Page 97 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 97

tarih çevresi




            talimatları  geçersiz  kıldı.  Burada  Çanakkale  günü,  öğleden  biraz  sonra,  jandarmaların
            Boğazı'ndan  sonra  Gelibolu  ve  Trakya'yı    eşliğinde, kalabalıkların bütün gece boyunca ve
            geçmek    amaçlandığı   için   Harrington'u    sabahtan  itibaren  sabırsızlıkla  beklediği  Eski
            Yunanlılara   karşı   Türklerin   durumunu     İstanbul'un Sirkeci iskelesine çıktı. Burada da
            desteklemeye  karar  vermeye  zorlamaktaydı.   yine  kalabalıkların  alkışlarıyla,  gemilerin
            Böylece  müzakerelerin  başarılı  bir  sonuca  sirenleriyle  ve  bando  takımlarının  marşları
            ulaşması  sağlanmış  olacak  ve  başka  türlü  eşliğinde karşılandı. İstanbul'un en yaşlı sakini
            kaçınılmaz olan çatışmadan kaçınılmış olacaktı.  olan Zaro Ağa, onun onuruna bir koyun kurban
            Yunan  hükümeti,  Yunanlıların  Anadolu'da     etti. İstanbul Belediye Başkanı Ziya Bey, Türk
            yaşamakta olduğu kayıpları durdurabilmek için  topraklarını işgal etmiş olan yabancıları söküp
            müttefiklerin  savaşa  girişmemiş  olmasından  attıkları  için  milliyetçileri  öven  bir  konuşma
            büyük  bir  hayal  kırıklığına  uğradı.  Bundan  yaptı. Refet Paşa jandarmaları ile birlikte konfeti
            dolayı,  Mazarakis  konvensiyonu  imzalamayı   ve  çiçek  bulutları  içinde  Cuma  namazının
            reddetti  ve  Mudanya'yı  akim  bıraktı.  Ancak,  kılınacağı  Ayasofya  Camii'ne  kadar  ilerledi,
            neticede Yunan hükümeti büyük bir isteksizlikle  burada  da  pek  çok  koyun  kurban  edildi.
            üç gün içinde, yani 14 Ekim 1922'de imzaları   Namazdan  sonra  Refet  Bey  meşhur  minbere
            atıverdi.                                      çıkarak  bu  büyük  camide  bulunan  yüzlerce
                                                           insana "Bu zafer hakimiyet-i milliyye, kuvva-yı
                                                           milliyeye, millî iktidara ve yüce Allah'a olan
                 Refet Bele İstanbul'da                    inançtan  doğmuştur!  Burası  Müslümandır  ve

                 Türklerin  şehri  teslim  alması.  Refet  ilelebet Müslüman kalacaktır!" şeklinde hitap
            (Bele)'nin 104 milliyetçi jandarmanın başında,  etti.
            19 Ekim 1922 Cuma günü, Yunanlıların denize          21 Ekim Cumartesi günü, Refet Bey savaş
            dökülmesinden  bu  yana  şehre  resmen  ulaşan  boyunca milliyetçi duyguların ve hareketlerin
            muzaffer  Türk  milliyetçilerinin  ilk  temsilcisi  odağı olan İstanbul Üniversitesi'ni ziyaret etti. O
            olarak  İstanbul'a  varması,  yüzlerce  yıllık  bir  burada  da  coşkun  bir  kalabalık  tarafından
            geçmişe sahip olan bu eski şehirde o güne kadar  karşılandı  ve  burada  ilk  kez  yeni  Türk  milli
            görülmedik bir coşkuya ve kitle kutlamalarına  marşı olan, şair Mehmet Akif (Ersoy) tarafından
            sahne oldu. İstanbul halkına göre, Refet Bele  kaleme alınmış olan ve 1 Mart 1921 tarihinde
            sadece milliyetçilerin muzaffer ordusunun bir  Büyük Millet Meclisi tarafından resmen kabul
            temsilcisi  olmayıp,  aynı  zamanda  bütün     edilen  İstiklal  Marşı  da  geniş  kalabalıklar
            alışkanlıklardan,  geleneklerden  ve  çürümüş  arasında okundu. Bu sırada Üniversite rektörü
            Osmanlı  geçmişinden  kendini  kurtarmış  olan  Besim  Ömer  (İrdelp)  Paşa,  üniversite
            Anadolu'da gelişen yeni bir yaşam tarzının da  öğrencilerinden Şevket Süreyya (Aydemir) ve
            sembolüydü. Ankara hükümetinin bir temsilcisi  Müderris  Muslihiddin  Adil  (Taylan)  Bey

            olarak  Refet  Paşa'nın  duygusal  bir  şekilde  milliyetçi  hareketi  ve  milliyetçi  hareketin
            karşılanması iki gün daha sürdü. 20 Ekim Cuma  liderlerini  öven  coşkun  konuşmalar  yaptılar.



                                                      95
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102