunu ile ödüllendirmiştir. Ancak Vámbéry
doğuya doğru yolculuğuna devam etmeye karar vermiştir. Zira bu seyahat planının arkasında İngiltere
vardır ve doğuya seyahat eden birçok gezgin gibi Vámbéry’in de asıl amacı da bilgi toplamaktır. 1865
yılının Haziran ayında tekrar Londra’ya giden Vámbéry Avrupa’nın önemli gazete ve dergilerinde
yazdığı makalelerde Rusya’nın Orta Asya’ya yönelik yayılmacı politikasına karşı çıkarak Türkleri
savunmuştur. Bu politik hamlesi ile Sultan II. Abdülhamid’in dikkatini çeken gezgin, 1880 yılında
onun daveti üzerine tekrar İstanbul’a gelmiştir. Sultan II. Abdülhamid Vámbéry’i ikinci kez İstanbul’a
davet ederek kendi adına İngilizlerle irtibata geçmesini istemiştir. Vámbéry 1890 Haziran’ında Sultan
II. Abdülhamid tarafından tekrar görevlendirilerek Filistin bölgesine gönderilmiş burada Yahudilerin
toplanarak kendi devletlerini kurmaları konusunda onları ikna etmeye çalışmıştır.38

    Seyyah Vámbéry seyahatnamesinde Sultan II. Abdülhamid, İngiltere ve Rothschild Ailesi arasında
yapılan birçok yazışmaya yer vermiş ve Filistin topraklarının 1918 Sykes Picot Antlaşmasına göre nasıl
paylaşıldığını da ayrıntılı olarak anlatmaktadır. Seyahatnamede Osmanlı toprakları arasında bulunan
Filistin’in İngiltere tarafından Araplara ve Yahudilere nasıl vaat edildiği ve aslında İngiltere’nin Filis-
tin’i kimseye vermek istemediği açıkça görülmektedir. İngiltere ve Fransa arasında yapılan anlaşma
ve Filistin planları hakkında Seyyah Vámbéry’in eseri XIX. Yüzyıl seyahatnameleri arasında Osmanlı
ve Avrupa hakkında önemli bilgiler aktaran nadir eserlerden birisidir.39 Vámbéry örneğinde görüldüğü
üzere seyyahlar bir ülke için pek çok anlama gelebilmektedir. Bununla birlikte bu dönem seyahatnam-
elerinde seyahatleri süresince sadece gördüklerini aktaranlarda olmuştur. Nitekim Ayasofya Kilisesi
seyahatnamelerde yer alan ortak tasvirler arasındadır. İstanbul’u ziyaret eden batılı seyyahların tama-
mının ortak kanaati kilisenin ihtişamıdır. Aslında daha önce de belirttiğimiz gibi birazda bu kilisenin
camiye çevrilmiş olmasını sindiremedikleri için taşıdıkları haçlı ruhunun da etkisiyle seyahatnamel-
erinde bunu ön plana çıkarmışlardır. Çoğu zaman Türkleri bu yüzden eleştirmişlerdir.

      Bazı seyahatnamelerde aktarıldığına göre XIX. yüzyılda Ayasofya’ya girmek için bazı kural-
ları yerine getirmek gerekmektedir. Her şeyden önce Ayasofya’ya girmek için, Sultan’dan bir ferman
alınması gereklidir. Zira buda öyle kolay değildir. Michaud ve Poujoulat, isimli iki gezgin ferman
alamadıkları için, Ayasofya’ya girememiş bu yüzden Osmanlı’da Müslümanların yabancılara karşı
gösterdiği hoşgörünün camiler konusunda çok da fazla geçerli olmadığını belirten bir dizi gezi yazısı
kaleme almışlardır. İkisi de özellikle Ramazan ayında, Gayrimüslimlerin camilere girmesinin tehlikeli
olduğuna dikkat çekmiş, başka bir seyyah Gautier ise bu konuda şöyle bir uyarıda bulunmuştur:

                                             107
   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112