Page 25 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 25

tarih çevresi




            Roma geleneğinin ve Roma genius loci’ sinin    Roma’daki    pagan   tapınaklarının  yerine
            devamlılığı niteliğinde olduğu bu kararların,   kurgulanan katedraller ile yeni yeniden
            Roma kentinde uygulanan Antikitiden gelen      yapılandırıldı.  Antik  Roma’nın,   sosyal,
            kurallar kadar köklü olmasa da yine bazı       ekonomik, siyaset bağlamında yönetimsel
            uygulamalarıyla Roma geleneğinin devamı        kurgusu yeni kente aktarıldı ve bu siyasi gelenek
            olduğu söylenebilirdi.                         ve Devlet tören ve ritüllerinin Osmanlı’da da
                                                           benzer şekilde devam ettirildiği söylenir.
                 Bizans   Tarihçisi  Dagron’a    göre:
            “dönemin Bizans İmparatoru Konstantinus yeni         2.  İstanbul Kentsel Kurgu ve “Genius
            hristiyanlık dinini Roma’da ilan etmenin ve yeni   Loci”  Bağlamında Tepeler Ekseni
            katedralleri hala pagan olan Roma’da inşa            Osmanlı’da, Roma gibi inşa edilen kentsel
            etmenin   sorun   yaratacağını  anlayınca,     kurguda iconic olarak tıpkı Roma İmparatorluk
            Konstantinopolis’i başkent yapıp, yeni dini    Döneminde olduğu gibi yapılar, Sultanların
            burada ilan ederek ve Roma genius loci’sine     kendi adlarına inşa ettirdikleri ve kendi güçlerini
            göre yeni baştan planlamayı tercih etmiştir”   simgeleyen camilerle, amaç; Antik Roma’nın,
            (Dagron, 1985).  Roma kentinde, zaten yeni     Antik tepe’sindeki, yapı gibi uzaklardan
            dinin uygulamalarına ve onun ritüellerine uygun   algılanmasının sağlanması idi. Bu gereksinmeye
            şekilde kentin merkezi, Antik pagan bölümü     uygun tepeler syntax’ına topografik ve tektonik
            kısmen dondurulmuştu. Kreutheimer’e göre de:   yaplanmaya ve “yedi tepeli” kent kurgusuna
            “artık kent çevresi gelişmeye başlamıştır”
            (Kreutheimer, 1983). Konstantinopolis ise,     gerek vardı.
            Roma imparatorluğunun parlak döneminde               Antikiteden gelen Roma  genius-loci,
            doğudaki yeni başkent ilan edilir.  Dagron’un da   topografya ve ütopik “tepeler” yapılanmasının
            belirttiği gibi: “Konstantinopolis hristiyanlık   belirlediği eternal kurallar değişmeden kalmıştır.
            sonrası yeni dinin getirdiği ritüellere tamamen   Roma genius-loci ‘sinden gelen kentsel “yedi
            uygun olarak yeni baştan inşa edilir” (Dagron,   tepeli” alt yapı kente hala egemendir. Osmanlı
            1985).  İki kentin (Roma ve Konstantinopolis)   Dönemi’nin en önemli dini yapıları olarak
            profane  (dünyevi) geçmişi bu noktada-         camiler bu önceden kurulmuş, Antik “kurgu”
            hristiyanlık sonrası- zaten ayrımlanmaya       içinde kentin planlandığı izlenemini verir.
            başlamıştır.                                   Gerçekte yapılan ise; Antik Mese’den gelen
                                                           topografya’nın “volümetrik” ve “tektonik”
                 Konstantinopolis kenti de, adeta Antik
            Roma’nın en iyi bilinen özelliği olan antik    yapısına uydurulan Antik eksen, Mese ve yol
            tepeler eksenine uygun olarak yeni baştan inşa   ağlarıyla kurgulanmış karmaşık yapısı içersinde
            edildi. Bir anlamda, Roma kentinin “yedi tepeli”   Osmanlı dinsel yapılanmasının değişen yeni
            kent kurgusu kentin volümetrik ve topografik   biçeminde artık eksenlerini “güney”‘e doğru
            “kent kurgusuna” benzer  şekilde yeniden       yönlenen “diagonal” bir eksende yapılar inşa
            kurgulandı. Antik Roma’nın  başkenti  iconic     etmişlerdir.
            Roma kenti adeta  İstanbul’da yeni baştan            Bizans Döneminin adeta Alamet-i farikası
            yaratıldı. Roma’dan gelen ütopik “yedi tepeli”   iconic Ayasofya ise kentin 1. Tepesinde ve “sıfır
            siluet ve tepeler  syntax’ı Roma  genius loci     noktası”  Million Taşının hemen karşında yer
            bağlamında bu defa bir hristiyan kenti olarak,   alarak, adeta İstanbul kent ekseninin başlangıcını




                                                      23
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30