Page 40 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 40

tarih çevresi

       Türkiye'de Yönetim Tarihi Araştırmalarının Gelişimi ve Durumu
                                     (Osmanlı Dönemi)

                                  Mehmet Seyitdanlıoğlu1

         Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet yapısını ve kurum-
larını büyük ölçüde devralmış ve bu kurumlan cumhuriyetçi ve demokratik bir çerçeveye oturtmuş-
tur. Bu nedenle, ülkemizdeki kamu yönetimi araştırmalarının daha sağlıklı ve gerçekçi bir temele
oturtulmasının, yönetim tarihi araştırmalarının gelişmesiyle doğru orantılı olacağı şüphe götürmez bir
gerçektir. Konuya tarihçi gözüyle bakıldığında da şöyle bir yargıya varmak mümkündür. Tarihi olgular
bir süreç içerisinde doğup, gelişip gerçekleşirler. Her tarihsel olgu kendisinden önceki oluşumların
devamı ya da sonucu olduğu kadar, kendisinden sonra gelecek olguların da nedeni veya başlangıcıdır.
Bu durum özellikle devlet hayatını ilgilendiren kurumlar söz konusu olduğunda çok daha çarpıcı bir
biçimde karşımıza çıkar. Bu süreklilik yönetim tarihi araştırmalarının gerekliliğini ve önemini ortaya
koyar.

     Yönetim tarihi bir bilim dalı olarak, devlet ve onun kurumlarının ve yönetim anlayışının tar-
ihi gelişmesini izlemek, bu devlet örgütünün nasıl ve hangi şartlarda meydana geldiğini araştır-
mak, bu kurumların nasıl çalıştığını ve ne gibi fonksiyonları haiz olduğunu açıklamak, onu
dünyadaki benzerleri ve çağ¬daşlarıyla karşılaştırmak, birbirleriyle etkileşimlerini ele almak,
ne zaman ve ne için değiştiğini ortaya koymak gibi oldukça geniş ve kapsamlı bir işleve sahiptir.

      Öte yandan, ülkemizin mirasçısı olduğu Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun bir yönetim tecrübe-
sine ve kendine özgü bir idari yapı ve geleneğine sahip olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Türkiye’de
yönetim tarihi araştırmalarının ne derece zor ve uzun bir çaba gerektirdiği de açıktır. Bugünkü Tür-
kiyemiz yalnızca coğrafya bakımından değil, sosyal, kültürel, siyasî ve İdarî devamlılık bakımından
da Osmanlı Devleti’nin halefi sayılır. Hiç kuşkusuz ki, Cumhuriyet yönetimi ile girilen yeni dönem
ve ortaya konulan yenilikler gerçekte eski ile yeninin bir kaynaşması bir sentezi özelliğini de taşı-
maktadır. Bu bakımdan eski hukuk ve yönetimimize ait pek çok kural, örf ve adet kalıbı altında ve
kurumsal temelde varlığını sürdürmektedir. Günümüz yönetiminin problemlerini anlamak, bunlara
yeni ve yeterli çözümler üretmek, yönetim tarihimizin içerisinde ve ayrıntılarında gizlidir. Bu itibarla,
yönetim tarihi araştırmalarının önemi bu alanda ihtiyaç duyulan bilgi oranında artmaktadır. Osmanlı
İmparatorluğu’nun idari yapısı ve devlet teşkilâtı özellikle XVI. yüzyılda klasik şekil ve fonksiyon-
larını kazanmıştır. Ancak, bu yapı onyedi ve onsekizinci yüzyıllarda çok çeşitli iç ve dış kaynaklı

    * Prof . Dr, Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi

                                               40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45