Page 56 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 56
tarih çevresi tarih çevresi
Buna bir de şunu ilave etmek lâzımdır ki, yaptığı bir kefarettir. Bunun içindir ki, Türk milleti, bugünün İtalya’dan alınmış bir ceza kanunu ve
tabiat, Ankara’nın, daha doğrusu onu Bugün su tesisatı, barajlar, yollar, universal kültürünü, bütün şartları ve bütün İsviçre’den alınmış bir medeni kanuna göre
kucaklayan Galatya’nın manzarasında, mektepler, hastaneler ve saraylar şeklinde yalnız sarahatiyle almağı tercih ederek, bu kültürün adalet biçmektedirler.
Anadolu’nun öz manzarasını yaratmıştır. Sade Ankara vilâyetinde yapılmış olan eserler, bütün şekillerini, sözde milli bir damga vurmak Bunun yabancı hayat şekillerine zorla ve
geografik değil, her bakımdan, Anadolu’nun bu bir Türk hâkimiyeti zamanında bütün hevesiyle bozmağa ve itibardan düşürmeğe organik olmayan bir tarzda bir intibak olduğunu
parçası, manzaralar arasında ara bulan ve Anadolu’da yapılmış olandan daha çok, daha tenezzül etmemektedir. Bunun içindir ki, söyleyerek şikayet edenler ve değerli milli
manzarayı manzaraya bitiştiren bir hususiyet büyük ve daha ehemmiyetlidir. Bu yapıcılık, Ankara’nın yeni saraylarında, taştan veya şekillerin bu suretle hafifmeşrepçe feda edilmiş
taşımaktadır. Değişik iklimler ve manzaralar Selçuk devletinin yapıcılığı ayarındadır. Onunla alçıdan arabeskler ile süslenmiş sivri kemerler olduğunu iddia edenler olduğu gibi bütün bu
memleketi Anadolu’da, çeşit topraklarla ayrı bunun arasında ve Selçuklardan öte tam bin göremezsiniz. işleri sathi bir ütilitarizm bakımından mütalea ve
iklimlerin merkezi de, Ankara’dır. senelik bir devre içinde, Anadolu toprakları Avrupa’nın “oriental” adını verdiği bu müdafaa edenler de mevcuddur. Her iki taraf da,
Anadolu’nun cenubtan şimale, doğudan böyle bir inşa fırtınasına takribi olarak dahi, uydurma arşitektür unsurları, zamanlarını esası görememiş olmak dolayısıyla hatalı ve
batıya giden yolları, Ankara’da kesişmektedir. şahid olmamıştır. yaşamış ve ancak zamanlarının mimarlık haksızdır. Şüphesiz, “fes” dediğimiz şey,
Kapadokya’nın buğday tarlaları, Likaonya’nın Gerçi bu başarıyı çerçeveleyen şekiller, görüşlerine cevab vermiş olan muhteşem Acem, aslında, ne Türklük ne de hattâ Müslümanlık ile
çöllerine, burada ulaşmaktadır. Bitniya ile yirminci asırdaki cihan tekniğinden alınmış ve Arab ve Hind motiflerinin, Avrupalı’nın sathi ve alâkası olan bir başörtüsüdür. “Fes” i Adalı
Paflagonya’daki ormanlarla şarktan gelen asık gerçi bunun plan ve realizasyon haline konması sahte hassasiyet saikasiyle yaptığı tahrifler ve Rumlar giymekte idi ve bu padişahın müdahale
suratlı çıplak dağların uçları, burada işinde birçok yabancı mütehassıslar da tağşişlerdir. ve emri üzerinedir ki şarkta herkesin giydiği bir
birleşmektedir. Ve sahillerdeki bağlık bahçelik kullanılmıştır. Çünkü Türklerde bütün bu işleri, şey olmuştur. Olmuştur ama yine şarkta değil,
mübarek manzaralara hâs yeşillik ve örnek olacak bir mükemmeliyetle yapacak Ankara, böyle bir sahtekârlığa garb fabrikalarında yapılmıştır.”2
gölgeliklerin bir serpintisi gibi parçalar, kadiri elemanlar henüz kâfi miktarı bulmamıştır. Buna yanaşmamıştır. Onun sade ve geniş cepheli DİPNOTLAR
mutlak bozkırların nemli bağrında burada rağmen, bu başarı, Türk ruhunun bir hayat yapıları, bugünkü mimarlık görüşünün en
yeşermektedir. ifadesinden başka bir şey değildir. kudretli ve en mukni örnekleridir. 1 Norbert Von Bischoff, 1936, Ankara:
Buna rağmen halbuki, Ankara’nın Türkler İslami şark kültürü sahasından Gine aynı görüşe uyarak, Türk, pitoresk Türkiye’deki Yeni Oluşumun İzahı, Ulus
Gazetesi, s. 228.
hükümet merkezi değil de Türk devletinin ve çıkarak garb kültürü sahasına girmek kararını festen ve kerliferli sarıktan yaz geçerek bütün
milletinin merkezi ölçüsünde inşasına vermişlerdir. Çünkü bir millet olarak dünyanın giydiği şapkayı yahut kasketi 2 Von Bischoff (1936), s. 224-236.
girişilmesi, Anadolu Türklüğünün yeniden yaşayabilmek bahsinde muhtaç oldukları teknik giymiştir; aynı görüşe uyarak, belki daha süslü Kaynakça
doğmasına yol açan kahramanlıklar arasında vasıtaları, onlara ancak bu kültür sahası fakat Türk dilinin yapısına hiç de uygun
dahi cüretli bir teşebbüstü. Çünkü susuzluğu, verebilirdi. Ve Türkler, biliyorlardı ki, bu kültür olmayan arab harflerini bırakarak herkesin Von Bischoff, Norbert . 1936. Ankara:
sıtmalık civarı ve ekonomik kifayetsizliği ile sahasında yaşayanlardan ve yaratanlardan biri kullandığı lâtin harflerini kabul etmiştir; ve hep Türkiye’deki Yeni Oluşumun İzahı. Ulus
Gazetesi Tercümanlar
Ankara, birçok şehirler arasında her halde en olmak için, bir çıraklık devresini kabul etmekten aynı görüşün tesiri iledir ki, Türk hâkimleri, artık
elverişsizi idi. Modern bir şehrin ihtiyaçlarına başka bir çare yoktur. Binaenaleyh, kararları, kur’andan alınmış bir fıkıha göre değil, Kütüphanesi No:9.
cevap veren hususlar yaratmak için Ankara için kesin ve ciddidir. En iyi hocaları seçmeleri, en
harcanan fedakârlıklar, paralar ve enerjiler temiz kaynaklara gitmeleri, bundandır. Ve
Bursa, Konya yahud Eskişehir için harcanmış Türkler, dünya yüzünde teknik kültüre
olsa idi, bu üç şehir birer cennete dönerdi. bağlanmış ne kadar memleket varsa, bunların
Türkiye’nin merkezini meydana getirmek hepsinde bu kültürün bir ve aynı şey olduğunu
için çorak ve Çetin bir toprak ile yapılan bu da tesbit etmişlerdir.
mücadele ile dünyanın en çok üvey -ana Türk milli ruhu, herkes için umumi
muamelesine tabi tuttuğu bir memleket parçasını olduğunu anladığı ve bildiği bu kültürü, bütün
ileriliğe ve asalete götürmek ve ondan bir milli tamamlığı ve bütün katiliği ile almak
yuva yapmak arzusu, Türk milletinin, asırlarca kararındadır. Böyle bir kararı, tradisyonda
bakımsız bıraktığı Türk memleketi namına menfaat görmeyen şark milletleri verebilirler.
54 55