Page 71 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 71

tarih çevresi




                                                           Darülfünunu  adıyla  sürdürmüştür.  12  Nisan
            öğretim çalışmalarını yürütmek üzere kurulan   1912de    çıkartılan   bir   nizamname   ile
            medreseler, imparatorluğun büyüme döneminde
                                                           Darülfünunun şubeleri fakülte adını almıştır. l9
            gerçekten parlak günler yaşamış, ileri görüşlü
                                                           yılında da bilimsel özerklik kazanan Darülfünun
            devlet adamları Osmanlı topraklarını dünyanın
                                                           bu  yapısını  Cumhuriyetin  ilanına  kadar
            bilim  merkezi  haline  getirmek  için  hiçbir
                                                           korumuştur. Türkiye  Cumhuriyeti’ne  miras
            fedakarlıktan kaçınmamış ve her taraftan bilim
                                                           kalan  İstanbul  Darülfünunu  dışındakiler  hep
            adamlarını ülkelerine davet etmişlerdir. Ancak
                                                           karşılaştıkları  baskılara  göğüs  geremeyerek
            imparatorluğun   duraklama   ve   gerileme
                                                           kapanmıştır.   İstanbul   Darülfünunu   ise
            dönemlerinde  diğer  kurumlarda  olduğu  gibi
                                                           Cumhuriyet  Türkiyesince  çıkartılan  yasalarla
            eğitim  sisteminde  de  bozulmalar  başlamış,
                                                           tüzel   kişiliğe   kavuşturulmuştur.   Ayrıca
            haksız uygulamalar sonucu medreseler giderek
                                                           Darülfünunun aksayan yönlerinin giderilmesi ve
            yetkisiz ellere geçmiş, buralarda mantık, felsefe
                                                           gelişmesinin  önünü  açma  yolunda  maddi
            ve  tabii  bilimler  terk  edilmeye  başlamış  ve
                                                           konuları da kapsayan çalışmalar yapılmıştır.
            sonuçta  medreseler  cehaletin  ve  tutuculuğun
                                                               Ancak  Darülfünun  kendisine  tanınan  bu
            kaynağı haline gelmiştir.
                                                           şansı  iyi  kullanamamıştır.  Her  şeyden  önce,
                İlerleyen   yıllarda   toplumda   reform
            ihtiyaçlarının hissedilmeye başlaması üzerine  Türkiye’yi  çağdaş  medeniyetin  ve  kültürün
                                                           ortağı  yapmak  amacıyla  gerçekleştirilen
            yüksek öğretim kurumu da dikkatleri üzerine
            çekmiştir. Medreselerden ümidi kesen yenilikçi  inkılaplara  karşı  kayıtsız  kalması,  siyasi
            yöneticiler Darülfünun adı ile yeni bir kurumu  yöneticilerin tepsini çekmiştir. Bunun yanında
            hizmete  sokmuşlardır.  Aslında  Darülfünun    bir bilim yuvası olarak da kendisini istenilen
            düşünce  olarak  ilk  kez  Tanzimat  Döneminde  düzeye  çıkartmaktan  uzak  kalması  reformu
            hayat  bulmasına  rağmen,  ancak  18  yıl  sonra  kaçınılmaz kılmıştır. Bu konuda Darülfünuna
            1863 yılında açılabilmiştir9                   yöneltilen eleştiriler özetle şöyledir: Fakülte ve
                “Fenler Evi” anlamına gelen Darülfünun,    müesseseler arasında bilimsel çalışmalar yoluyla
            adı ile birlikte, artık taassup ve cehaletin hakim  uyumlu  bir  beraberliği  sağlayacak  bağlantı
            olduğu medreselerin yerine gözlem ve deneye    yoktur. Bazı fakülteler bir meslek okulu düzeyini
            dayalı bilimlerin geçeceğini müjdelemekteydi.  aşamamıştır. Öğretim üyelerinin çoğu, bilimsel
            10                                             çalışmalara  zaman  ayıramamakta  ve  başka
                Ancak ilk Darülfünun, binasının yanması    işlerle uğraşmaktadır. Ders kitapları ve araçları
            üzerine iki yılda ömrünü tamamlamıştır. Bundan  yetersizdir.
            sonra çeşitli aralıklarla dört kez daha Darülfünun  Darülfünun konusu TBMM’de olduğu gibi,
            girişimi olmuş,11                              basında  da  aylar  süren  tartışmalara  neden
                Bir yıl sonraki Darülfünunu Sultani (1874-  olmuştur.  Sonuçta  bu  kurumun  Türkiye’deki
            1881) girişimi de benzer nedenlerle ve maddi   gelişmelere ayak uyduramayacağı fikri ağırlık
            imkansızlıklar  sonucunda  yarım  kalmıştır.   kazanmış  ve  daha  köklü  çözümler  aranmaya
            Bundan sonra 1900 yılında Darülfünunu Şahane   başlanmıştır. Bu amaçla TBMM’de Darülfünun
            adıyla yeni bir girişimde bulunulmuş ve bu da  özel  gündemli  oturumlar  düzenlenmiş  ve
            1908’de  yaşanan  Il.  Meşrutiyet’in  ilanından  milletvekillerin görüş ve düşünceleri alınmıştır.
            sonra Veznecilerdeki Zeynep Hanım Konağı’na    Buradan  hareketle  Cenevre  Üniversitesi
            taşınarak  geri  kalan  yaşamını  İstanbul     Pedagoji Profesörü Albert Malche Türkiye’ye



                                                      68
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76