Page 18 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 18

tarih çevresi

rinin kesinleşmesini sağlayacaktır. Beyliğin sınırları zaman içinde kuzeyde Bozok (Yozgat), batıda Kırşehir,
doğuda Harput ve güneyde Ayıntab’ı da içine alacak şekilde genişleyecektir (Eyicil, 2019:29).

         Çok harpçi ve askerî bir karaktere sahip olan Dulkadir Türkmenleri nüfus ve coğrafya avantajını askeri
kudretleri vasıtasıyla Memlüklerden koparak bağımsız olma yolunda kullanacaktır. Zeyneddin Karaca Bey’den
itibaren bağımsızlık yolunda verilen şiddetli mücadeleler Dulkadirlilere çok ağır bedeller ödetmiştir. 10 Dulkadir
Beyinin 5’i Memlükler elinde (Zeyneddin Karaca, Halil, Sevli, Melik Arslan ve Şahsuvar Beyler) 1’i Osmanlılar
elinde (Alauddevle Bey) ölürken, ancak 2’si (Nasıreddin Mehmed Bey ve Süleyman Bey) beyliğinin başında
ecelleriyle hayata göz yummuşlardır.

         Dulkadir Tarihi iç ve dış mücadeleler tarihidir denilse yeridir. Bunun temel sebebi sadece bağımsızlık
çabası olmayıp, Maraş’ın Anadolu-İran-Suriye üçgenindeki stratejik konumunda yatmaktadır. Dulkadir Bey-
liğinin en büyük talihsizliği etraflarının Memlük-Osmanlı-Akkoyunlu ve Safeviler gibi çok kudretli Türk Dev-
letleriyle sarılmış olmasıydı. Beylik; nüfusu, askeri kudreti ve coğrafyanın verdiği avantajla kısa sürece
büyüyerek Karakoyunlu-Akkoyunlu ölçeğinde büyük bir Türkmen Devletine dönüşecek potansiyeli fazlasıyla
taşıyordu. Ancak Maraş coğrafyasının etrafı bu potansiyelin kullanılmasına müsaade etmeyecektir.

         Zeyneddin Karaca Bey’in şiddetli akınlarla Çukurova Ermenilerine büyük darbe vurması, bölgedeki
Ermeni güçlerinin zamanla dağlık bölgelerde tutunup, şehirlerden uzaklaşmalarını sağlayarak bölgenin gele-
ceğine Türk Tarihi açısından mühim bir katkı sağlamıştır. Ancak onun Suriye’ye doğru yayılma adımları Mem-
lüklerin çok sert tepkileriyle etkisiz kılınmıştır. Memlüklerin Maraş ve Adana bölgesinde oluşturdukları
hâkimiyet Kuzey Suriye’yi Anadolu’dan gelebilecek bir tehdide kapalı tutmakla kalmıyor, Konya hattına kadar
nüfuz etme imkânı tanıyordu. Bu sebeple Anadolu’daki egemenliklerinden vaz geçmeleri düşünülemezdi. Hak-
sız da sayılmazlardı. Maraş’ı alarak buradaki Ermeni egemenliğine son verenler kendileriydi.

         Zeyneddin Karaca Bey’i uzun bir mücadelenin ardından ele geçirerek Kahire’de idam eden Memlükler
onun halefleri olan ve bağımsızlık yolunda Zeyneddin Karaca Bey’i takip eden Halil (1353-1386) ve Sevli
(1386-1398) Beyleri de Maraş’taki yaylalarında suikastlarla ortadan kaldırmayı başaracaklardır (Gökhan,
2019:258-263).

         1398 yılında Memlüklere rağmen Yıldırım Bayezid’in müdahalesiyle Nasıreddin Mehmed Bey’in Dul-
kadir tahtına çıkması (Yinanç, 1989:34) beylik üzerindeki Memlük nüfuzunu sarstığı gibi Osmanlı nüfuzunun
da çok etkin bir şekilde kurulmasını sağlayan en mühim siyasi gelişme oldu. Oldukça dengeli bir dış politika
takip eden Nasıreddin Mehmed Bey (1399-1442) hem Osmanlı ile hem de Memlüklerle iyi ilişkiler kurmuş
ve kızlarını her iki devletin saraylarına gelin ederek konumunu sağlamlaştırmayı başarmıştır. Bu, onun uzun
ve huzurlu bir beylik sürmesini ve memleketinin imar faaliyetlerini artırmasını sağlamıştır. Nasıreddin Mehmed
Bey, Fetret Devrinde Çelebi Mehmed’den yana tavır sergilemiş ve onun Musa Çelebi’ye karşı giriştiği müca-
deleyi kazanmasına yardıma gönderdiği Dulkadir kuvvetleriyle destek olmuştu (Gökhan, 2019:265-269).

         Osmanlı ve Dulkadir saraylarının evlilik yoluyla akrabalık bağları kurması Osmanlı-Dulkadir yakın-
laşmasının temel direklerinden biri olacaktır. Kaynaklar Maraş’tan Osmanlı sarayına 5 gelin gittiğini ve bun-
lardan iki tanesinin geleceğin padişahları olan 2.Murad ile Yavuz Sultan Selim’i doğurduğunu kaydederken,
en meşhur gelin olarak Fatih’e eş olarak gönderilen ve mezarı Edirne’de olan Süleyman Bey kızı Mükrime
Sitte Hatun’u yazar (Yinanç, 1989:55).

         Nasıreddin Mehmed Bey’den sonra oğlu Süleyman Bey (1442-1454) babasının barışçı denge siyasetini
devam ettirmiş ve Maraş Ulu Camiini ilk kez bina ettirmiştir. Ancak Süleyman Bey’in vefatı sonrası yerine
geçen Melik Arslan Bey (1454-1465) döneminde Dulkadir-Memlük ilişkileri yeniden gerilecek ve o da selefleri
gibi Elbistan Ulu Camiinde Memlük suikastı ile hayatını kaybedecektir (Eyicil, 2019:30).

         Memlükler Melik Arslan Bey’in yerine kendilerine yakın olan Şah Budak Bey’i (1465-1466) Dulkadir
tahtına oturtmayı başarırsa da Karamanoğullarını Konya’dan uzaklaştıran Fatih Sultan Mehmed duruma mü-
dahale ederek kayınbiraderi Şahsuvar Bey’i Dulkadir tahtının yeni sahibi yapar (Yinanç, 1989:62-63).

         Osmanlı taraftarı olan ve Fatih’in desteğine güvenen Şahsuvar Bey (1466-1472) kendini Memlüklere

                                                               16
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23