Page 14 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 14

tarih çevresi

Tablo 3. Akdeniz Kirliliği ve Akdeniz’in Korunmasına Dair Sözleşmeler

1978   Barselona Sözleşmesi                   Akdeniz’in kirliliğe karşı korunması sözleşmesi
1995   1992 Rio de Janeiro Çevre ve Kalkınma  Akdeniz’in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin
       Zirvesi temelinde Barselona            Korunması Sözleşmesi olarak adı değiştirilmiş, bu
2013   Sözleşmesinin kapsamını genişletme     hâliyle 2004 yılında yürürlüğe girmiş ve Türkiye 2002
2016                                          yılında imzalamıştır
2017   İstanbul deklarasyonu (COP18)          Akdeniz’in kirlilikten kurtarılması için ek protokol
2019   Atina Bildirisi (COP19)                Akdeniz’in kirlilikten kurtarılması için ek protokol
       Tiran Bildirisi (COP20                 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2030 Gündem,
                                              Kirlilik ve Biyolojik Çeşitlilik Teması
       Napoli Bildirisi COP21)                Akdeniz’de deniz çöpleri, mavi ekonomi,
                                              biyoçeşitlilik, deniz koruma alanları ve iklim
2021   Antalya Bildirisi (COP22)              değişikliği
2022-  Orta Vadeli Strateji                   Mavi bir Akdeniz'e Doğru: Çöpsüz bir Miras
                                              Bırakmak, Biyolojik Çeşitliliği Korumak ve İklim
2027                                          İstikrarını Sürdürmek
                                              "MED SOx ECA" 18 karar taslağı, Akdeniz'de
                                              gemilerde kullanılan yakıtın kükürt içeriğinin %0,1 ile
                                              sınırlandırılması

Kaynak: Dışişleri Bakanlığı, 2023

         Sınırlı kaynaklarla sınırsız büyüme modeli olan doğrusal ekonomi modelinin merkezinde çevresel
etkilerin değerlendirilmesi bulunmadığından, bu ekonomi modeli, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi
önemli çevre sorunlarıyla insanlığı karşı karşıya getirmiştir. Kontrolsüz ekonomik faaliyetler, doğaya karbon
salınımlarını artırmış ve ozon tabakasının incelmesine sebep olmuştur. Bu sorunlarla karşı karşıya kalınacağı,
1972 yılında Donella H. Meadows “Büyümenin Sınırları” çalışmasıyla dikkatler çekilmiştir.

         Tablo 4’te belirtildiği gibi ozon tabakasının korunmasına yönelik Viyana sözleşmesi, ozon tabakasını
incelten maddelerin kullanım ve üretimini kontrol altına almaya yönelik Montreal Protokolü, Ozon Tabakası
Koordinasyon Komitesi (CCOL), ozon tabakasını incelten maddelerin (OTİM) azaltılması ve diğer taahhütler
akıllara şu soruyu getirmektedir. Meadows ile 1972 yılında temel sorunlara dikkat çekildiği hâlde, neden
protokol kabulü 15 yıl gecikmeyle gerçekleşmiştir? Aynı gecikmeli kararın, 1992 Rio Janeiro’da Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) ile imzaya açıldığı, 1997 yılında Kyoto’da
düzenlenen BMİDÇS 3. Taraflar Konferansında (COP3) kabul edildiği, 2005 yılında yürürlüğe girdiği hâlde,
neden sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütleri başta gelişmiş ülkeler olmak üzere hiçbir ülke tarafından

                                   13
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19