Page 18 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 18
tarih çevresi tarih çevresi
çıkar (Hacıgökmen, 2011, sf. 20-21). Ağır bir yöresinde hüküm süren Ahi hükümeti, bir Ankara’yı 1362’de tekrar ve kesin olarak XVI ncı yüzyılın ortalarında başlayıp
katliama uğrayan Ahiler ve Türkmenler “uç” derviş-esnaf cumhuriyeti olup ahi uluları Osmanlı ülkesine katmıştır. Osmanlı Padişahı I. XVII nci yüzyılın başında (Büyük Kaçgun,
bölgelerine göçerler. Sultan IV. Rükneddin tarafından günümüzdekine yakın bir demokrasi Murad 1362-1363 yıllarında Ankara’da hüküm 1603-1608) Anadolu’yu bütünüyle etkisi altına
Kılıçaslan zamanında, 1250 yılında, Ahiler ve ile yönetilmiştir. Bu dönemde Ahi yönetiminin sürmüştür. alan Celali isyanları sırasında, 1603 yılında
Türkmenler yeniden ayaklanırlar. Ahi Evren, başında Ahi Hüsameddin Hüseyin Efendi (1290- 1402 yılında, Timur ve Yıldırım Bayezid Celali Karakaş Ahmed, Ankara yöresinde
1261 yılı 1 Nisan günü öldürülür. Kırşehir 1296), Ahi Şerafeddin Mehmed Efendi yağmalar yapmış ve kente girerek Karaoğlan,
arasındaki Ankara Meydan Savaşı ve sonrasında
katliamından kurtulan Hacı Bektaş-ı Veli, Şeyh (1296-1332) ve Ahi Hüseyin Efendi (1332- Samanpazarı ve Karacabey Hamamı semtlerini
büyük ölçüde yıkıma uğrayan kent, 1413 yılında
Edebalı, Geyikli Baba ve Abdal Musa gibi Ahi 1354) bulunmuşlardır. yakıp yıkmıştır. (Akdağ, 1995, sf. 413). Saldırılar
Çelebi Mehmed’in sultan olarak tahta
ileri gelenleri ağır baskılar sonucunda 1278 karşısında, Ahilik geleneğini hatırlayan Ankara
Moğollar 1304’de Ankara’yı vergiye oturmasıyla tekrar Osmanlı kontrolü altına
yılında bir kez daha “uç” bölgelere göçerler. bağlarlar ve bu durum 1341 yılına kadar sürer. girmiştir. Bu on bir yıllık fetret devrinde, halkı, Kadı Vildanzade Mevlâna Ahmed Efendi
Ahi Evren’in halifelerinden Ahi Bu dönem, Ankara Kalesi’nin ana kapısındaki Selçuklular ve İlhanlılar döneminde yaşandığı önderliğinde örgütlenerek kentin çevresine bir
Hüsameddin, babası Seyyid Şemseddin Ahi vergi alınmasına ilişkin 1330 tarihli Farsça gibi kenti yine Ahilerin yönettiği düşünülebilir. koruma duvarı yapmaya karar vermiştir (Ergenç,
Yusuf ve yanındakiler ile birlikte Ankara’ya kitabeden anlaşılmaktadır. İlhanlılar, Ankara’da, Ankara, II. Murad döneminde yeniden imar 1980, sf. 87). 1606 yılında başlayan 12 kapılı
gelirler. İbn Battuta, Ankara gibi bir beyin Arap ve Uygur harfleriyle para da basmıştır. olmuştur. Ankara, XVI. Yüzyıl başında, duvarın inşası 1607’de bitmiştir. Bu sırada, 1606
oturmadığı kentlerde ahilerin reisinin o kentin Moğol istilası döneminde Ahiler kenti bir emir sınırlarını aşarak Hisar’ın batı ve güney yılı sonunda Sadrazam olan Kuyucu Murad
efendisi olduğunu yazar (Çağatay, 1974, sf 103). olarak yönetirler. İlhanlılar, bir Anadolu Valisi eteklerine doğru genişlemeye başlamıştır. Bu Paşa, İran seferine çıkarken arkadan
Moğol denetimi altındaki Selçuklu atamışlar ve Ankara yakınında bir askeri birliği dönemde, kentte 85 mahalle bulunduğu vurulmamak amacıyla Celali Kalenderoğlu’na
Anadolu’sunda bu yönetim çok güçlü olmuştur. de bulunsa kent ile fazla ilişkileri olmamıştır. bilinmektedir. anlaşma olarak Ankara Sancakbeyliğini
Kent yönetiminin başında bulunan Ahi vermiştir (Aydın ve diğ., 2005, s. 173).
1290 yıllarında Selçukluların Osmanlı’nın gerek Fetret devrinde
Şerafeddin, dostluk kurarak vergi ödemek Kalenderoğlu kentin önüne gelince, Ankara bir
zayıflamasıyla kargaşanın başlaması sonucunda gerekse sonraki şehzadelerin taht
karşılığında onları kente girmemeye ikna eder. kez daha otoriteye kulak asmamış ve Kadı
Ahiler kenti yönetmeye başlamış ve 1362’de mücadelelerinde Ankara, 1463’e kadar Anadolu
Osmanlı padişahı I. Murad Hüdavendigar’a Ankara’da, diğer Anadolu kentlerinin tersine, Beylerbeyliği merkezi ve Ordu-yu Hümayûn Vildanzade dış duvarlardaki kapıları kapatarak
İlhanlıların yaptırdığı herhangi bir yapının Sadrazamın kararına rağmen Celaliyi kente
savaşmadan teslim edilinceye kadar sürmüştür. karargâhı olduğu halde hep kaybeden muhalif
bulunmaması da bu düşünceyi desteklemektedir.
Kentin önüne gelen I. Murad’ın, Neşrî tarafta yer almıştır. Önce, II. Bayezid’e karşı sokmamıştır. Celaliler sekiz kez kente
Tarihi’nden aktarılarak, Kale’nin kapısı önünde Osmanlı’da Ankara Cem Sultan’a destek vererek Ankara’ya davet saldırdıkları halde girmeyi başaramamışlar ve
halka “Bre hey devletsizler” diye Karaman Beylerbeyi ordusunun yardıma
Osmanlılar, Ankara’yı iki defa etmiş (Erdoğan, 2008, sf. 35); sonra da
seslenmesinden ve “O zaman Ankara kalesi fethetmiştir. İlk fetih, 1354’te, Orhan Bey Kanuni’nin şehzadeleri Selim ve Bayezid gelmesi üzerine kaçmışlardır. Bütün Anadolu’yu
Ahiler elinde idi” anlatımından (Aydın ve diğ, sf. kasıp kavuran Celali, levend ve suhte (medrese
zamanında Süleyman Gazi (Rumeli Fatihi olan arasındaki mücadelede İran’a kaçmak zorunda
140) bu dönemin niteliği açıkça anlaşılmaktadır. talebeleri) ayaklanmalarına karşı Ankara,
Veliahd-Şehzade) tarafından gerçekleşmiş fakat kalan Bayezid’in yanında yer almıştır (Turan,
Osmanlıların Ankara’yı bir bey elinden değil de Ahiliğin temeli olan zanaat ve ilmiye (din
kente egemen olamayarak Ahiler tarafından 1961, sf. 84). Ankara’ya 1648 yılının Nisan ayı
genel bir ifadeyle ahilerden aldığını söylemesi, otonom yönetim sürmüştür. Süleyman Gazi’nin son günlerinde gelen Evliya Çelebi, bilgini) örgütlenmesiyle direnerek kendisini
ahilerin şehrin yönetimine hâkim olduğunu kardeşi Sultan I. Murad, Rumeli’ne sefere Seyahatname’sinde Ankara’yı “Anadolu korumuştur.
göstermektedir.
çıkmadan önce, Doğu sınırında emniyeti toprağında hâlâ bağımsız Sancak Beyliği” Ahilerin XIII üncü yüzyıl başında
Ankara’yı merkez edinen ve kent sağlamak için stratejik mevkiinden dolayı olarak tanımlamıştır (Erdoğan, 2012, sf. 69). Ankara’ya getirdiği dericiliğin yanı sıra daha
16 17