Page 70 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 70

tarih çevresi



            buna bağlı olarak o milletlerin kültürleri de farklı  vurgulamış  ve  bu  amaçla  Batı  Medeniyetine
            olacaktır.  Fakat  kültürlerin  tarih  boyunca  yönelmenin  gerekliliğini  işaret  etmiştir.  Bu
            karşılıklı  etkileşiminden  doğan  ve  bütün   düşüncelerden  hareketle  kültür  alanında
            insanlığa ait sadece bir uygarlık vardır ve onun  çağdaşlaşma yolunda ilk adım, devlet ve fikir
            adı da çağdaş uygarlıktır. Eğer ki Türk milleti  hayatını laik bir temele oturtmak üzere atılmış
            çağdaş ve uygar bir dünyada kendisine seçkin   ve  çıkartılan  yasalarla  devletin  siyasi  yapısı,
            bir yer edinmek istiyorsa, hayatın her alanında  hukuk  ve  eğitim  sistemi  teokratik  temelden
            (siyasi, hukuki, iktisadi, sosyolojik vs.) çağın ve  ayrılmış,   çağdaş   ve   laik   bir   yapıya
            uygarlığın  bütün  gereklerini  yerine  getirmek  dönüştürülmüştür. Ayrıca yeni kültür anlayışını
            zorunda  olmalıdır  ki,  Türk  devriminin  temel  mümkün olduğunca geniş bir tabana yaymak
            amacı da budur (muasır medeniyet). Atatürk bu  lüzumu görülmüş ve bu amacı gerçekleştirmek
            bakış açısıyla, Osmanlı’nın yaklaşık son yüz elli  için  yeni  Türk  alfabesi  düzenlenmiş,  yurdun
            yılında gerçekleştiremediği büyük dönüşümü on  çeşitli yerlerinde “Millet Mektepleri” açılmış ve
            beş yıla sığdırmayı başarmıştır.               bu sayede yüz binlerce insanın okuryazar olması
                Çeşitli  vesilelerle  verdiği  söylev  ve  sağlanmıştır.  Bu  tür  çalışmaların  dışında,
            demeçlerde Atatürk bu konudaki görüşlerini şu  Atatürk’ün en çok önem verdiği konulardan biri
            şekilde  dile  getirmiştir:  “Kültür  dediğimiz  de  kültürü  milli  tarih  tabanına  oturtmaktadır.
            zaman, bir insan topluluğunun devlet yaşamında,  Yüzyıllar boyu devam eden yenilgiler nedeniyle
            düşünce ve ekonomi yaşamında yapabilecekleri   moral çöküntüsü ve ezilmişlik hissiyle yaşayan
            şeylerden  elde  ettiği  sonuçtur,  demek  isteriz;  Türk  ulusuna  güven  kazandırmak  amacıyla
            uygarlık da bundan başka şey değildir”.6       yürütülen  çalışmalar  sonucunda  1931  yılında
                “Gözlerimizi kapayıp herkesten ayrı kendi  Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.8
            başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Ülkemizi        Bütün bu çalışmaların tamamlayıcı olması
            bir çember içine alıp, dünya ile ilgimiz olmadan  bakımından hayatın her alanında bir dizi inkılaba
            yaşayamayız. Tersine ileri, uygar bir ulus olarak  girişilmiş ve gerçekleştirilmiştir. Burada güdülen
            uygarlık alanının içinde yaşayacağız. Bu, ancak  amaç,  daima  çağdaş  dünya  ile  bütünleşmek
            bilim ve teknikle olur. Bilim ve teknik neredeyse  olmuştur.
            oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına   Burada  değinilmesi  gereken  bir  önemli
            yerleştireceğiz. Bilim ve teknikte bir sınırlama  husus  da,  yüksek  kültür  kurumlarının
            ve  koşul  yoktur.  Akla  uygun  hiçbir  kanıta  oluşturulması  çabalarıdır.  Bir  toplumun
            dayanmayan  bir  takım  geleneklerin  ve       ilerleyebilmesinin    ve     bağımsızlığını
            inanışların korunmasında direnip duran ulusların  koruyabilmesinin en önemli şartlarından biri de
            ilerlemesi  çok  güç  olur;  belki  de  hiç  olmaz.  o  toplumun  bilim  dünyasında  söz  sahibi
            İlerleme yolunda bağları ve koşulları aşamayan  olabilmesidir. Ulusuna, hayattaki en gerçek yol
            uluslar yaşamın akla uygun olduğunu ve eyleme  gösterici  olarak  bilimi  işaret  eden  Atatürk’e
            dayandığını   göremezler.   Yaşamı   geniş     göre; kültürel alanda çağdaşlaşma zincirinin en
            kapsamıyla  gören  ulusların  egemenliği  altına  önemli halkasını üniversiteler oluşturmaktadır.
            girip onların esiri olmaktan kurtulamazlar.”7      Türk üniversite hayatındaki gelişmelerin,
                Adeta üniversite reformunun ilk işaretleri  dolayısıyla  üniversite  reformunun  mahiyetini
            olarak  kabul  edilebilecek  bu  ve  benzeri   anlamak  için  biraz  gerilere  gitmek  gerekir.
            söylevlerde Atatürk daima akılcılığın önemini  Bilindiği  gibi  Osmanlı  İmparatorluğu  yüksek



                                                      67
   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75