Page 37 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 37

tarih çevresi

       Kaynak: IEA

       Toplam enerji üretimi içerisinde yenilenebilir enerji payının artırılmasıyla birlikte ekosisteme salınan
karbon emisyonlarının azaltılması süreci hızlanacak ve enerjinin iklim değişikliğine olumlu katkıları sağlanmış
olacaktır. Dolayısıyla daha yaşanabilir bir dünya hedeflerine ulaşma süreci hızlanarak 2050 sıfır karbon
emisyonu hedeflerine yaklaşma şansı artacaktır. Bu bağlamda ülkelerin yenilenebilir enerji projelerine büyük
yatırımlar yaptığı görülmektedir. Diğer taraftan yenilenebilir enerjinin sürekliliğini sağlamak için batarya
teknolojilerindeki ilerlemeler önem kazanmaktadır. Özellikle lityum iyon bataryalar ile yeni nesil depolama
çözümlerinin artması dikkat çekmektedir. Ayrıca yerleşim yerlerindeki binalarda ve sanayide enerji verimliliğini
artırmak için akıllı teknoloji uygulamaları yaygınlaşmaktadır. Akıllı şebeke sistemlerindeki artışlarla da enerji
tüketimi optimize edilmiş olacaktır. Bununla birlikte inşa edilen bina ve konutların daha az enerji tüketen
malzemelerle inşa edilmesi, mevcut binalarda ısı yalıtım sistemlerinin yayınlaştırılması enerji kullanımını
verimli hale getirecektir. Dolayısıyla çok sayıda ülke iklim değişikliği hedeflerine ulaşmak için karbon nötr
olma politikalarını geliştirdiği görülmektedir. Özellikle karbon emisyonunu azaltmak için “Karbon Yakalama
Teknolojileri (CCS)” geliştirilmektedir. Ayrıca küçük modüler reaktörler (SMR) gibi yeni nesil nükleer
teknolojiler, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak yeniden değerlendirildiği görülmektedir (IEA,
2020). Çünkü artan nüfusla birlikte hem elektrikli ev aletlerine olan talebin artması hem de elektrikli araçların
yaygınlaşmasıyla birlikte elektrik talebi artacağından yeni ve güvenli sistemlerini geliştirilmesi önem arz
etmektedir. Yeşil hidrojen kapsamında fosil yakıtlar yerine hidrojenin kullanımının artması beklenmektedir.
Yeşil hidrojene geçişin hızlanmasıyla birlikte temiz enerji üretiminin destekleneceği görülmektedir (Kurtuluş
vd., 2006: 461). Enerji kullanımında verimliliği artıracak diğer gelişmelerin de dijitalleşme ve yapay zekâ
alanlarındaki gelişmelerle artacağı beklenmektedir. Çünkü bu sayede kaynak kullanımı optimize edilmiş
olacaktır.

       Sonuç olarak enerjinin geleceği, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda dönüşüm geçirirken aynı
zamanda ekonomik büyüme ile çevresel koruma arasında bir denge kurmayı amaçlamalıdır. Bu sürecin etkin
bir şekilde yürütülmesinde kamu politikaları, özel sektör yatırımları ve toplumsal farkındalık büyük rol
oynayacağı öne çıkmaktadır.

       Sonuç

       Enerji tarihi, insanlığın enerji kaynaklarını keşfi ve kullanımı yolundaki evrimini anlatan önemli bir
konudur. Enerji tarihi insanlık tarihiyle başlayan bir süreçtir. Tarihi süreç içerisinde insanlık her dönemde
sürdürülebilir hayatlar için enerjiye ihtiyaç duymuştur. Nüfusun artışıyla birlikte yeni enerji kaynaklarına olan
ihtiyaçların da arttığı bilinen bir gerçektir. Çünkü enerji, bir ülkenin ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişiminin
temel unsurlarından biridir. Son dönemlerde fosil kaynaklı enerji rezervlerindeki azalışlar ve karbon
emisyonlarının azaltılmasına dair yükümlülükler ülkeleri yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya

                                                               36
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42