Page 256 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 256
tarih çevresi
Bu siyaset farklılaşması ordunun sevk ve Bu muhalif odak, Müdafaa-ı Hukuk İkinci
idaresi konusunda da içtihat farklarına yol Grubuydu. Başkumandanı güçsüzleştirme
açacaktır. konusunda en büyük hamle, ordunun bir
Fevkalade Harp Encümeni marifetiyle
Eskişehir-Kütahya Savaşlarında Batı
denetlenmesiydi. Meclis’te Mustafa Kemal
Cephesinin çökmenin eşiğine gelmesi, askeri
Paşa’nın fiili partisi olan Birinci Grup bu
yönetimin radikal bir şekilde ele alınmasını
girişimi bloke etmeyi başardı. Encümenin
zorunlu kıldı. TBMM kendi başkanını
başkanlığına, Başkumandanın getirilmesi, bir
Başkumandan mevkiine getirdi. Daha önce
komisyon aracılığıyla Başkumandanı
Kanunu Esasi, başkumandanlığı padişahlık
zayıflatma projesini rafa kaldırmış oldu.
hukukundan sayıyordu. Birinci Dünya Savaşı
Encümen Maliye, Milli Savunma Vekaletleri
boyunca Enver Paşa, Sultan Reşat’a vekaleten
ve Erkan-ı Harp Riyaseti temsilcilerinden
bu mevkide bulundu. Literatürde bazı
oluşan ve Başkumandan tarafından yönetilen
yazarlar başkumandanlığı Meclisin teşrii
bir komisyona dönüştürüldü. [34]
(yasama) faaliyetine denk işlem yapma yetkisi
dolayısıyla eski Roma Cumhuriyetlerinde Sonuç itibariyle, Birinci Meclis
olduğu üzere kanuni diktatörlük olarak döneminde ordunun sevk ve idaresi Meclisin
önemle ele aldığı bir konu olarak dikkat
yorumlamışlardır. Örneğin Başkumanlık emri
çeker. Bu durum doğaldır da. Ankara
ile kurulan İstiklal Mahkemeleri, Tekalif-i
Konvansiyonunun meşruiyet kaynağı Türk
Milliye emirleri yasama delegasyonu sayılır.
İstiklal Savaşıdır. Bir anlamda Anadolu halkı
Buna benzer düşünceler, Hüseyin Avni (Ulaş)
kurtuluş gündemine odaklanmıştır. Bu
gibi muhalif mebuslarca da belirtilmişti.
bakımdan ordunun yönetimi Türk milleti
Kanun bizzat Mustafa Kemal’in talebi ile “üç
açısından varolma/yokolma düzeyinde bir
aylık bir süre kaydı altında” çıkarılmış, daha
önem taşımaktaydı. Birinci Dünya Savaşının
sonra 31 Ekim 1921, 4 Şubat 1922, 6 Mayıs
acı tecrübeleri, genel olarak milletvekillerini
1922 ‘de üçer ay, 20 Temmuz’dan itibaren
cihet-i askeriyeye güvensiz kılmıştı. Bir kısım
süresiz uzatılmıştır.
mebus, mağlubiyet ve imparatorluğun
Bu uzatmaların her birinde, dağılması sorumluluğunu büyük ölçüde
Başkumandanın artan nüfuz ve karizmasından İttihatçı subaylara yıkmaktaydılar. Şurası
çekinen muhalifler tarafından, yetkilerini özenle vurgulanmalıdır ki, Mustafa Kemal
tahdit etmeye, makamın yetkisini bir Paşa’nın, Erzurum ve Sivas Kongrelerinden
komisyonla sınırlamaya teşebbüs edilmiştir. başlayarak önderliğinin kabul edilmesi
Muhalefet Meclis tüzel kişiliği üzerinden kayıtsız koşulsuz bir itaat anlamına asla
savaşın yönetimi ve ordunun sevk ve idaresine gelmemiştir. Sakarya Savaşının sonuna kadar
müdahale etmeye çalışmıştır. Başkumandanı Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis içi iktidarı
taarruza veya görevi bırakmaya zorlamıştır: bıçak sırtı denge durumunu sürdürmüştür.
254