Page 42 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 42
tarih çevresi tarih çevresi
üstün geldi. görünüyor. Adeta Doğu gözden kaybolmuştur. aşmaktadır. Hatta İstanbul’un en önemli ticaret şaşmayınız. Milletin seçkinleri olmalarına
Sonuçta gözün görebildiği her yörede Batı Kendinizi bir Batı kentinin banliyösünde semti olan Beyoğlu’nda bile aynı düzeydeki rağmen, Avrupa işçisinin dayanamayacağı bir
uygarlığından esinlenmiş bir kent ortaya sanırsınız. Gar tarafına bir göz atarsanız, tam arazinin değeri bu fiyatın onda biri kadar bile hayat türünü ses çıkarmadan, gönüllü olarak
çıkmaktadır. Önünüzde engin bir yapıcı çabası anlamıyla şaşkınlık duyarsınız. İki yıldan daha değildir. Bunun gibi, 1919’da yıllık kira bedeli kabul eden bu insanların fedakârlıklarını daha
sergilenmektedir. Dün bir stepten başka bir şey az bir süre içinde silah malzemesi fabrikası, 15 lira olan evler bugün sahiplerine 4000 lira çok değerlendirirsiniz. Bu çetin ve sert hayata
vagon atölyesi, petrol ve kömür depoları, tüten
olmayan topraktan şimdi bir kent fışkırmaktadır. bacalarıyla başka üretim yerlerini kapsayan getirmektedir. Durum gittikçe normalin dışına cesaretle uyumda, konfor ve lüksten yoksunlukta
Dostoyevski’nin bir gün anti-Amerika diye çıkmaktadır. Arsa ve bina fiyatının bu biçimde ve bunlara dayanma gücünde derin bir fazilet
nitelediği Doğuyu tanıyan herhangi bir kimse yepyeni bir çevre meydana gelmiştir. Daha yükselmesi kentin dengeli gelişmesine önemli vardır. Bu durumda, rahatlığın verdiği gevşeklik
önemlisi, birkaç kilometre ötede, tam bir çöl
için bu durum son derece üstün bir görüntüdür. görünümünde olan bir yerde büyük zararlar verecektir.3 içinde olan Avrupa’mız, bir gün karşısına
Bu işte mühendis, mimar, duvarcı ve fabrikalardan bir semt ve yanında bir işçi Bu anormal durumun temel nedeni, çıkacak olan Asya’ya engin bir güç verecektir.
doğramacının ne güçlüklerle karşılaştığını hesap mahallesi kurulmuştur. Böylece yeni başkentin 1923’ten beri nüfusun birdenbire hızla Özet olarak şunu diyebiliriz; bugün için
etmek gerekir. Örneğin sadece çakıl ve kalker bütün ihtiyaçları tam bir işbirliği halinde yan artmasından başka bir şey değildir. Ankara Ankara bir cennet olmaktan uzaktır. Lokantalar,
oralarda yeterli miktarda vardır. Öteki yanadırlar. Bir tuğla üretim yeri, bir kireç fırını, olağanüstü bir çoğalmanın sancısını oteller, akıntı yerleri, banyolar, elektrik, su gibi
malzemeye gelince, iki yıldan daha az bir bir elektrik santrali, bir çimento fabrikası ve bir çekmektedir. 1837’de Rexier, Ankara’nın ihtiyaçları karşılayacak durumda değildir.
zamanda hemencecik birçok özel fabrika kereste biçme atölyesi, bunların makine nüfusunu 20.000 olarak değerlendiriyor ve Üstelik doğanın da pek insafı yoktur. Orada yaz
meydana getirmek gereği duyuldu. Şimdi de gürültüsü ile stepi şaşkına çevirmiştir. İşte bu bunun üçte birinin Hıristiyan olduğunu ayları çok sıcak, kış ise soğuktur. Güneşe karşı
demir, sac, çelik, kömür, çeşitli gereç, boya ve yeni Ankara’dır. Artık eskilik ölmüştür, bildiriyor. Perrot ise 1865’te 25.000’in Türk, gölgelenme imkanı bulunmadığı gibi düşük ısıyı
camdan tutunuz da inşaat kerestesine kadar pek geçmişte kalmıştır. O, dine dayanan 12.000’in Katolik Ermeni, 4.000’in Ortodoks önleyecek kömür de yetersizdir. Güneş, yeri
çok şey İstanbul’dan getirilmektedir. imparatorluğun mirasıdır. Yenilik, canlılık Ermeni, 3.000’in Rum ve 1.000 kadarının da kasıp kavurduğu sırada hava öylesine ince bir
İnsan bu yeni kenti yaratan gücün hemen tamamen cumhuriyetin eseridir. Yahudi olduğundan söz ediyor. Dünya tozla doludur ki, baştan ayağa toza bulanırsınız.
tamamının Türklere ait olduğunu anlayınca Her şeye rağmen bu sırada Ankara’da Savaşı’nın başında kentte 40.000 kişi Hatta bakanlıklardaki odacılar, insan karşısına
şaşkınlık daha büyük oluyor. Şurası gerçektir ki rahat bir hayat sürmek imkanı yoktur. Modern oturmaktaydı. 1920’de Rumların ve Ermenilerin çıkacak duruma gelmeniz için, uzun saplı tüyden
İstanbul’da son yarım yüzyılın bütün yapıları kentin yapımının bitmesi beklenirken konut gidişinden ve yangından sonra bu rakam araçlarla tozunuzu almak zorunda kalırlar.
Şişli, Nişantaşı gibi yeni semtler hep Hıristiyan bulmak işi çok güçleşmiştir... Oteller az, odalar 30.000’e düşüyor. Ama Ankara’nın başkent Yağmur yağınca sokaklar, kalın, yapışkan
azınlık tarafından yapılmıştı. Burada ise, Türk, altın pahasına. Çok kez kendi odanızı öteki olmasıyla birden bir akın, nüfusu birkaç senede çamurdan bataklık haline gelir.
sadece birkaç yabancı uzmanın yardımıyla kendi yolcularla paylaşmak zorunda kalıyorsunuz. iki katına çıkarıyor.4 Bu 60.000 nüfus içinde hiç Her şeye rağmen, Türkiye Cumhuriyeti
işini bizzat kendisi görmeye koyulmuştur. Eski Hatta yüksek rütbeli görevliler bile çok iyi Rum bulunmamaktadır. Ermenilere gelince, yeni başkentine içtenlikle bağlı kalmaktadır.
anlayış, az çalışma düşüncesi ortadan kalkmış yerlerde oturma imkanına sahip değildirler. On bunlar Katolik 50 aile kadardır. İspanyol lehçesi Mustafa Kemal ve İsmet Paşa gibi rejimin
gibidir. Şimdi, yeni Ankara inşaatının geniş binlerce nüfus akını en sade kiralık yerlerin konuşan yerli Yahudiler 1865’te olduğu gibi bin öncüleri, herkesten önce bu kente saygı
şantiyesi bu tutum değişimini gözler önüne fiyatını işitilmemiş derecede yükseltmekle kişilik bir toplumdurlar. Bu zayıf azınlıklar ve duygularıyla bağlanmışlardır. Bu duygu
sermektedir. Topraktan fışkıran kuruluşların ve kalmıyor aynı zamanda arazi fiyatının ülkenin yenilenmesi çabalarına katılan bazı insanların kalbine, uğrunda savaş verdikleri, acı
binaların çevresinde her yörede yüzlerce işçi spekülasyonunu da harekete getiriyordu. yabancılar dışında, bu sırada kentte sadece çektikleri yerler hakkında doğal olarak
çırpınmaktadır. Çekiçler, testereler, malalar Toprağın pahalılaşması Ankara’daki Müslüman Türkler oturmaktadır. doğmaktadır. Türk’ün özgürlüğü Anadolu’nun
durmadan işlemekte, arabalar, kamyonlar yapımcıların karşılaştıkları ilk güçlüktür. Bu Ne olursa olsun, 30.000’e yakın kişi, bu kentinde doğduğuna göre Ankara’nın
çimento ve taş yüklü olarak gidip gelmektedirler. durum büyük sorunlara neden olmaktadır. modern mahallelerin yapımını beklerken önemi büyüktür. Kurtuluş Savaşı sırasında Türk
Kiriş ve kaldırım taşları yığınlar halindedirler. Kuşku yok ki bu yeni kentin geleceği, en küçük rastgele yerleşmek ve çamurdan yapılmış, en savunmasının genel karargâhı olan bu kent şimdi
Askerler telgraf direkleri dikiyorlar. Havada arazi parçasına aşırı fiyat ödeme zorunluğu küçük konforu olmayan evlerde oturmak milli idealin odak noktası olmuştur. Şimdi Türk
binlerce tel karşılaşmakta. Bir posta otomobili, karşısında ciddi sorunlarla yüz yüze gelecek. zorunda kalmışlardır. Bugün tanınmış bir milliyetçiliğinin kalbi durumundadır. Ankara
bir yangın pompası bütün hızıyla geçmekte. Her Örneğin metrekaresi 1000 Türk lirasından daha milletvekilinin evini ararken yıkılmak üzere adının ihtiva ettiği her türlü sıkıntı, bunalım ve
yanda bir canlılık, dinmeyen bir çalışma havası fazlaya yükselmiş bulunuyor. Bu 15000 fr. eder. olan, tahtaları kağşamış, tabanı dövülmüş acılar, onun aynı zamanda simgelediği
var. İslâmın kadercilik anlayışı silinmiş Batının en kalabalık kentlerindeki arsa fiyatını topraktan olan bir evin önünde bulunursanız, vatanseverlik gibi yeni duygular karşısında
40 41