Page 43 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 43
tarih çevresi
mütecaviz tavırlarına karşı hareketsizliğin bir Bir de tabii galip müttefikler vardı, bunlar
başka sebebi daha bulunmaktadır. Toplumda Konferansın gerçek hakimleriydiler ve daha
Büyük Britanya ve özellikle de Fransa'ya karşı önce gördüğümüz gibi nihai kararlar Dörtler
büyük bir popüler hayranlık vardı. Tanzimat Konseyi'nden gelmekteydi. İngiliz heyetine
(1839-1876), Sultan II. Abdülhamit Dönemi David Lloyd George damgasını vurmuştu.
(1876-1909) ve Meşrutiyet Dönemi'ni (1909- Gallerli bir siyasetçi olan David Lloyd George,
1914) kapsayan ve önceki yüzyılda devam eden 1916 yılında savaşın kriz aşamasına ulaştığı bir
reform dönemi boyunca Osmanlılar, yeni olan zamanda ve İngilizlerin batı cephesindeki
ve modern Osmanlı Devleti'nin olmaya çalıştığı korkunç kayıplarının üstesinden gelmeyi başarıp
her şeyin bir modeli olan Avrupalıların daha başaramayacağının henüz kesin olmadığı bir
gelişmiş medeniyetinin, yani Avrupa'nın taklit dönemde Tedarik Bakanlığı'nı bırakarak
edilmesini istediklerine inanmaya müteallik bir Asquith'in yerine Başbakan olmuştu. Lloyd
eğitimden geçmekteydiler. Bu duygulara George, kendisinin çok etkili bir savaş dönemi
ilaveten, 1918 yılı başlarında ABD Başkanı lideri olduğunu ispatlamıştı. O, İngiliz savaş
Woodrow Wilson tarafından ilan edilen On Dört çabalarını galiplerinkiyle birleştirmede yeterince
başarılı olmuştu.
Prensip ve özellikle de "Osmanlı İmparatorluğu
tebaası bütün halklara kendi kaderlerini tayin Aslında başarısının önemli bir bölümünü
hakkı" sözü veren on ikinci madde; İmparatorluk Amerika Birleşik Devletleri'nin şans eseri savaşa
çok uluslu ve çok dinli olduğu ve yönetici sınıf girmesine borçluydu. ABD'nin savaşa girmesi
bütün dinlerden ve bütün etnik orijinlerden ise büyük ölçüde Atlantik'in öteki yakasına Lord
insanlar içerdiği için, Müslüman Türkler "kendi Bryce, Toynbee ve diğerlerinin, savaşın
kaderini tayin hakkı" ilkesinin hedef kitlesine başlangıcından itibaren yürüttükleri nefret
kendilerinin de dahil olduğunu sanmaktaydılar propagandasının bir neticesiydi. Ancak, Lloyd
ve işgalci Avrupa güçlerinin diğerleri gibi kendi George aynı ölçüde bir barış yapıcısı değildi.
millî devletlerinde "medenileşmelerine" yardım Çok ihtiraslı, istekli bir politikacı olmasına
edeceklerini düşünmekteydiler. Bu nedenle rağmen iyi eğitim almamış, cahil ve önyargılı bir
direnişin, yorucu bir savaşa devam etmenin adamdı. Savaş esnasında yapılan
amacı ne olabilirdi ki? propagandalardan kendisi de öylesine
etkilenmişti ki bir konferansın temel hedefi olan
Barışın tesisi ve özellikle de Müttefiklerin
barışı sağlamaktan ziyade cezalandırma
işgali, Wilson İlkeleri'nin diğer tebaalara
istemekteydi. Şunu da ilave etmeliyiz ki, Lloyd
sağladığı benzer bütün millî avantajları, yirminci
George konferansı İngiltere'nin Orta Doğu
yüzyılın ilk yıllarında milliyetçilik fikrini yeni
üzerindeki egemenliğini daha da artıracak bir
yeni hissetmeye başlamış olan Türklere de
imkan olarak görmekteydi. Onun için belki de
sağlayacaktı.
her şeyden daha önemlisi, Londra'daki iki
Paris Barış Konferansı ya da Yunanlı iş adamı tarafından finanse edilen siyasî
"Hıristiyan Avrupa'nın Kurtarılması" kariyeri idi. Silah tüccarı ve petrol alanının önde
41