Page 8 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 8

tarih çevresi

                     ATATÜRK’ÜN BİLİM VE EĞİTİME YÖNELİK TUTKUSU

Askerlik yaşamından gelen Atatürk'ü siyaset olayları büyük devlet adamı yapmış olduğu gibi,ülke-
mizin kültür sorunları da O'nu büyük eğitimci durumuna getirmiştir. Atatürk, Cumhuriyet’in yönünü
ve geleceğini belirleme de, bilimi temel kılavuz olarak almıştır. Atatürk'ün 27 Ekim 1922 günü
(Cumhuriyetin ilanından bir yıl önce, laik devlet yolunda henüz herhangi bir adım atmamışken) Bur-
sa'da öğretmenlere hitaben yaptığı özlü ve önemlikonuşmasında, "Hanımlar, beyler, memleketimiz-
in en bayındır, en hoş, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmana karşı
kazanılan zaferin sırrı nerededir, bilir misiniz? Orduların sevk ve yönetiminde bilim ve fen kural-
larını kılavuz almamızdandır. Milletimizin siyasi ve toplumsal yaşamında, düşünce eğitiminde de
kılavuzumuz bilim ve fen olacaktır.” özdeyişiyle aklı ve bilimi önder yaparak büyük bir değişikliği
gerçekleştirmek yolundaki kararlılığını açıkça görmekteyiz. Atatürk’ün doğruluk ve dürüstlük
ile ilgili önemli sözleri “Gerçeği konuşmaktan korkmayınız”. 1918 (Atatürk’ün S.D.V, s. 110)
Atatürk ulusal eğitimin yaygınlaşması için, eğitime ve öğretmenlere çok iş düştüğünü be-
lirterek 24 Mart 1923 günü Kütahya’da öğretmenlere hitabında : “Milletimizi gerçek hede-
fine, saadet (mutluluk) hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını
kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu… Bu iki ordunun
ikisi de hayatidir. Bir millet savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse
etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla ayakta durur… .”

       Cumhuriyet dönemi başlarken Türkiye nüfusunun ancak %10 u ve kadın nüfusun %3 ü okur
yazardı. Atatürk 22 Eylül 1924 te Samsun’da İstiklal Ticaret Okulundaki konuşmasında eğitimin
önemini şu sözlerle anlatıyordu: “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek toplum
halinde yaşatır; ya da bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.”

Atatürk’ün, Türk eğitim modelinin geliştirilmesinde yol gösterici ilkeleri şöyledir:

Eğitimimiz:
1. Ulusal olmalıdır.
2. Bilimsel olmalıdır.
3. Uygulamalı olmalıdır.
4. Karma olmalıdır.
5. Laik olmalıdır.

Atatürk'ün bilim ve araştırmaya ilgisini, şimdi vereceğim örnek açık olarak göstermektedir: Atatürk,
1925 yılında Ankara'da I. Ulusal Türk Tıp Kongresinin onursal başkanlığını üstlenip bazı oturumlara
da katılıyor. O zamana kadar Osmanlı toplumunda "Milli" adıyla toplanan hiçbir kongre bulunmuyor
ve Sultanlar da bilimsel toplantılarla ilgilenmiyorlar. O, İstiklal harbinin barut ve duman kokusu ve
ülkedeki yıkıntısı devam ederken bu yaklaşımı ile bilime ve bilim insanına olan saygı ve sevgisini
sembolize etmiştir.

                                               8
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13