Page 40 - Tarih Çevresi Dergisi
P. 40
tarih çevresi
İkisi de şehrin en önemli bölgesiydiler ve Sarayburnu’ndan) Ayasofya önlerine
Pagan Tanrılarına adanan kutsal Yunan uzanıyordu. Bu, bölge oldukça geniş bir alanı
Tapınaklarıyla kutsal bölge olarak kabul görüp kapsamaktaydı. Antik dönemde yer alan bütün
onurlandırıldılar. Her ikisi de; Pagan Tapınaklar bu bölgedeki düz teras alanda
yan yana dizilmişlerdi. Bu düzlük, plato, aynı
Roma kentinin bir bölümü olup,
Roma’dan önce Yunan kültürünün parçası zamanda Akropolis tepesi olarak Byzantion’un
olarak, geliştiler. ilk tepesini oluşturuyordu.
Antik tepelerden oluşan bu topografyada,
“Kentler, alanın doğal savunma nitelikleri
I. Eksen; Akropolis Tepesi eksenidir ve daha çok
göz önünde bulundurularak konumlandırıldılar.
Yunan yerleşimcilere atfedilen yerleşim bölgesi,
“Akropolis” ve onun Roma eşdeğeri “arx” hem
kuzeyden, Sarayburnu’ndan, tıpkı bir Yunan
kentin bağımsızlık simgesi hem de kent
Akropolis’in yapısını anımsatan dik yamaçları
surlarının gelişmesinden sonra bile kentte
olan düz bir plato boyunca güneye Küçük
yaşayanlar için bir son sığınma yeri olarak kaldı
Ayasofya ‘ya uzanmaktaydı. İşte bu plato,
“ (Owen, 2000).
Yunan Akropolis’inin adeta bir modeli olarak
İlk önceleri tamamen doğal teras yapısına Yunan kökenli kolonistlerce ideal bir yerleşim
sahip bölge sonraki zamanlarda, kent geliştikçe yeriydi.
bu doğal plato yapısal olarak yetersiz olmaya Eyice Akropolis’in yerini şöyle tarifler:
başladı ve bu yapıyı kuvvetlendirmek için “kutsal merkezi teşkil eden Akropolis’in
yapılara adeta doğal bir temel oluşturan sarnıç
Ayasofya dolaylarında olduğu zannedilmektedir.
gibi yapılarla ve teraslamalarla yeniden Bir merdivenle çıkılan bu yerin yanında yine
yapılandırılması gerekti. Aslında, Byzantion’un, yüksek mıntıkada, dört tarafı revaklarla çevrili
doğal oluşumu yanında sonradan teraslarla Tetrastoon adı verilen bir çarşı vardı ki bunun
desteklenerek oluşturulmuş bir topografyası ortasında Apollon Helios’un tunçtan bir heykeli
vardı. Çünkü topoğrafik açıdan tıpkı Roma gibi yükselirdi” (Eyice, 2006 ).
tepelerden oluşan genelde ve düz alanlarda
kurulan Yunan şehirleri gibi, bir yapılanmaya Tezcan, Akropolis Tepesi’nin
uygun olmayan çok problemli bir yapısı vardı. Byzantion’u oluşturan başlıca kentsel eleman
Üstelik bu uygun olmayan topografya sürekli olduğuna dikkat çeker, öyleki “Byzantion
doğal afetlere maruz kalmaktaydı. (Bu teraslar tamamıyla Akropolis demektir” (Tezcan, 1988).
hakkında en kapsamlı çalışmalar Mamboury’e Kısaca Antik dönemdeki bu bölgeyi kısaca şöyle
anlatır;
aittir.)
Mamboury’nin haritaları bu terasları ve “Antik Dönem Byzantion’u, Akropolis
gerçek anlamda, yapısal olarak Byzantion’un tepesi, Ayasofya Meydanını ve Akropolis’in
doğal ve doğal olmayan yapısını gözler önüne yamacını içeriyordu” (Tezcan, 1988).
serer. İlk kent terası Akropolis Tepesini kapsıyan Böylece, Antik dönem Byzantion’u,
ve Bosphourios Akra’dan (bugünkü Akropolis ve Akropolis Ekseni adeta kentin
38