Page 257 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 257
tarih çevresi
Buradan şöyle bir sonuç çıkarmak hiç de durdurmuş, muhalefeti Lozan Konferansının
abartılı olmayacaktır: Eğer, Eskişehir-Kütahya yürütülmesi ve delegasyonun uyguladığı
savaşlarından sonra, Yunan ordusu Sakarya politikaya yoğunlaşmasına neden olmuştur.
gerisi mevzilerde de durdurulamamış olsaydı. Muzaffer başkumandanın “başkumandanlığı”
TBMM ve Anadolu Hükümeti dağılmanın artık gündemden düşmüştür. Mustafa
eşiğine gelmiş olur, Mustafa Kemal Paşa Kemal’in askeri önderliği tartışma dışı
önderlik insiyatifini kaybetmiş olabilirdi. Bu kalmış, olay tamamen siyasallaşmıştır.
anlamda Sakarya, Türk İstiklal savaşının en Bu koşullar altında, Gazi Mustafa
kritik eşiğini oluşturur. Bu savaş Türk Kemal, 1923 seçimlerine Müdafaa-ı Hukuk
milletinin ordusuna güvenini tazelemiş, zafere Grubunun Halk Fırkası olarak gireceğini ilan
inancı pekiştirmiştir. ettiğinde, birkaç kimliği bulunuyordu.
Ancak, paradoksal bir şekilde, Mustafa Birinci, TBMM kararı ile 1921
Kemal Paşa kimliğinde askeri otoritenin sonbaharından beri Gazi ve Mareşaldi. Yani
gücünün artması, iki yönlü bir tehdit 7/8 Temmuz 1919 gecesi kaybettiği askeri
algılamasına neden olmuştur. Birincisi, güçler kimliğini tekrar iktisap etmişti. İkinci ise
birliği ve meclis üstünlüğü ilkesine dayanan TBMM’nin başkanıydı. Sonuncusu ise bir
TBMM rejiminin, başkumandan karşısında siyasal partinin önderiydi. Bu nitelikleri bir
gücünün gittikçe zayıflaması; hatta bir araya getiren ihtilalin özel koşullarıydı.
Mustafa Kemal diktasına dönüşmesi Nisab-ı Müzakere Kanununun istisna
olasılığıdır. İkinci ise, bu gerçekleşmese dahi, hükümleri, Büyük Taarruzda görev almış bir
rejimin askerileşmesidir. Bu bakımdan ordu, çok komutanın, Müdafaa-ı Hukuk Birinci
milli mücadele boyunca, dikkatle izlenmiş, Grubundan mebus seçilmesini sağladı. Bu,
Erkan-ı Harp Riyaseti, Milli Müdafaa Halaskar Gazi’nin elde ettiği büyük askeri
Vekaleti, Cephe komutanları, hatta Ankara başarıyı siyasal bir inisiyatife dönüştürmesi
civarındaki garnizon uygulamaları bile sert anlamına gelecekti.
eleştirilere tabi olmuştur. Eleştirilerden,
1927’e kadar sürecek olan Nisab-ı
başkumandanlık mevkiide nasibini almıştır.
Müzakere Kanununun geçiş rejimi hükümleri
Özetle, Türk İstiklal Savaşı tarihi askeri
ne dayanarak 1924 yılı itibariyle, önce en
otoritenin cumhuriyet tarihinde görülmemiş
az 14 muvazzaf ordu komutanı TBMM’ne üye
bir şekilde gözlem altında tutulduğu bir
olarak seçilmiş bulunmaktaydılar.[35]
dönemdir. Bu dönemde, ordunun TBMM’nin
Zaferden sonra üç müfettişlik ve 9 kolordu
üstün ve egemen otoritesi altında
olarak yeniden düzenlenen Türk
konuçlanması gereği sık sık vurgulanmıştır.
ordusunun[36] , TBMM’ne seçilmiş bulunan
Büyük Zafer, başkumandan ve cihet-i generalleri, özlük hakları mahfuz
askeriyeye yönelik açık eleştiri ve yıpratmaları kalmak,fiilen kıtaya kumanda etmemek şartı
255