Page 37 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 37
tarih çevresi
Germanicia mozaiklerinden özellikle “Yaşam Mozaiği”nde ilk bakıldığında, günlük yaşam sahnelerinin
bulunduğu ve hiçbir dini sahne bulunmadığı zannedilir. Ancak o dönemde okuma-yazma oranı düşük oldu-
ğundan mozaikler üzerindeki bazı tasvirler aslında dini semboller içermekte olup dinin öğretilerini yaymak
amacıyla özellikle betimlenmiştir. Hıristiyanlığın gizli gizli halk arasında yayılmaya başladığı MS. I. yüzyıldan
resmi din olarak kabul etmesi olan 4. yüzyıla kadar insanlar üzerlerindeki baskıdan dolayı tek tanrılı dine ina-
nışlarını ve Hıristiyanlığın öğretilerini sembollerle anlatmışlardır.Erken Bizans Dönemi’nde büyük Konstan-
tin’in Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesine kadar olan süreçte şehirlerde halkın arasında Hıristiyanlık
çok geniş kitleler tarafından kabul görmüştür.. Halk zamanla Paganizmin çok Tanrılı dinin Tanrılarını ve mi-
tolojisini terk ederek Hıristiyanlığın öğretilerini dini sembollerle yaşatmıştır. Konularını İncil ve Tevrat’tan
alan Hıristiyan imgeleridir. Bu tasvirler Hıristiyanlığın ortak bir dili olarak mozaiğin ustası ve yaptıran tarafın-
dan özel olarak seçilmiştir.
Yaşam mozaiğinin merkezinde yer alan ve diğer insan betimlemelerine göre daha heybetli cepheden yapılan
erkek figürü ilk etapda bir çobanı anlatmaktadır. Fakat tasvirin ayrıntılı incelenmesinde; çoban tasvirinin mo-
zaiğin orta merkezine yapılmış olması, diğer erkek betimlemelerine göre daha heybetli yapılmış olması bu tas-
virin aslında Kutsal Kitap İncil’deki “Çoban İsa”yı sembolize ettiğini çağrıştırır. Bu tasvir özelikle mozaiğin
merkezine ev sahibi tarafından kutsal kitabın öğretilerini yaymak için yaptırılmıştır.
Mozaikte bir ağacın dibinde bulunan göletten su içerken bir geyik tasvir edilmiştir. Hıristiyanlıkta,
geyik ve ceylanın tüm yaratıklardan korkan bir doğası olmasına karşın her tür yılanı öldürdüğüne inanılmaktadır.
Bu nedenle de geyik ve ceylan Hıristiyan inanışın bir sembolü olarak kutsal kabul edilmektedir. Bu tasvir;
Mezmur 42:1’deki “erkek geyik nasıl akarsuları özlerse canım da seni öyle özler tanrım” tümcesinden esinle-
nerek mozaiğe yapılmıştır9. Mozaiğin kalın bordüründe yer alan asma, ikonografik açıdan Hıristiyanlıkta Hz.
İsa’yı temsil etmektedir. Anadolu’da Hristiyanlığın yayılmağa başladığı I. yüzyıldan itibaren Hz. İsa ile ilgili
en önemli metafor asmadır. Eski Ahit’te Yaratılış 40:9-11’de 9: Böylece baş saki söyledi Yusuf onun hayali.
Ona de ki: Rüyamda önümde bir asma gördüm, 10: asmanın üzerinde üç dal vardı. Tomurcuklar çiçek açtı ve
salkımlar olgunlaştı ve üzüm oldu. Yeni
9 Daloğlu Özkaya E.(2011) “Anadolu’da Erken Bizans Dönemi Figürlü Zemin Mozaikleri “ Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi,Sanat Tarihi Bölümü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi , Çanakkale
35