Page 104 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 104
tarih çevresi
belirler. “Zavallı milletimizi esir etmek isteyen
düşmanları behemahal mağlup edeceğimize dair
“Bir takım şeyhlerin, dedelerin,
olan emniyet ve itimadım, bir dakika olsun
seyyidlerin, çelebilerin, babaların, dervişlerin
arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, sarsılmamıştır.”32
üfürükçülere, muskacılara, talih ve hayatlarını “Nesafet ve merhamet dilenmek gibi bir
emniyet eden insanlardan mürekkep bir kütleye, prensip yoktur. Türk milleti, Türkiye’nin
medeni bir millet nazarıyla bakılabilir mi?27. müstakbel çocukları bunu, bir an hatırdan
Daha sonra bizim kim olduğumuzu ve çıkarmamalıdırlar.”33.
Türk Milletinin özelliklerini belirleyip sıralar; “Milletin istiklali tehlikeye girdiği vakit
Türkiye halkı ırken, dinen ve harsen millet ordularını kendi toplar ve yalnız bir
müttehit, yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile hareket tarzı kabul eder. O da; kurtuluş uğrunda
ve fedakarlık hissiyatiyle meşhun ve mukadderat sonuna kadar kanını dökmek” dir34.
ve menafi müşterek olan bir heyet-i Atatürk’e göre harp bir millet için tam bir
içtimaiyedir28. test olup, aynı zamanda bir hayati prensibi içerir.
“Biz Türküz; tam manasıyla Türküz. İşte O bu konuda; “Harp Milletin çarpışmasıdır.
o kadar. Bize iyi Müslüman olmak kafidir. Asya Harp milletlerin bütün mevcudiyetleriyle, ilim
için ve Avrupa için bizim kanunumuz aynıdır. ve fen sahasındaki seviyeleriyle, ahlaklarıyla,
Dostlara sahip bulunmak; istiklal-i tamımızı harslarıyla hülasa bütün maddi ve manevi kudret
muhafaza etmek, her şeyi Türk cephesinden ve faziletleriyle ve her türlü vasıtalarıyla
mütalaa etmek. Bu realist görüştür.”29 çarpıştığı bir imtihan sahasıdır. Bu sahada,
çarpışan milletlerin hakiki kuvvet ve kıymetleri
Fakat bölgede ve dünyada barış içinde
milletçe yaşayabilmek başkalarının da iyi ölçülür. Yenilen topyekün yenilmiş sayılır.”35
niyetine bağlı olup, her zaman mümkün demiştir. Onun idealindeki milletlerin sahip
olmayabilmektedir. Ve Atatürk’ün önderliğinde olmaları gereken iki hayati prensip vardır. Onlar;
İstiklal Savaşı kapıya gelip dayanmıştır. “İstiklal ve hürriyetlerini her ne pahasına
“Ben 1919 senesi mayısı içinde Samsun’a ve her ne mukabilinde olursa olsun ihlal ve
çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. takyide, asla müsamaha etmemek:… ve bunun
Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan için icab ederse, son ferdinin son damla kanını
ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi akıtarak, beşer tarihini şanlı misal ile tezyin
bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu etmek; işte istiklâl ve hürriyetin hakiki
Türk milletine güvenerek işe başladım”30. mahiyetini, şamil manasını, yüksek hizmetini,
vicdanın da idrak etmiş milletler için esasi ve
“Halas için, istiklal için evvel ve ahir
hayati prensip.”36
düşmanla, bütün mevcudiyetimizle vuruşarak
onu mağlup etmekten başka karar ve çare yoktur şeklinde özetlenebilir. Atatürk fikir
ve olamaz.”31 sistemi ve dünya görüşünde şan, şeref, namus,
101