Page 35 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 35

tarih çevresi

(T. C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, 2025).

       Devam eden projelere bakıldığında Türkiye, 2023 itibarıyla yerli lityum iyon pil üretimine yönelmiştir.
Bu projeler, özellikle elektrikli araç ve yenilenebilir enerji sistemleri için önemli bir adım olarak
değerlendirilmektedir. Deva grup ve kalyon enerji iş birliği kapsamında enerji depolama sistemleri üzerinde
çalışmalar devam etmekte olup bu projelerin hayata geçmesi durumunda Türkiye’nin batarya teknolojisi
alanında rekabetçi hale gelmesine katkı sağlayacağı değerlendirilebilir (T. C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi,
2025).

       Türkiye ayrıca hem doğal gaz hem de petrol için depolama sistemleri projelerini yürütmektedir. Bu
projeler, enerji arz güvenliğini sağlamak ve fiyat dalgalanmalarını dengelemek için kritik öneme sahiptir. Bu
depolama tesislerinden birincisi Silivri yeraltı doğal gaz depolama tesisidir. Tesisin kapasitesi 4,6 milyar
metreküp olup Türkiye’nin en büyük yeraltı doğal gaz depolama tesisi olma özelliğine sahiptir. Diğer bir tesis
ise Tuz Gölü yeraltı doğal gaz depolama tesisidir. Genişletme çalışmaları devam etmekle birlikte mevcut
kapasitesi 1 milyar metreküptür. Tuz Gölü’nün altında bulunan bu tesiste tuz mağaralarında doğal gaz
depolaması yapılmaktadır. Diğeri ise yeni bir yeraltı depolama projesi olan Tekirdağ doğal gaz depolama
tesisinin kapasite 4 milyar metreküptür (BOTAŞ, 2025).

       Petrol tesisleri olarak İskenderun ham petrol terminalidir. Ham petrol depolama ve tanker dolum tesisi
olarak bu projenin kapasitesi 1,7 milyon metreküptür. Diğer bir ham petrol depolama tesisi ise Mersin
terminalidir. Ham petrol depolama ve tanker dolum tesisi olan bu terminal, 2,6 milyon metreküp kapasiteye
sahiptir. Diğer bir terminal ise Ceyhan ham petrol terminalidir. Terminalin kapasitesi 1,6 milyon metreküptür.
Ham petrol işleme ve depolama tesisi olarak projelendirilen İzmir Aliağa rafinerisi ise 1,2 milyon metreküp
kapasiteye sahiptir. Ham petrol işleme ve depolama tesisi olarak projelendirilen Tüpraş İzmit rafinerisi ise 1,1
milyon metreküp kapasiteye sahiptir (BOTAŞ, 2025).

       Yenilenebilir Enerji Kullanımın Çevresel ve Toplumsal Etkileri

       Yenilenebilir enerji kullanımını çevresel açıdan değerlendirdiğimizde, sürdürülebilir enerji kaynakları
(güneş, rüzgâr, hidroelektrik, biyokütle vb.) fosil yakıtların aksine karbondioksit ve diğer sera gazı emisyonlarını
önemli ölçüde azaltmaktadır. İklim değişikliği ile mücadelede bu yatırımların artırılması, çevresel bütünlüğü
korumak için kritik öneme sahiptir. Dolayısıyla sürdürülebilir enerji kaynakları karbon salınımını azaltma
potansiyeline sahiptir. Enerji güvenliği açısından baktığımızda, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı,
bir ülkenin enerji bağımsızlığını artırarak enerji güvenliğini sağlamaktadır. Fosil yakıtların ithalatına bağımlılık,
enerji arzında kesintilere yol açabilmektedir (Gustav et al., 2008: 4048–4056). Dolayısıyla sürdürülebilir enerji
yatırımlarının enerji güvenliği üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Diğer taraftan sürdürülebilir enerji
sektörü, yeni iş fırsatları ve ekonomik büyüme potansiyeli sunmaktadır. Bu alanda yapılacak yatırımlar,
istihdamı artırmakta, yerel ekonomileri güçlendirmekte ve yenilikçi teknolojilerin gelişimini teşvik etmektedir.

                                                               34
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40