Page 8 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 8

tarih çevresi

   3. Araştırmanın Yöntemi
   Birbirine benzeyen verileri belirli temalar çerçevesinde bir araya getirmek ve bunları okuyucuların
anlayabileceği bir biçimde düzenleyerek yorumlama temeline dayanan (Yıldırım ve Şimşek, 2006),
içerik analizi ağırlıklı olarak yazılı ve görsel verilerin analiz edilmesinde kullanılan bir yöntemdir (Öz-
demir, 2010). İçerik analizi araştırmacının temel varsayımı ve birikimi çerçevesinde oluşturulan bir
kategorileştirme işlemidir. Kısa süren bir ön araştırma sonrasında araştırmacı, çalışmada kullanmayı
tasarladığı analiz birimlerini seçmekte ve kategorilerini oluşturmaktadır (İnal, 1996). Araştırmada;
İstanbul ile ilk karşılaşma anında gördükleri manzarayı ve hissedilen duygu yoğunluğunu yazılarında
bahseden batılı seyyahlar belirlenmiş ve daha sonra yazdıkları metinler içerik analizi yöntemiyle in-
celenmiştir. İstanbul’a geliş yılları kronolojik olarak sıralanan seyyahlar Tablo.1’de gösterilmektedir.

Tabloda görülen 6 seyyahın İstanbul ile ilgili metinleri içerik analizi Tablo. 2, Kodlama rehberi ise
Tablo. 3’te, ekler kısmında yer almaktadır.

    3.1. İncelenen Metinler
    Edmondo De Amicis: “Bu harikulade manzaranın hususiyetlerini nasıl kavramalı? Bir an yakın
kıyılara, bir Türk evine veya yaldızlı bir minareye bakıyorum, ama hemen sonra nazarlarım bu ışıklı
büyük derinlikte yeniden dolaşıp dururken, gözlerimi takip edemeyen perişan zihnimle şu iki dizi hayal
şehrinin içinde kaybolup gidiyorum. Bütün bu güzelliğin üstüne son derece huzurlu bir haşmet yayılmış;
bu, binlerce peri masalını ve çocuk rüyasını hatırlatan genç ve sevdalı, ne olduğunu bilmediğim bir
şey; hayali hakikatin dışına sürükleyen, hava gibi, esrarlı ve büyük bir şey. Süt renginde, gümüş parlak-
lığında şeffaf semanın altında her şey fevkalade bir açıklıkta ortaya çıkıyor; erguvani şamandıralarla
dolu safir renkli denizde minarelerin uzun beyaz akisleri titriyor, kubbeler pırıldıyor; uçsuz bucaksız
nebatlar sabah rüzgârıyla sallanıp titreşiyor; camilerin etrafında güvercin bulutları uçuyor; binlerce
boyalı ve yaldızlı kayık suyun üstünde kayıyor; Karadeniz’den gelen rüzgâr on bin bahçenin kokusunu
getiriyor ve geri kalan her şeyi unutmuş, bu cennetle sarhoş olmuş bir halde arkaya bakınca, yeni bir

                                               8
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13